Mardin'in Kızıltepe ilçesine bağlı Eşme (Miskeynter) köyünde 1964 yılında doğan Molla Süleyman Güler, ilk ve orta okulu burada okuduktan sonra köy tarihinde ilk defa lise kazanan biri olarak Mardin İmam Hatip Lisesi’ne yerleşti.
Küçüklüğünden beri İslami şuura sahip olan Molla Süleyman Güler, lisede İslami davayla tanışarak dini bilincini daha da perçinleştirdi.
Şehid Molla Cüneyt Öncel ile de lisede yakın arkadaş olan Molla Süleyman Güler, Mardin’de okuduğu dönemde ara ara köyüne gelip buradaki çocuk ve gençlerle ilgilenerek onların İslami şuur kazanması için çaba harcadı ve çokça da başarılı oldu.
Liseden mezun olduktan sonra Açık Öğretim İlahiyat Fakültesi’ni de bitiren Molla Süleyman Güler, askere gitti ve geldikten sonra girdiği sınavlardan başarılı olup resmi olarak imamlık yapmaya başladı.
İmamlık yaptığı dönemde İslami çalışmalarını daha da hızlandıran Molla Süleyman Güler, çevresinde irşad çalışmalarında bulundu. Bu çalışmalarından dolayı PKK tarafından defalarca ölümle tehdit edilen Molla Süleyman Güler, çevresindekilere hep şehid olmak istediğini söylüyor ve Rabbine şehit olarak kavuşmak istediği arzusunu dile getiriyordu.
Kendisine defalarca "Kur’an dersi vermeyeceksin!" denilmesine rağmen onlara direndi
Çevresinde bulunan çocuk ve gençlere Kur’an-ı Kerim dersi verip onlara İslami kitaplar okutan 28 yaşında ve 4 çocuk babası olan Molla Süleyman Güler, 1992 yılının Eylül ayının ilk günlerinde akşam vakti PKK elemanları tarafından kaçırıldı.
İmamlık yaptığı Kaynarca (Tolık) köyündeki evinden örgüt elemanı bir grup tarafından çıkartılıp kırsala götürülen ve orada günlerce işkencelere maruz kalan Molla Süleyman Güler, 8 Eylül tarihinde şehid edildi.
Şehid edilmeden önce çevrede çobanlık yapanların daha sonradan aileye aktardığına göre Molla Süleyman Güler’e işkence yapanlar ona "Gençlere Kur’an dersi verecek misin?" diye sorarak işkence eder. Molla Süleyman Güler ise onlara karşılık hem tekbir getirir hem de Kur’an dersi vermekten vazgeçmeyeceğini söyler.
Molla Süleyman Güler günlerce korkunç işkencelere maruz kaldı
Kendisine işkence eden gruba "Adamsanız tek tek gelin!" diye haykıran Molla Süleyman Güler, örgütün elamanları tarafından canlı halde bir aracın arkasına bağlayıp taşlı dikenli arazide sürükler.
Molla Güler'in vücudunu bıçaklarla deşip büyük yaralar açan örgüt elemanları, daha sonra uzun namlulu silahlarla ateş açarak Molla Güler'i şehit eder ve naaşı yol kenarına atar.
Şehid Molla Güler'in çocukluk ve gençliğine şahitlik eden aynı zamanda hem arkadaşı hem de öğrencisi olan Molla Veysi Kurt, Güler’in şehadetinin yıldönümünde İLKHA'ya konuştu.
Şehid Güler’in küçükken de çalışkan birisi olduğunu söyleyen Kurt, "Rahmetli hem köylüm ve arkadaşımdı. Köyde birlikte yaşayıp oynuyorduk. Sonra şehid, köyden Mardin İmam Hatip Lisesi’ne gitti ve orada okul okumaya başladı. Bu süreçten sonra ara ara köye geldiğinde görüşüyorduk. Kendisinin İslami inancı tamdı. O dönemde İmam Hatipliler toplumda pek kabul gömüyordu. Buna rağmen kendisi inançlı ve okumasına dikkat ederdi." dedi.
"Molla Süleyman Güler çocuk ve gençlere Kur’an dersi verir onlara İslami kitap okuturdu"
Şehid Molla Süleyman Güler’in köydeki ve çevresindeki gençlerle, çocuk ve arkadaşlarıyla ilgilendiğini, kendisinin de o dönemdeki çocuklardan biri olduğunu belirten Kurt, aynı zamanda şehidin öğrencisi olduğunu kaydetti.
Kurt, "Benim Arapça okumama, dini bir inanca sahip olmam şehidin sayesindedir. Rahmetli bizimle çok ilgileniyordu. Köye her gelişinde bizi mutlaka görür ve kitaplar okuturdu. Bize özellikle Şehid Hasan El Benna’nın Risaleler'ini okuturdu. Onun sayesinde bizde kitap alışkanlığı oluştu. Bu vesileyle bende ilim alma sevdası oluştu ve çeşitli yerlerdeki medreselere gidip ilim tahsil ettim." ifadelerini kullandı.
Molla Süleyman Güler’in, hayatını dolu dolu yaşadığını ve ahlakının İslam üzerine olduğunu belirten Kurt, şehidin İslami çalışmalarına şu ifadelerle değindi:
Rahmetli sadece benimle değil başka çocuk ve gençlerle de ilgileniyordu. Şehid olduğu dönemde de onlarca öğrencisi vardı. Onlara Kur’an-ı Kerim dersi veriyordu. Kendisi İslam’a ve Kur’an’a hizmet etti. Bu yolda da şehid oldu. O şehid olduğu vakit ben Bursa’daydım. Telefonla şehadet haberini aldım ve gerçekten çok üzüldüm.
"Şehidin katledilmesinin tek nedeni dindar biri olması ve İslami çalışmalar yapmasıydı"
Şehidi katledenlerin, yaptıkları caniliği meşru göstermek için Molla Süleyman Güler’in polisle işbirliği yapan bir muhbir olduğu iftirasını yaydıklarını anlatan Kurt, "Bu kişiler kimi şehid ettilerse mutlaka onlara bir suç uyduruyorlardı. Halbuki Molla Süleyman Güler, karakolun yolunu bile bilmezdi. O dönem telefon da yoktu. O yüzden birilerini kimseden habersiz yada kimse görmeden ihbar edilemezdi. Şehidin karakola gittiği veya polislerle görüştüğü ne görülmüş nede duyulmuş değil. Öyle bir şey yok. Bu yalan, onu katledenlerin iftirasıdır. Rabbim şehidin hakkını onlara bırakmasın inşallah." şeklinde konuştu.
PKK’nin, Molla Süleyman Güler’i şehid etme sebebini anlatan Kurt, "O dönemde Kürtçülük değil solculuk vardı. Yani dinsizlik vardı. Komünizme hevesleri vardı. Bu yüzden şimdi de olduğu gibi dindar Müslümanları sevmiyorlardı. Bunlar silahlı eylemlere başladığı zaman Müslümanlar hedefteydi. Molla Süleyman Güler’de o hedeflerden biri oldu. Şehidin hedef olmasının tek nedeni dindar biri olması ve başka gençlerle İslami çalışma yapmasıydı." dedi.
"Molla Süleyman Güler’in bedenine günlerce vahşi bir şekilde işkence edip şehid ettiler"
Molla Süleyman Güler’in vahşice katledildiğinin altını çizen Kurt "Şehidi, resmi imamlık yaptığı köyde kendi evinden kandırarak çıkartıyorlar ve köyden uzak bir yere götürmüşler. Ona orada günlerce işkence yapmışlar. Hatta denildiğine göre bedeninin derisini bir kısmını bıçaklarla açmışlar. Yani çok kötü işkence yapıp Molla Süleyman Güler’i şehid etmişler. Sonra şehidin cesedini yolun kenarına atmışlar. Yoldan geçenlerin şehidin naaşını görmesiyle katledildiği duyuldu." ifadelerini kullandı.
"Kendimi onun hatırası olarak görüyorum"
Şehidin, kendisi gibi birçok kişinin hidayet bulmasına vesile olduğunu vurgulayan Kurt, "Rahmetlinin mirası ben ve benim gibilerdir. Kendimi onun hatırası olarak görüyorum. Çünkü o olmasaydı ben bir imam ya da dindar biri olmaz başka bir hayat yaşayan biri olurdum belki. Tabi hidayet Allah’tandır fakat o benim ilim tahsil etmeme ve İslami bir hayat yaşamama vesile olmuştur. Kendisi 28 yaşında gençliğinin baharında şehid oldu. Rabbim rahmet etsin." dedi. (İLKHA)