Hazar Denizi'nin sınırlandırılması sorunu

SSCB'nin çöküşünden bu yana, Hazar Denizi, beş ülke tarafından; Rusya Federasyonu, İran, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan, uluslararası hukuka göre kaderi hakkında bir karar bekleniyor ama; Hazar Denizi bölünme ve statü konusundaki tartışmalar ile yakın gelecekte yeni problemler ile karşı karşıya kalabilir.

Ekleme: 11.07.2021 10:14:09 / Güncelleme: 11.07.2021 10:14:40 / Dünya
Destek için 

Doğruhaber/Analiz

Hazar Denizi'nin statüsünü belirlemedeki zorluklar, başlangıçta, diğer denizlerin yanı sıra, doğal durumunun belirsizliği ile ilişkilidir, bir göl mü yoksa deniz mi tartışmalar hala sürmektedir. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi nesneye uygulanamaz, çünkü Hazar Denizi Dünya Okyanusu'nun bir parçası değil, alanı 300 mildir, bu da tüm Hazar Denizine kıyısı olan ülkelerin 200 mil ekonomik münhasırlık almasına izin vermiyor.
Tüm bunlara ek olarak, Hazar bir hidrokarbon kaynağıdır ve yasal statüsünün koordinasyonu sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik faktörü, yani petrol ve gaz üretimini de etkiler. Bu sadece siyasi otorite ile ilgili değil, aynı zamanda mevduatlardan elde edilen potansiyel devasa kar hacimleriyle de ilgilidir. En büyük gerilim, aynı petrol bölgesiyle ilgilenen İran ile Azerbaycan arasında yaşanıyor. Azerbaycan ve Türkmenistan da bir dizi petrol barındıran bölgede münhasır etki alanlarını tanımlamıyor. Sorunların çeşitliliği, konunun tam olarak uygulanmamış olan yasal boyutta devletlerarası işbirliği formatında sistematik bir şekilde incelenmesini gerektirmektedir.
Hazar Denizine kıyısı olan beş devlet yaklaşık 30 yıldır bu konu üzerine çalışmaktadırlar. Fakat her nedense henüz bir anlaşma sağlanmış değil. Bu noktada Hazar Denizi uluslararası hukuka göre ya da BM Deniz Hukuku Sözleşmesine göre bir statüye kavuşturmak gerekiyor. Rusya periyodik olarak Hazar Konferansı düzenleyerek bir an önce sınırları belirlemek isterken Hazar beşlisi her defasında anlaşmadan ayrılmaktalar. Hazar Denizinin ekolojik problemler ile ilgili Hazar beşlisi işbirliği yaparken, sınırlandırma konusunda anlaşmazlıklar devam ediyor. Azerbaycan Türkiye ile birlikte hareket etmek istemektedir. Yani, Türkiye Azerbaycan’da askeri üs kurar ise Hazar denizine de girebilir. İran ve Rusya ise buna tamamen karşı çıkacak.
Azerbaycan farklı bir sınırlandırma isterken, Türkmenistan ve Kazakistan da farklı sınırlandırma istemektedir. Hazar sorununun çözümünde Rusya için tercih edilen koşullar, denizin "kapalı" statüsünün korunması ve 1921 ve 1940 Sovyet-İran anlaşmalarının kaynakların ortak geliştirilmesi konusundaki noktalarının sağlamlaştırılmasıdır. 1990'ların sonlarına doğru bölgedeki jeopolitik durumun değişmesiyle birlikte Rusya ütopik taleplerden uzaklaşıyor. Rusya sektörel bölünmede değil, devletin toprak altı kullanım hakkını belirleyen Hazar'ın dibinin sınırlandırılmasında ısrar ediyor.
Hazar konusunda en çok fikir değiştiren Türkmenistan’dır. Türkmenistan’a ilham veren henüz ortaya çıkmamıştır. Kazakistan, Türkmenistan gibi, başlangıçta Hazar Denizi'ne bir göl statüsü verdi. Ancak, 1996 yılında Hazar'ı kapalı bir deniz olarak kabul etmeyi öneren Kazakistan oldu. İran mevzuatı, devletin ülkenin ekonomik veya siyasi refahına zarar verebilecek uluslararası anlaşmalar imzalamasını yasaklıyor. Bu nedenle Kazakistan, Azerbaycan ve Rusya'nın önerdiği senaryo İranlı ortaklar tarafından dikkate bile alınmıyor. Buna karşılık İran, 90'ların sonunda, 20 millik bir sınır ilkesine göre bir bölünme veya Hazar'ı ulusal bölgelere ayırmayı önerdi. Buna razı gelmiyorlar ise 4 ülkeden Hazar kaynaklarının %20'sini İslam Cumhuriyeti İran’a verilmesini istedi. Yani Hazar Denizi konusunda Hazar beşlisi anlaşamıyorlar. Dolayısıyla, bu konu yakın gelecekte uluslararası hukuka taşınacak ve hala Hazar Denizi ile ilgilenen Batı ülkeleri bu konuya dahil edilecektir. Aslında, Rusya ve İran çoktan bu konuyu eskiden çözdükleri gibi çözebilirlerdi. Belli ki, bu konuya müdahele eden bir sürü oyuncu var. Daha önce belirttiğimiz gibi Azerbaycan statüsünü güçlendirmek için Türkiye’yi yanına almaya çalışıyor. Türkiye ise bir NATO ülkesi ve Kazikistan ve Türkmenistan ile ortak dil bulabilecek konumdadır. Fakat, işin içinde ABD ve AB’nin da olacağı böyle bir senaryoya Rusya ve İran mutlaka karşılık verecektir. Rusya bir an önce Hazar Denizi’ni bir statüye kavuşturmak istiyor. Çünkü, konu fazla uzar ise kokmaya başlar. Batı bu işin içine girerse Hazar Denizi değil bölge bile Rusya’dan ayrılabilir. Dolayısıyla, önümüzdeki günlerde Moskova’da gerçekleşecek Hazar beşlisi toplantısı bölge için çok önemlidir

Riyad Makaev

Etiketler: