Filistinli aile, siyonist terörün zorbalığıyla 4 evini kendi elleriyle yıkmak zorunda kaldı, SAVAŞ SUÇU BU… İNSANLIK GÖREVE

Yahudileştirme projeleri için sistematik bir şekilde Filistinlilerin arazilerini gasp eden siyonist işgal yönetimi bir yandan da onların evlerini yıkıyor. Filistinlilerin evlerini yıktıktan sonra yıkım karşılığında (!) büyük bir meblağ alan işgal rejimi, Filistin halkını, evlerini kendi elleriyle yıkmaya zorluyor. İşgal rejimi bu zorba siyasetini bu defa Delal ailesine uyguladı. Kudüs'ün El-Eşkariye Mahallesi'nde oturan Filistinli Delal ailesi, siyonist rejimin baskılarıyla dört evini kendi elleriyle yıktı. Uluslararası sözde insan hakları örgütleri ise her zaman olduğu gibi yine işgal rejiminin zorbalığına sessiz kaldı. Gazetemizin Genel Müdürü Mehmet Sait Özcan, siyonist rejimin zulümlerine karşı Birleşmiş Milletlerin ve İslam dünyasının sessiz olduğunu ancak Hamas hareketinin izzetli direnişinin tüm vicdan sahibi insanları rahatlattığını belirtti.

Ekleme: 30.08.2021 07:28:41 / Güncelleme: 30.08.2021 08:22:55 / manşetler
Destek için 

Dış Haberler Servisi

Siyonist işgal yönetimi cumartesi günü Kudüs'ün El-Eşkariye Mahallesi'ndeki Beyt Hanina bölgesinde oturan Filistinli Delal ailesini, 4 evlerini kendi elleriyle yıkmaya zorladı.

Evlerin sahibi Yahya Delal, Vadi Hilve Enformasyon Merkezi'ne yaptığı açıklamada, "67 yaşındayım. Dört oğlumun evini kendi ellerimle yıktım. Hayatım boyunca bundan daha zor bir an yaşamadım." dedi.

Subhi Delal ise yaptığı açıklamada Beyt Hanina'da ev yıkma işlemlerinin haftalık bir şekilde tekrar ettirildiğine, en az iki evin yıkılmadığı bir haftanın geçmediğine dikkat çekti. Bu evlerin çoğunun da kendi sahiplerinin elleriyle yıktırıldığını çünkü aksi takdirde evlerin belediye ekipleri tarafından yıkıldığını ve ev sahiplerinin belediyeye yüklü miktarda yıkım parası ödemek zorunda kaldıklarını dile getirdi. 

Subhi Delal son yıkılan evlerin kendisinin iki oğluna ait olduğunu ve bu evlerde çoğu çocuk olmak üzere 13 ferdin ikamet ettiğini belirtti. İşgal rejiminin evlerin yıkılması için bir hafta mühlet verdiğini, aksi takdirde yıkım ekiplerini gönderip yıktıracağını ve yıkım parası alacağını bildirdiğini dile getirdi. 

Subhi Delal evlerden birinin 22 yıllık olduğunu, bu süre içinde evlerinin yıkılmaması için avukat tuttuklarını ve yüklü miktarlarda cezalar ödemek zorunda bırakıldıklarını; işgal yönetiminin kendilerini ruhsatsız ev yapmakla suçladığını ancak kendisinin de Filistinlilere hiçbir şekilde inşaat ruhsatı vermediğini hatırlattı. 

İşgal rejimi Cuma günü de Kudüs'ün Silvan semtindeki Vadi Hilve mahallesinde Filistinli Semrin ailesini evlerini kendi elleriyle yıkmaya zorlamıştı. 

İŞGAL REJİMİ FİLİSTİNLİLERE RUHSAT VERMİYOR

İşgal rejimi, Filistinlilere kesinlikle inşaat ruhsatı vermezken, sık sık Filistinlilerin evleri hakkında ruhsatsız olduğu iddiasıyla yıkım kararı veriyor. Sonra da o evlerin sahiplerinden, evlerini kendi elleriyle yıkmalarını istiyor. Yıkmamaları durumunda ise belediye, yıkım ekibi gönderiyor ve bu kez sahibinden evin maliyetinden daha büyük miktarda bir yıkım ücreti talep ediyor. 

Siyonist işgal rejimi Kudüs'te bu şekilde Filistinlileri evlerini kendi elleriyle yıkmaya zorlarken, bir yandan da yeni yahudi merkezleri inşa projelerini devreye sokmak suretiyle yahudileştirme faaliyetlerini sürdürüyor.

“İŞGAL REJİMİ FİLİSTİNLİLERE KAN KUSTURUYOR”

Konuyla ilgili konuşan gazetemizin Genel Müdürü Mehmet Sait Özcan, şu ifadeleri kullandı: “Siyonist işgal rejimi insanlık ve savaş suçu işliyor. Ama kimin umurunda! Uluslararası sistemi sözde kontrol altında tutan Birleşmiş Milletler ve bunun Güvenlik Konseyi diye yaptırım yapabilecek kapasitede bir oluşumu ve ordusu var. Ancak gelin görün ki BMGK’yı yöneten ve daimi üye sıfatlı beş üye var ve bu beş üye kendi ve yandaşı ülkelerin menfaati dışında hareket etmemesi adalet kavramının kişiye ve devletlere göre nasıl değiştiğini gözler önüne sermiştir. Daimi üyelerden İngiltere, siyonist işgal rejimini Filistin topraklarına bir ur gibi yerleştirip devlet kurdurtmuştur. Bir diğer BM daimi üyesi ABD ise gasp edilen topraklara yerleşen siyonist rejimi kurulduğu gibi tanıyarak meşrulaştırmış ve bugüne kadar siyasi, ekonomi, askeri ve lojistik anlamda desteklemeye devam etmektedir.”

Filistin topraklarının yüzde 85’ini gasp eden siyonist rejimin, geri kalan Kudüs’ün birkaç mahallesi ve Batı Yaka’da zulümlerine devam ettiğine ve Gazze’yi 15 yıldır abluka altında tuttuğuna dikkat çeken Özcan, “İşgal rejimi, her gün bir çocuk, kadın, erkeği herhangi bir bahaneyle katlederken, Mescid-i Aksa’ya yönelik sabotaj, Gazze’ye saldırılar, Batı Yaka ve Kudüs’te alıkoymalar, saldırılar, sürgünler gibi türlü türlü zulümlerle Filistinlilere kan kusturuyor.” İfadelerini kullandı.

“HAMAS İZZETLİ BİR DİRENİŞ ORTAYA KOYUYOR”

Özcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlilerin evlerini yıktırma meselesi ise bir ev inşa etmek ne ki bırakmıyor ki Filistinliler evlerine bir çivi çaksın, herhangi bir şekilde 20 yıl, 30 yıl önce yapılmış neredeyse tüm evlere tebligat gönderiyor siyonist yahudi, ya evlerinizi yıkarsınız ya da biz yıkar üstüne yüklü bir para da alırız diye. Şimdi bu zulüm değil de nedir! Düşünüp bir empati kurun mesela; kendi topraklarınızı işgal eden bir zalim aradan biraz zaman geçince bu kez üzerinde ceddinizin yaşadığı evini senden istiyor. Üstelik sen yık diyor, yıkmazsan para ver ben yıkarım diyerek dalga geçiyor. Yapmıyorum dediğinde ise tüm aileni sokağa atıyor ve evin reisini alıkoyup yıllarca işkence dolu zindanlarda çürütüyor.”

“Bu konuda Filistin’le birlikte aslında tüm Müslümanların iftiharı Hamas hareketinin çok izzetli bir direniş ortaya koyarak vicdan sahibi tüm insanlığın gönlünü rahatlatıyor” diyen Özcan, şu ifadeleri kullandı: “Ancak şuan için ruhumuzu daraltan Müslüman ülkelerin güçlü silahlarına rağmen uluslararası şer konjonktüre enjekte çalışmaktan geri durmayan kukla liderlerin Filistin topraklarını siyonist işgalin pençesine terk etmekten rahatsızlık duymaması, hatta siyonistle işbirliğine girmeleri kahrediyor. Hele ki Kuruluşu Kudüs, Mescid-i Aksa ve dahi Filistin topraklarını işgalden kurtarmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kınamalardan öte gitmeyerek işlevsizliğini ortaya koyması acı bir durum.”

“HESAP GÜNÜ YAKINDIR”

Her şeye rağmen siyonist işgalciye bedel ödetecek imanlı, izzetli ve cesur liderlerin çıkacağı günlerin uzak olmadığını belirten Özcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan Müslüman halkların siyonist işgal rejiminin yaptıkları tüm mel’anetlerin hesabını soracağı günlerin yakın olduğu kanaatindeyim. Sadece İslam ülkelerinde yaşanan zulümlere son verilmekle yetinilmeyecek, sömürünün, köleliğin, cehaletin, ahlaksızlığın kol gezdiği tüm coğrafyalarda yaşayan, İslam’a susamış gönülleri, insanları kula kulluktan kurtarıp Allah’ın birliğine, yani gerçek özgürlüğe kavuşturacak salih bir nesil ve zaman dilimi gelecek inşallah.”