Bakan Soylu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Sayın Cumhurbaşkanımıza, göç meselesi ile ilgili olarak sahada çalışan idari, sivil ve kolluk olmak üzere tüm personelimize iftira atan bu yaklaşımını kınıyor ve acilen hidayet diliyorum" dedi.
Bakan Soylu'nun yazılı açıklamasında şu ifadeler yer aldı;
İç savaşların ve yoksullukların oluşturduğu Suriye ve Ortadoğu kaynaklı göçü yönetmede tüm dünyanın kabul ettiği bir başarıya sahip olan Türkiye, Düzensiz Göçle (kaçak) mücadele konusunda da pek çok bölgede olduğu gibi Afganistan'da da çekilme kararı sonrası olası senaryolar için, uzun zamandan beri ciddi bir hazırlık içindedir.
Fiziki hazırlık kapsamında; İran sınır hattımızın göç, kaçakçılık ve terörist girişleri açısından en kritik olduğu 152 kilometrelik kısmına güvenlik duvarı örülmüş, 85 kilometrelik duvar çalışması son hızla devam etmektedir. Ayrıca 109 kilometrelik kısmı ise aydınlatma sistemi ile donatılmıştır.
Bunlara ek olarak, 79 kilometre boyunca kamera ve algılayıcı sistemler inşa edilerek düzensiz göç hareketliliklerinin sürekli olarak izlenebilmesi sağlanmıştır.
Termal kameralarla gece geçişlerinin önlenmesi sağlanırken aynı zamanda İHA’lar vasıtasıyla düzenli olarak sınırlarımız kontrol altında tutulmaktadır.
Doğu sınırımızın 740 kilometrelik kısmında kullanılacak ve entegre sınır yönetiminde kilit bir rolü olan elektro optik kuleler ve haberleşme kulelerinin %90’ı tamamlanmıştır.
Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı hudut birliklerinin yanı sıra yukarıda saydığımız teknolojik hamlelerle birlikte sınır bölgelerimizde ve geçen yıl kaçak göç rotası olarak belirlenen lokasyonlarda görevlendirilen ilave, 750 Özel Harekat Polisimiz ve 500 Jandarmamız, 7/24 devriye esasıyla, düzensiz göçle mücadelemize katkı sağlamaktadır.
Yine sınırlarımızda görevlendirilmek üzere 500 ek Güvenlik Korucusu kaydırılmıştır.
Sınırda yapılan devriye yollarımıza ek olarak termal kamera ile donatılan yüksek teknolojiye sahip 82 zırhlı devriye aracımız ile sınırdaki geçişlere anında müdahale edilmektedir.
10- Kısaca bahsedilen bu önlemler neticesinde 2020 yılında güney ve doğu sınırlarımızda 505.375 kişinin ülkemize yasa dışı yollarla girişi, sınırlarımızda engellenmiştir. 2021 yılında ise bugüne kadar 253.299 kişinin de aynı kapsamda geçişi engellenmiştir.
Son 7 yıldır dünyaya örnek bir göç yönetimi sergileyen ülkemizin söz konusu başarısı sadece uluslararası koruma, geçici koruma ya da düzenli göç alanından değil düzensiz (kaçak) göçle mücadele alanından da kaynaklanmaktadır.
Türkiye uzun yıllardır göçte hem hedef hem de geçiş (transit) ülkedir ve ciddi bir düzensiz (kaçak) göç baskısı ile karşı karşıyadır. Bu bağlamda, denizde ve karada, verilerini sık sık kamuoyu ile paylaştığımız düzensiz (kaçak) göçmen yakalamaları ve buna bağlı geri gönderme operasyonları gerçekleştirmektedir.
2018 yılında 268 bin, 2019 yılında 454 bin, 2020 yılında 122.302 ve 2021 yılında ise 72.879 düzensiz (kaçak) göçmen sınırlarımız içerisinde yakalanmıştır.
Sınır dışı edilmek üzere idari gözetim kararı alınan yabancıların tutulduğu Geri Gönderme Merkezlerinin kapasitesi Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce devralındığında 1.700’lerde iken günümüzde 20 bin seviyesine çıkartılmıştır.
- Yakalanan düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilmesinde yaklaşık %45, yakalama/sınır dışı etme oranıyla Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüz, bu konuda dünyada eşi benzeri olmayan bir başarıya ulaşmıştır.
İnsan ticareti ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele acil yardım hattı özelliğine sahip olan YİMER 157 aracılığıyla Ege’de, 10 bini aşkın kişinin can kaybı önlenmiş ve bu başarısı neticesinde dünya birinciliğine layık görülmüştür.
Halen tüm göç hareketleri, kaynağından itibaren dikkatle takip edilmektedir. Muhatap ülkelerle görüşmeler–anlaşmalar yapılmaktadır. Son gelişmelerden kaynaklı Afganistan da dahil olmak üzere geçen yıllara nazaran kaynak ülkelerden henüz daha yüksek bir göç oluşmamıştır.
İdlib’te aldığımız ve bugün bizi eleştiren mahfillerin briket evler dahil o gün de karşı çıktığı tedbirler, yeni dalgalara karşı önceden tedbir alma ve süreci insani şekilde, güvenli alanlar oluşturarak bir strateji dahilinde yönetme anlayışımızın tezahürüdür.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı ve Barış Pınarı Operasyonları sayesinde sınırımızın hemen altında hayatın normalleşmesine dair atılan adımların da göç yönetiminde ve düzensiz (kaçak) göçün önlenmesinde ciddi katkıları olmuştur.
Son olarak, ABD tarafından yapılan açıklama ülkemiz ile istişare edilerek alınan bir karar olmayıp Dışişleri Bakanlığımız tarafından, konuya ilişkin açıklama yapılarak gereken cevap kendilerine verilmiştir.
Siyasetin sorumluluğuna yakışmayan, devletin ve kurumların itibarına, çalışanların emek ve motivasyonuna zarar veren mesnetsiz, art niyetli ve her yönüyle hadsizlik olan bu ithamlara alışmayı, ısrarla tekrarlanan bu yalanlara mesai harcamayı, reddediyorum