İşgal günlerinden daha iyi olacağı kesin... AFGANİSTAN’I RAHAT BIRAKIN

Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinin ardından Batı dünyasından peş peşe insan hakları ile ilgili açıklamalar gelmeye başladı. ABD ve NATO’nun 20 yıllık işgalinde yaptığı cinayetler ve katlettiği on binlerce sivil, düğünlere düzenlenen hava saldırıları, tecavüzler, açlık, evlerini terk eden milyonlarca insan ve daha birçok vahşet karşısında tek bir açıklama dahi yapmayan Batı ülkeleri, bir anda insan hakları savunucusu oldu. “ABD işgalinde ülke neler yaşadı, neler kaybetti, enkaza dönen ülkenin hali ne olacak… bu sorular sorulmalıdır” diyen HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, dünyanın Afganistan’ın yeniden imar ve inşa edilmesine yardımcı olması gerektiğini kaydetti. Gazetemizin Genel Müdürü Mehmet Sait Özcan da Taliban liderlerinin mutedil açıklamalarına dikkat çekerek Batılı ülkelerin Afganistan hakkında endişe duymamalarını tavsiye etti.

Ekleme: 24.08.2021 07:19:17 / Güncelleme: 25.08.2021 07:04:13 / manşetler
Destek için 

Dış Haberler Servisi

Taliban’ın beklenmedik bir hızla Afganistan’ın tamamına yakınını kontrol altına alması, Batı dünyasını telaşlandırdı. Bir yandan ülkedeki askerlerini tahliye etme sürecini başlatan Batı ülkeleri diğer yandan da Taliban Afganistan’ından endişeli! 20 yıllık işgaldeki bütün vahşete ve Afganistan halkına reva görülen zulme sessiz kalanlar, bir anda insan hakları sözcülüğüne soyundu. Hemen her gün ABD ve Avrupa Birliği’nden, Taliban’a “insan haklarına bağlılık” çağrısı yapılıyor.

“SAVAŞ DEMEK YIKIM DEMEKTİR”

HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, gazetemize yaptığı açıklamada, Afganistan’daki savaşın, modern çağımızın en uzun süren savaşı olduğuna dikkat çekerek, “1. ve 2. Dünya savaşları dahi bu kadar uzun sürmedi. Savaş demek, yıkım demek, göç demek, fakir ve yoksulluk demek, sivil-asker ayrımı yapılmadan her yaştaki insanların ölümü demek. Ülkenin alt ve üst yapısının yok olması, eğitim ve öğretim ağının iflası ve insanların cahil kalması demektir. Afganistan son kırk yılda iki işgal ve yıllarca devam eden iç savaşa sahne oldu” dedi.

ABD işgalinin başladığı 2001 yılından bugüne kadar Afganistan hükümetine bağlı 75.000 asker ve polis, 79.000 sivil, Taliban ve diğer muhalif hareketlerden 85.000 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Eşin, “Bunun birkaç katı yaralanan ve sakat kalan insan oldu. On binlerce yetim, öksüz, sakat çocuk ve kadın dul kaldı. Sadece bu yıl 550 bin kişi yerinden edildi. Ülke içinde 2,9 milyon, ülke dışında ise 2,6 milyon mülteci var” açıklamasında bulundu.

BM Gıda Programının Afganistan Direktörü Mary Ellen McGroarty’in yaptığı son açıklamalara değinen Eşin, söz konusu açıklamaya göre Afganistan’da 14 milyon kişinin şiddetli açlıkla karşı karşıya kaldığını, 3 yıldır meydana gelen ikinci şiddetli kuraklığın ve Kovid-19 salgınının yarattığı sosyal ve ekonomik etkilerin ülkeyi felakete sürüklediğini kaydetti.

Bunların sadece resmi veriler olduğuna dikkat çeken Eşin, gerçek verilerin ise ne kadar olduğunun bilinmediğini belirtti.

“KİMSE AFGAN HALKI YERİNE KARAR VERME HAKKINI KENDİNDE GÖRMESİN”

Eşin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bu rakamlar ve sahadaki tablo bize şunu diyor. ‘Taliban bundan sonra ne yapacak, yönetimin ismi, bayrağın rengi ne olacak, başkan kim olacak, bakan kim olacak...’ Bu soru ve tartışmalar bir kenara bırakılmalıdır.  Afganistan halkının ve yönetiminin vereceği kararlar kendilerini ilgilendirir. Elbette yanlış ve hatalar söylenir ama kendini Afganistan halkının yerine koyarak onlar adına karar verme hakkını kimse kendinde görmesin.”

Afganistan halkının bu acıları yaşamasında BM, NATO, işgal güçleri, onlara destek veren veya bu zulme sessiz kalan bütün İslam ülkelerinin sorumlu olduğunu söyleyen Eşin, “ABD işgalinde ülke neler yaşadı, neler kaybetti, enkaza dönen ülkenin hali ne olacak… bu sorular sorulmalı ve tartışılmalıdır” ifadelerini kullandı.

“DÜNYA, AFGANİSTAN’IN YENİDEN İMARINA YARDIMCI OLMALIDIR”

Bütün dünyanın Afganistan’ın yeniden imar ve inşa edilmesine yardımcı olması gerektiğini bildiren Eşin, “Ülkedeki alt yapının inşası, sağlık, eğitim, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ekonominin oluşması için hem parasal hem de teknik noktada yardımcı olmalıdır. Özellikle işgalci ABD ve ona destek veren Batı dünyası imkânlarını seferber etmelidir. Bu yıkımın sebebi işgalci güçlerdir ve bunun faturası işgalcilere ödettirilmelidir” diye konuştu.

HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Avrupa’nın mülteci sorunuyla karşılaşmak istemiyorsa Afganistan’da huzur ve istikrarı sağlama konusunda destek olması gerektiğini belirterek, “Bu mülteci akınının sorumlusu emperyalistlerin dünya üzerinde kurmuş oldukları sömürü çarkıdır. Pakistan, Türkiye ve İran, kitleler halinde Afganlı mülteci akınıyla karşılaşmak istemiyorsa Afganistan’a karşılık beklemeden kardeş, komşu ve dostane yardım ellerini uzatmalıdır” dedi.

‘ABD, AFGAN ASKERLERİ İLE TALİBAN ARASINDA UZUN SÜRELİ BİR ÇATIŞMA BEKLİYORDU’

Gazetemizin Genel Müdürü Mehmet Sait Özcan da konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “ABD’nin çekilme kararı sonrası Taliban’ın hızlı bir şekilde Afganistan’ın tümüne hakim olması başta Amerika olmak üzere bölgede hesabı olan hiçbir gücün aklından geçmiyordu sanıyorum. Amerika’nın hesabı; çekildikten sonra yıllarca eğittiği Afgan askerleri ile Taliban’ın da yıllar süren çatışmalarını hayal ediyordu, ancak böyle olmadı, hesap tutmadı. Nitekim ABD Başkanı Biden’in ve ABD Genel Kurmay Başkanı’nın Afgan ordusunun bırakıp gideceklerini kestiremediklerini ifade ettikleri hayal kırıklığı açıklamaları da bu yöndeydi. Ancak Allah(cc), şer güçlerin hesaplarını altüst etti. Şanı yüce Allah(cc) dilerse tüm dünya bir araya gelse bile yine Allah’ın dediği olur.”

“KİMSE ABD’NİN VURDUĞU DÜĞÜN KONVOYLARINI SORGULAMIYOR”

Taliban’ın Afganistan’a hakim olması sonrası neredeyse tüm dünyanın Afganistan’ın geleceğini konuştuğunu ve Taliban’ın Afganistan’ı idare edip edemeyeceğini değerlendirdiğini belirten Özcan, “Kimse ABD’nin 2001’de işgali başlatırken o günkü başkanı Bush’un ‘Bu bir haçlı seferidir’ sözünü konuşmuyor. Ya da ABD’nin vurduğu düğün konvoylarını, sebepsiz yere bombaladığı köyleri veya işgal askerlerinin insanları sırf eğlence olsun diye nişan tahtası yaptığını sorgulamıyor. ABD öncülüğündeki batı koalisyonu 20 yıl işgal altında tuttuğu ülkede on binlerce insanı katletti. ABD öncesinde de Rus işgali vardı. Yaklaşık 40 yıldır savaşın hiç dinmediği Afganistan’da bugün eğer ki işgalciler kovulmuş savaş durmuşsa sevinmemiz gerekir. Hele ki yönetimi ele geçirenlerin Müslümanlar olması ve İslami bir hükümet kuracaklarını açıklamaları bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Çünkü ‘Müslüman elinden ve dilinden emin olunandır.’” Dedi.

“AFGANİSTAN’I RAHAT BIRAKIN”

Taliban’ın gelir gelmez genel af ilan etmesi ve birçok açılımda bulunacakları açıklamalarda bulunmalarına değinen Özcan, “Taliban lider ve yetkililerinin şu ana kadar yaptıkları mutedil açıklamaları bize ve tüm dünyaya artık Afganistan konusunda endişe edilmemesi gerektiğini haber veriyor.  Bundan sonraki günler, Afgan halkının işgal altında geçirdiği günlerden çok farklı olacağını ve inşallah güzel günlerin geleceğini gösteriyor” diye konuştu.

Özcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla işgalci ülkelere şöyle seslenmek gerek; Afganistan’ı rahat bırakın. Afgan halkını rahat bırakın. Ülkenin yeraltı zenginliklerini sömürmeyi bırakın. İslam beldelerine sözde demokrasi ya da özgürlük yalanını götürmeyi aklınızdan geçirmeyin. Çünkü Müslüman halklar uyandı. İnşallah ayağa kalkmaya ve birlikte hareket etmeye az kaldı.”

KOMŞU ÜLKELERE ÇAĞRI

Komşu Müslüman ülkelere büyük görevler düştüğünü belirten Özcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Neredeyse 50 yıl geriden gelen yapılaşma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, halkın yaralarının sarılması ve Afganistan’ın kalkınması için Müslüman liderler el birliği yapmalı, ilişkiler geliştirilmeli ve büyük bir dayanışma sergilenmelidir.”