Doğu Türkistanlı Müslümanların yaşadığı zulüm

Reyhangül Ahmet, gencecik bir Müslüman Uygur Türkü. Tıpkı birçok Doğu Türkistanlı gibi o da babasından, abisinden ve kız kardeşinden ayrı. Reyhangül, çocukluk yıllarını, “Herkesin çocukluğuna özlem duyduğu bir dünyada biz çocukluk yaşamadık!” diyerek özetliyor.

Ekleme: 17.07.2021 01:18:38 / Güncelleme: 17.07.2021 01:22:54 / Güncel
Destek için 

Çin bütün dünyanın gözü önünde Doğu Türkistanlı Müslümanlara yaptığı zulmü artırarak devam ettiriyor. İnsanlık dışı uygulamalar ve vahşi yöntemlerle Müslümanlara hayat hakkı tanımayan Çin devleti Müslümanlara ne dinlerini yaşama hakkı ne de insani yaşam hakkı tanımıyor. Zulmün her türlüsünün yaşandığı hayat hakkının tanınmadığı Çin'de acı ile başlayan hayatlar keder ve kahır ile devam ediyor. Ayrılıkların esaretin işkence ve ölümlerin eksik olmadığı bu ülkede Müslümanlığı yaşamanın dünyada cehennemi yaşamak olduğunu dile getiren Reyhangül Ahmet, çıktığı bir youtube kanalında yaşadıkları ve hala devam etmekte olan acılarını anlattı. Hayat hikayesini anlatırken duygulanan Reyhangül Ahmet'in kelimeler adeta boğazında düğümlendi. Dinleyenleri hüzne boğan hayat hikayesini anlatırken 5 yıldır ailesinden ve sevdiklerinden haber alamadığını hayatta olup olmadıklarını ne durumda olduklarını bilmediğini ve her geçen gün acılarının daha da arttığını dile getirdi. Son olarak "Çocuklarınızın kokusunu içinize çektiğiniz zaman Doğu Türkistanlıların 5 yıldır evlatlarından haber alamadığını unutmayın!" dedi ve bu zulmün son bulması için her kesin elinden geleni yapması çağrısında bulundu.

“Ölüme gider gibi vedalaştık!”

-“Çocuğunuzun kokusunu içinize çektiğiniz zaman, Doğu Türkistanlıların 5 senedir evlatlarından ayrı yaşadığını unutmayın!”

-“Annem, seccadesinde ağlayarak dua ediyordu: 'Evladım dinsiz olmasındansa sana emanet ediyorum Allah'ım!’”

-“Kardeşim babamı hiç tanımadı: 'Ben de arkadaşlarım gibi babamla okula gitmek istiyorum. Neden beni ona götürmüyorsunuz?’”

-“Ölüme gider gibi vedalaştık!”

-“Namazlarımızı gizli kılıyorduk.”

-Yeraltı evlerinde doğum yapıyordu akrabalarımız. Annem 8 kere zorunlu kürtaja maruz kaldı. “Doktorlar anneme şunu söyledi: ‘Eğer bir kez daha kürtaj olursan, hayatın tehlikeye girer!’” En sonunda şunu söyledi annem: “Oğlumu size yedirmem!”