Söz konusu gelişmelerle eş zamanlı olarak Misrata kentinden bir milis lideri, yaklaşık 10 yıl önce öldürülen Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin şu ana kadar kimsenin bilmediği mezarının bulunduğu yer hakkında açıklamalarda bulundu.
Kaddafi ve oğlu Mutassım'ın cenaze törenine katılanlardan sözde “el-Samud Tugayı”nın lideri Salah Badi ve Savunma Bakanı Ebu Bekir Yunus, ‘20 Ekim 2011'de memleketi Sirte'de kanlı bir savaşın ardından öldürülen Kaddafi'nin cesedinin gömüldüğü yeri ortaya çıkarmaya hazır olduklarını' söylediler.
Ulusal ordunun iki yıl önce başkent Trablus'a girmesini engellemede önemli bir rol oynayan ve uluslararası yaptırımlarda adı geçen Badi, Club House aracılığıyla yaptığı bir röportajda 18 Şubat Devrimi'nin patlak verdiği dönem ile 2011 sonrasında rejimin devrilmesine yol açan süreç hakkında konuştu. “Libya ileri gelenleri ile anlaşma olursa, Kaddafi'nin ve yanındakilerin mezarının yerini açıklamaya hazırız” dedi.
Söz konusu dönemde yaşananlara ilişkin de açıklamalarda bulunan Badi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tek başlarına gömülmediler. Şeyh Halid Tantuş da dahil olmak üzere onları yıkamak ve kefenlemek, dua etmek için katılan başka bir grup daha vardı. Defin işlemini bitirdiğimizde Sirte şehrinden bir heyet bize geldi ve Muammer'in cesedini istediler. Biz de onlara (Kaddafi'nin rakiplerinden biri olan) Ömer el-Muhayşi'nin cesedini istediğimizi söyledik.”
Kaddafi'nin ölümünün üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmesine rağmen, özellikle Libya'nın güneyindeki bazı şehirler halen Kaddafi'yi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Daha önce Libyalı avukat Adnan Arga el-Urfi tarafından Bingazi Asliye Mahkemesi'ne getirilen davaya göre destekçilerinden, Kaddafi'nin ve oğlu el-Mutassım'ın gömüldüğü yerin öğrenilmesi isteniyor.
Urfi, Şarku'l Avsat'a daha önce yaptığı bir açıklamada 2011'de rejimin düşmesinden sonra ülke işlerinin yönetimini devralan Ulusal Geçiş Konseyi'nin eski başkanı Mustafa Abdül Celil'in buna itiraz ettiğini aktarmıştı.
Eski rejimin destekçileri ise Badi'nin açıklamalarını önemsemiyor. Kaddafi kabilesi şeyhlerinden biri Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘suçluların' uluslararası alanda yargılanmasını istedi.
Kaddafi ve oğlu Mutassım, Sirte'de öldürülmüştü. Ancak Misratalılar, cesetlerini bilinmeyen bir yere gömmeden önce şehirlerine götürmüşlerdi. Söz konusu dönemden bu yana eski rejimin yandaşları, cenazelerin yerini ortaya çıkarmak için birçok dava açtılar. Ancak herhangi bir sonuç alamadılar.
Kaddafi'nin kız kardeşinin oğlu Mahmud Abdülhamid, daha önce bir belgeselde bu olayın bazı yönlerini anlatmıştı, Üç cesedin Misrata'daki tarımsal pazarlama alanında, dua edildikten sonra bir araca yerleştirildiğini, ardından da gece çölde yaklaşık bir buçuk saat yürüdüklerini söylemişti. Abdülhamid “Cesetlere eşlik eden silahlı adamlar nereye gittiğimizi anlayamamam için yolun kenarlarına bakmama izin vermediler” ifadesini kullanmıştı.
Kaddafi'nin dokuz oğlundan üçü ve ülkenin Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Mutassım, Şubat Devrimi sırasında ‘devrimciler' tarafından öldürüldü. Geri kalanlar kurtuldular ancak farklı ülkelere dağıldılar: Saadi gibi başkentte hapsedilenler veya Hannibal gibi Lübnan'da gözaltına alınanlar veya Seyfülislam gibi gözlerden kaybolanlar da oldu.
Seyfülislam, yerel basında yer alan bilgilere göre önümüzdeki 24 Aralık'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayı planlıyor.
Libya Halk Ulusal Hareketi Yürütme Komitesi Sekreteri Mustafa el-Zaidi konuya dair şu açıklamada bulundu:
“1969 Eylül Fetih Devrimi'nin 52'inci yıl dönümü eski rejimin destekçilerinin kutlamalarına denk geldi. Bu (devrim) modern Libya tarihinin en önemli olayıdır. Bu, gerçekten bağımsız bir ulusal devlet için gerçek kuralları belirledi, halk için büyük bir gelişme sağladığı ve Libya'yı dış siyasi, güvenlik ve ekonomik nüfuz altında ezilen geri kalmış bir ülkeden güçlü bir ülkeye dönüştürdü.”
Zaidi, ülkesinin şu an ‘devlet kurumlarının çökmesine neden olan ve Libyalıların hayatlarını gerçek bir sefalete ve acıya dönüştüren, gelecek nesiller için umut kapılarını kapatan bir dış müdahale ve kaos içinde' olduğunu söyledi.
Zaidi tüm bunlara rağmen geçmişle ilgili çatışmalardan uzaklaşmak ve geleceği inşa etmenin temellerine odaklanmak için tüm ulusal seçkinleri, ‘el-Fetih Devrimi”nin destekçileri adına, yeni Libya'yı inşa etmek için pratik bir proje üzerinde anlaşmaya varmak için ciddi bir ulusal diyalog başlatmaya çağırdı.
ŞarkulAvsat- Time türk