Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Eylül'de başlaması planlanan yüz yüze eğitimde alınacak salgın tedbirlerini duyurdu.
Toplantı sonrası vaka sayılarının kontrol altında tutulması için alınan kararları duyuran Erdoğan, "Uçak ve şehirlerarası yolculuk, konser, sinema gibi toplu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.” dedi.
Alınan kararlara göre aşı yaptırmayan öğretmenlerden de haftada iki kez PCR testi istenecek. Ayrıca üniversitelerde aşı olmayan öğrenci ve çalışanlardan da düzenli test yaptırmaları talep edilecek.
Aşı olmak istemeyenlerin toplumun sağlığını korumak için gayret göstermesi gerektiğini dile getiren Siirt halkı, aşı yaptırmayanların, diğer insanlara sıkıntı vermeme adına hasta olup olmadığının sağlık sistemi tarafından düzenli şekilde kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
"PCR testinden rahatsız olanlar aşı olsun"
Aşı olmayanlara PCR testi uygulamasını doğru bulduğunu dile getiren Yunus Emre, düşüncelerini şu şekilde ifade etti:
“Çünkü Covid-19 dünyayı saran bir salgın ve hepimizin aşı olması gerekiyor, insan sağlığını tehdit eden bir salgın, bu nedenle aşı olmayan kişilerin 2 haftada bir test yaptırması gerekiyor. Çünkü kişinin virüs taşıyıp taşımadığının bilinmesi gerekiyor ki başka insanlara bulaşmasın, tehdit altına girmeyelim. Ben aşı oldum ve bu günde ikinci dozu olacağım. Bu uygulama biraz zor olabilir ama buna katlanmamak için gidip aşı olsunlar.”
"Aşı zorunlu olmalı"
"Aşı olmayanlara PCR testi uygulaması doğru ama yeterli değil, bence test yaptırmaktan ziyade aşının zorunlu olması gerekiyor.” diyen Mehmet Maşuk Tuzcu ise şöyle konuştu:
“Aşı zorunlu olmadıkça toplum olarak güvende olacağımızı düşünmüyorum. Test yaptırmak da bir önlem ama yeterli değil. Bir ilacı düşündüğünüzde, bir sürü yan etkisi var ama biz yine de kullanıyoruz çünkü fayda ve zararı ölçtüğümüzde faydası zararından daha çok. Aşı da bu şekilde düşünülmeli, biz günde 150-200 insanımızı kaybediyorsak bunu önüne geçmemiz gerekiyor. Ben uygulamayı doğru ama yeterli bulmuyorum.”
"Aşı olmayanların bulaştırıcılığı daha fazla"
Ozan Atabay, “Herkesin mutlaka aşı olması gerekiyor, zaten sayısal verilere de baktığımızda aşının yüksek yapıldığı yerlerde ölüm oranları azalıyor. Ben bu nedenle uygulamayı çok doğru buluyorum, herkesin olması gerekiyor. Aşının zaten zorunlu olması gerekir, bu kişinin sağlığı içindir, aşı bizi de koruyor. Aşı olan ile aşı olmayanın bulaştırıcılığı aynı değil, aşı olmayanların bulaştırıcılığı daha fazla, bu nedenle uygulama bence çok doğru.” dedi.
"Aşı olmak için zorlanıyorsam bu benim hakkıma tecavüzdür"
Aşı olanların nasıl bir hakkı varsa olmayanların da hakkı olduğunu dile getiren Fevzi Demir, böyle bir uygulamanın insanların özgürlüğüne müdahale olacağını ileri sürdü.
"Aşı olanlar kadar aşı olmayanların da hakkı var, aşı olmak zorunda değilim.” diyen Demir, “Aşı olmakla zorlanıyorsam bu da benim hakkıma tecavüzdür. Tamam, sadece bir haftalığına test istenebilir ama sen aşı olmasan şehir dışına çıkamazsın demek, hapis hayatı yaşatmak insan haklarına aykırıdır. Bu uygulama, zorlamak ve işlerimi yapamaz hale getirmektir. Aşı olmak güven meselesidir, ben aşıya neden güvenmiyorum? Aşı olanlarda bir daha hastalığa yakalanıyor. Ben aşı olmadığım için bir rahatsızlığım olmadı fakat benim arkadaşlarım 2 doz aşı oldukları halde yine virüse yakalandılar. Vücudumda herhangi bir etki yaratmayacağına dair bir garanti var mı? Ben korkuyorum, insanların özgürlüğü kısıtlanamaz.” ifadelerini kullandı.
"Yoğun bakımda yatanların yüzde 92’si aşı olmayanlar"
Emekli öğretmen Rafet Eren ise şöyle konuştu:
“Bana göre herkesin aşı olması daha mantıklı. Biz bir yola girdik, ya hep beraber kaybedeceğiz ya da kazanacağız. Bilim adamları da tam karar veremiyor, aşının kaç doz olacağı, kimi 2 doz, kimi 3 doz, kimi bir kere hastalığı geçirenler bir doz yeterli diyor. Hepimiz deneme aşamasındayız, hangi aşının koruyucu olacağı ve kaç doz yeterli olacağı 3-4 yılı bulacak, bunu beklerseniz toplumun yarısı kırılır gider. Sonuçta herkes intihar ediyorsa biz de edeceğiz, herkes yaşayacaksa biz de yaşayacağız, toplumun bir parçasıyız. Toplumdan kopmakta bir intihardır, çözüm buysa bütün dünya uyguluyorsa biz de uygulayacağız. Aşıya ulaşamayan ülkeler var, yoğun bakımdakilerin yüzde 92’si aşı olmayanlar, demek aşının bir faydası var.” şeklinde konuştu
Aşı bilim adamları tarafından faydalı görülmüş ve bu kanıtlanmışsa mutlaka aşı olunmalı.” diyen Mehmet Evilkaya, eskiden aşı olmaması nedeniyle birçok insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Evilkaya, “Mesela geçmişte kızamık, suçiçeği hastalığı vardı ve bu aşı sayesinde atlatıldı, annelerimiz 10 çocuk doğuruyordu ama 6’sı ölürdü, şimdi bilim sayesinde gelinen noktada hepimiz ayaktayız, bunun bizim için çok faydası var, ben bu uygulamayı doğru buluyorum.” dedi. (İLKHA)