Allah’ın gönderdiği peygamber sayısı, genel inanışa göre 124 bindir.
Kur’an’da ismi geçen peygamber sayısı ise 25’tir. Bunların ilki Hz. Adem (as) ve sonuncusu ise Hz. Muhammed (sav)’dir.
Peygamberlerin her biri bir veya birkaç dünya işiyle meşgul olmuş ve geçimlerini bu yolla sağlamıştır. Böylece hem insanlara güzel ve yararlı meslekler öğretmişler hem de onları başkalarına boyun eğmekten kurtarmışlardır. Bundan dolayı da tevhid akidesini kimseden korkmadan savunmuşlardır.
Peki, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerin bilinen meslekler nelerdir?
Hz. Adem -aleyhisselâm- : İlk ziraat mühendisi ve çiftçi idi.
Hz. Şid -aleyhisselâm- : Hallac, kazzaz, nessac; dokumacıların, örücülerin ve mensucat sanayiinin ilk kurucusu idi.
Hz. İdris -aleyhisselâm- : İğneyi ilk icad eden, ona delik açan, iplik geçiren olduğundan, terzicilerin-konfeksiyoncuların- örücülerin piri sayılır.
Hz. Nuh -aleyhisselâm- : Nuh -aleyhisselâm- çobanlık ve ticaret ile uğraşmıştır. Marangozcuların -gemicilerin- denizcilerin piri kabul edilir.
Hz. Salih -aleyhisselâm- : Sürülerle develer yetiştirirdi. Sütlerini hem içer hem de satıp dünyalığını temin ederdi. Salih peygamberin devesi meşhurdur.
Hz. İbrahim -aleyhisselâm- : Kabeyi yeniden inşa edişiyle, Hz Süleyman (as)'a ve Mimar Sinan'a önderlik etmiştir.
Hz. Lut -aleyhisselâm- : Tarihçi idi. Seyyahların, Evliya Çelebiler’in piridir.
Hz. İsmail -aleyhisselâm- : Kara ve deniz avcılığı ile geçimini sağlardı. Avcıların piri sayılır. 70 dil bilirdi. Tercümanların da piridir.
Hz. İshak -aleyhisselâm- : Çoban idi.
Hz. Yakup -aleyhisselâm- : Çoban idi.
Hz. Yusuf -aleyhisselâm- : Saati ilk icat eden, toprak mahsulleri ofisini ilk defa kuran, bolluk zamanında depolamayı, kıtlık zamanında halka dağıtmayı düşünen bir peygamberdir.
Hz. Hud -aleyhisselâm- : Tüccar idi. Bütün tüccarların piri sayılır.
Hz. Şuayb -aleyhisselâm- : Ziraatçı idi.
Hz. Musa -aleyhisselâm- : Çobanlık yapmış ve Hz. Şuayb (as)'a hizmetçilik etmiştir.
Hz. Harun -aleyhisselâm- : Vezir idi.
Hz. Davut -aleyhisselâm- : Demiri işleyen, zırh yapan ve düzenli ordular kuran, Calut'un ordularını mağlup eden bir kumandandır.
Hz. Süleyman -aleyhisselâm- : Emir, hükümdar idi. Sazlardan zenbil yapardı. Bakır madenini ilk defa işleyen O’dur.
Hz. Eyüp -aleyhisselâm- : Ziraatçı idi.
Hz. Zülkifl -aleyhisselâm- : Ekmek pişirirdi, fırıncıların piri idi.
Hz. Yunus -aleyhisselâm- : Balık avlayıp geçinirdi, balıkçıların piri idi.
Hz. İlyas -aleyhisselâm- : Dokumacı ve iplikçilerin piri idi.
Hz. Zekeriyya- aleyhisselâm- : San’atkardı Sanatı dülgerlik idi.
Hz. Üzeyr -aleyhisselâm- : Bahçıvan idi. Meyve ağaçlarını ilk defa aşılayan fidan yetiştiren, budama işlerini insanlara öğretendir. Bağ ve bahçe işleriyle uğraşanların piridir.
Hz. Lokman -aleyhisselâm- : Doktorluk ve eczacılık mesleğinin piridir.
Hz. İsa -aleyhisselâm- : Avcı ve marangoz idi. Av aleti ile geçimini temin ederdi. Avcıların piri idi.
Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
Çobanlık
Hz. Peygamber, amcası Ebû Tâlib hayatta iken ve ticârete başlamadan evvel bir müddet “çobanlık” yapmıştır. Bu meslek, Araplar arasında basit, sıradan bir meslek değil, eşrâf ve zengin çocuklarının da yaptığı bir işti. Ayrıca çobanlık, hemen hemen bütün Peygamberlerin meşgalesi olmuştur. Bununla Allâh Teâlâ onlara teblîğ vazîfesini vermeden önce, idârecilikte lâzım olan birtakım husûsiyetler kazandırmıştır.
Resûlullâh bir gün:
“Allâh Teâlâ’nın gönderdiği her Peygamber, mutlakâ koyun gütmüştür.” buyurdu. Bunun üzerine sahâbîleri:
“−Siz de mi koyun güttünüz, yâ Resûlallâh?” diye sordular. Peygamber Efendimiz:
“−Evet, ücret karşılığında Mekkelilerin koyunlarını güderdim.” buyurdu.
Küçük yaşlarda çobanlık yapmış, daha sonra ticaretle uğraşmıştır.
Ticaret
Hz. Muhammed de kabilsinin geleneğine uyar, ticarete atılır. Fakat kendine ait sermayesi çok azdır. Genellikle bir ortakla çalışır ya da başka büyük tüccarların sermayelerini işletip onlardan pay alır.
Bu yaşlarda yaptığı ticari faaliyet Hz. Muhammed’e iki önemli nitelik kazandırır. Birincisi, genç yaşta, ticaret gibi zekâ ve beceri gerektiren bir uğraş aracılığıyla yaşamın bütün gerçeklerini, bütün çıplaklıklarıyla tanıması olur.
Ve bu doğrultuda, dürüst, hilekâr, kurnaz vs. binlerce insan karakteriyle tanışır. İkincisi ise, insanlar tarafından tanınmasıdır.
Hz. Muhammed yirmili yaşlardan itibaren “Güvenilir” ( el-Emin) ünvanıyla anılmaya başlanır. O kadar ki, Mekke’de “el-Emin”, dendiğinde hemen O hatırlanır.
Kaynak: dünyabizim