“İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve onlara kucak açıp yardım edenler, işte onlar gerçek mü'minlerdir, onlar için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.”
(Enfâl Suresi, 74)
Abdullah İbn Ömer (ra) rivayet etti:
“Allah Rasûlü (sas) bize yönelerek şöyle buyurdu:
“Ey muhacirler topluluğu! Şu beş kötülük meydana geldiğinde haliniz ne olur? Bu kötülüklerin sizde olmasından veya sizin o kötülüklere yetişmenizden Allah’a sığınırım. O beş şey şunlardır:
- Bir millette fuhuş (zina) yaygınlaşır ve açıktan yapılırsa, muhakkak ki o toplumda taun (veba) hastalığı ve geçmiş milletlerde görülmeyen hastalıklar ortaya çıkar.
- Bir millet, ölçü ve tartıda adaletsizlik yaparsa; muhakkak ki, kıtlık, geçim zorluğu ve başlarındaki idarecinin zulmüyle cezalandırılırlar.
- Bir millet, mallarının zekâtını vermeyecek olursa, gökten yağmurları kesilir de; hayvanları olmasa kendilerine hiç yağmur yağdırılmaz.
- Bir millet, Allah ve Rasûlü ile yaptıkları ahdi bozar (verdikleri sözü tutmazlarsa); Allah kendilerinden olmayan düşmanı onlara musallat eder de, düşman onların elinde olanların bazısını alır.
- Bir milletin idarecileri Allah’ın kitabı ile hükmetmedikleri ve Allah’ın indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikleri zaman; Allah onların azabını kendi içlerinden verir. Onları aralarındaki fitne, fesat ve anarşiyle cezalandırır.”
(İbn Mace, Kitabu’l Fiten)
Eğriliğin koyasın, doğru yola gelesin
Kibr ü kini çıkargil, erden nasip alasın
Ne verir isen elin ile, şol varır senin ile
Ben disem inanmazsın, varıcağaz bulasın
Gönülde pas oturur, anda seni yitürür
İçeru Şah oturur, girmezsin kim göresin
On ikidir hücresi, dervazesi yedidir
Anda iki dilber var, bilmezsin ki sorasın
Biçare miskin Yunus, aşktan dava kılırsın
Dost'tan haber gelicek, yüz sürüyü varasın
(Yunus Emre)