Mücahit GÜLER, “İnsanın İnşasında 3t: Teslimiyet, Tevekkül ve Teşekkül” başlıklı yazısı beğeni topladı.
İşte o yazı:
İnsanın İnşasında 3t: Teslimiyet, Tevekkül ve Teşekkül
İnsan bilimsel çaba ile madde yönünü açıklayabilir fakat mana yönüne yani ruhuna bilimsel çabayla çözüm üretemez. İnsan mana yönünü anlamak istiyorsa ruhuna, özüne ulaşmalıdır. Ruhu anlamak için akıl tek başına yeterli değildir, bunun yanına bir de vahyi eklemek gerekiyor. Aklı ve kalbi vahyin ışığında kalınan gerekiyor. Bu şekilde eksik olan aklımız ve olgunlaşmamış kalplerimiz vahiyle karanlıklardan nura çıksın. İnsan kendi davranışlarını analiz edebilir ama o davranışları etkileyen akıl ve kalp kabını vahiyden bağımsız yorumlayınca hata etmektedir. Bu eksikliği ancak vahiy ve vahiyle bağlantılı çalışan din psikolojisi kapatabilir. Sebebi ise, insanı yaratan Allah(cc) insanın sadece anatomisini değil, biyopsikososyal açıdan her şeyini bilir ve insan için en hayırlı formatı insana yükler.
Bundan dolayı kendini inşa etmek isteyenler evvela Allah'a teslimiyet göstermeyi öğrenmelidirler. Teslimiyet, Allah'ın insana yüklediği formatı kabullendiğini gösterir. Bu kabul ediş hayatın birkaç noktasıyla sınırlı değildir, hayatın bütününü kapsamaktadır. Çünkü el-Basir, es-Semi, el-Alim ve el-Hakim olan Allah(cc) herşeyi görüp, bilip, kuşatıp ve en uygun düzeni hazırladığı için her alanda onun kanunlarına teslimiyet insanın inşa sürecini hızlandıracaktır. 3D(duygu, düşünce ve davranış) kontrollerinden devlet yönetimine kadar her meselede Allah'a teslim olmayı öğrenirsek kendimizi inşa ediyoruz demektir.
Bu inşa teslimiyetle bitmiyor, bilakis teslimiyet işin başıdır. Teslimiyetten sonra tevekkül süreci başlar. Tevekkül, kısaca güvenmektir. Olaylar karşısında cüz'i irade kapsamında yapılabilecek her şeyi yapıp sonucu Allah'a bırakmaktır. Rabbim, ben gücüm nispetince yapabildiğimi yapıp sonucu sana bırakıyorum demektir. Hayatımızdaki her konuda yapılması gerekeni yaptıktan sonra sonucu Allah'a bırakmaktır. Tevekkül insanı rahatlatır. Biz her şeyi bilemeyiz, göremeyiz. Biz insanız, belki 50-100 metre ötesini görebiliriz, işitebiliriz ama 1 km ötesini göremeyiz, işitemeyiz. Es-Semi ve el-Basir olana tevekkül edelim ki, Allah'ın el-Hakim sıfatı hayatımızda tecelli etsin. Sıkıntılara, bela ve musibetlere, üzerimizde oynanan tuzaklara Allah müdahale etsin. Biz zayıfız, müdahale edersek nefsi veya şeytani davranabiliriz. Ama Allah(cc) müdahale ederse o zaman olması gereken şey olur, Allah'ın muradı hakim olur.
Teslimiyet ve tevekkül kavramlarını içselleştirdikçe teşekkül evresi meydana gelecektir. Yani olgunluk evresi başlayacak, olaylara hikmet nazarıyla bakmaya başlayacağız. Problemleri şahsileştirmeden, kişi ile davranışın arasını ayırt etmeyi öğreneceğiz. Yanlışa yanlış diyeceğiz ama şahsa hakaret etmeyeceğiz. Olaylara duygusal yaklaşmayacağız, olgun tavırlar göstereceğiz. Bizi gören bizde Allah'ı hatırlayacaktır. Yaşantısı ile Allah'ı hatırlatan olgun insandır, teşekkül evresine girmiş veya tamamlamış insandır. Rabbim, bizleri 3T'yi 3D ile içselleştiren kamil insanlardan eylesin.