PKK/PYD Kürt genci kaçırdı, işkence etti ve katletti! VAHŞETTE SINIR TANIMIYOR!

Suriye Kürdistanı’nda PKK/PYD mensuplarınca kaçırılarak alıkonulan Emin İsa Emin’in, işkence edilerek vahşice katledildiği, otopsi raporu ile ortaya çıktı. Otopsi raporunda, Emin’in çenesinin kırıldığı, kafatasında iç kanamanın olduğu, boynuna ve başının arkasına sert cisimlerle vurulduğu, kızgın yağ ile başının arkasından omurgasının sonuna kadar yakıldığı, avuç içlerine sıcak su döküldüğü ve kesici aletlerle darp edildiği belirtildi.  

Ekleme: 01.07.2021 07:01:28 / Güncelleme: 01.07.2021 08:33:49 / manşetler
Destek için  Haberin Videosunu İzle

HABER MERKEZİ

Edinilen bilgiye göre, 27 gün önce silahlı PKK/PYG mensupları tarafından kaçırılan Emin İsa Emin, örgütün işkence merkezlerinde alıkonuldu. Günlerce en vahşi işkencelere maruz kalan Emin, daha fazla dayanamayarak hayatını kaybetti. Ailesi tarafından alınan cenaze, otopsi işlemleri için hastaneye kaldırıldı. Otopsi raporu, Emin’in maruz kaldığı işkencelerin boyutlarını gözler önüne serdi. Otopsi raporunda, Emin’in çenesinin kırıldığı, kafatasında iç kanamanın olduğu, boynuna ve başının arkasına sert cisimlerle vurulduğu, kızgın yağ ile başının arkasından omurgasının sonuna kadar yakıldığı, avuç içlerine sıcak su döküldüğü ve kesici aletlerle darp edildiği belirtildi.  

15 BİN İNSAN İŞKENCELERDE ÖLDÜRÜLDÜ

1986 yılında Dirbêsiyê'nin Bîrikê köyünde dünyaya gelen Emin, evli ve 2 çocuk babasıydı. Suriye İnsan Hakları Ağı'nın (SNHR) bu ayın 26’sında İşkence Mağdurlarına Destek Günü vesilesiyle yayınladığı bir rapora göre, Mart 2011'den bu yana Suriye hapishanelerinde 14 bin 537 kişinin işkenceyle öldürüldüğü, bu suçlardan 67'sinin PYD’ye bağlı kişiler tarafından işlendiği kaydedildi.

VAHŞET OTOPSİ RAPORUNDA

PYD zindanlarında vahşi işkenceler sonucu yaşamını yitiren "Emin İsa Emin" gencinin otopsisinin sağlık raporu.

1- Çene kırığı

2- Kafatasında iç kanama.

3- Dirseklerinde darp izleri

4- Boynuna ve başın arkasına sert bir cisimle darp izleri

5- Kızgın yağ ile başın arkasından omurganın sonuna kadar yanma.

6- Soğan kemiğinde sert darp izleri

7- Sol yanağında jilet izleri

8- İki elinde koltuk altından avuç içine sıcak su ile yanma

9- Göbek derisinde soyulma

PKK’NİN VAHŞET VE KATLİAMLARI SAYMAKLA BİTMİYOR…

PKK’nın mazlum Kürt halkına reva gördüğü bu vahşet ve zulümler ne ilkti ne de son olacak. Silahı eline aldığından bu yana Kürtlerin canına, namusuna, malına, dinine el uzatmaktan çekinmeyen PKK’nın kirli geçmişi hafızalardan silinmiyor. İşte o katliam ve vahşetlerden bazıları…

SUSA KATLİAMI

26 Haziran 1992 tarihinde Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Yolaç (Susa) Mahallesi’ne asker kılığında gelen PKK'lilerin işlediği en vahşi katliamlardan biri olarak öne çıkan Susa Camii Katliamı’nın üzerinden 28 yıl geçti.

28 yıl evvel yaşanan vahşi katliam öncesi ve sonrası yaşananları anlatan tanıklar, o dönemde gerek imkânsızlıkların ve gerekse devlet yetkililerinin sergiledikleri duyarsızlık karşısında hissedilen mazlumiyete dikkat çektiler.

PKK, tarihe kara bir leke olarak yazılan katliamda camide bulunan Hüseyin Çetinkaya, Abdülhalik Ugaş, Hacı Ahmet Kantar, Emin Fidancı, Zeki Fidancı, Medeni Fidancı, Said Fidancı, Meki Fidancı, Muhammed Ali Uslu ve Adnan Kantar'ı kurşuna dizerek katletmişti.

 Şehid Hüseyin Çetinkaya’nın amcaoğlu Nimet Çetinkaya, o gece katliam anında yaşananları şu ifadeler ile dile getirdi:

“26 Haziran 1992’de saat 20.30 sıralarında PKK örgütü tarafından Susa Camisi’ne baskın düzenlendi. Camide namaz kılmakta olan 15 mütedeyyin insanı dışarıya çıkardılar, ellerini bağladılar ve hepsini kurşuna dizdiler. O esnada köyün elektriklerini kestiler. O zamana kadar yaşanmamış bir olaydı, vahşetin boyutu anlatılamazdı. O gece köyde vahşetin karanlığı hâkimdi. Silvan’a 2 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen haberdar edilen jandarma ekipleri sabaha doğru geldiler. Bizler ise sabaha kadar o insanların başucundaydık. İnsanlar, sabaha kadar feryat ve figanlar ediyordu.”

BAŞBAĞLAR KATLİAMI

Sivas olaylarının hemen ardından PKK tarafından Başbağlar'da gerçekleştirilen katliamın acısı, aradan geçen 26 yıla rağmen tazeliğini koruyor. Takvim yaprakları 5 Temmuz 1993'ü gösterdiğinde Türkiye'de tarihin en karanlık günlerinden biri olan Başbağlar Katliamı yaşandı.

Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamlarından biri olan Başbağlar katliamının üzerinden tam 28 yıl geçti. 5 Temmuz Pazartesi akşamı 20.00'de başlayan katliam saat 22.00'ye kadar sürdü. Köyün giriş çıkışları tutuldu, telefonlar kesildi. Gece 01.00 sularında Başpınar Jandarma Karakolu'na haber verildiği halde, ihbara itibar edilmedi.

Sabah 05.00 sıralarında komşu köye sığınan bir vatandaşın, İstanbul'daki oğlunu, oğlunun da Kemaliye Kaymakamını aramasıyla devlet olaydan haberdar oldu. Köylülerin kendi imkânları ile yaptırdığı okul, cami, köy odaları, imam evi, mahalle odaları, öğretmen lojmanı, yüzlerce hayvan, 5 araç ve 191 ev lav silahları, el bombaları, dinamit ve yanıcı kimyasallarla yakıldı.

DÜRÜMLÜ KATLİAMI

PKK'nin, Diyarbakır Sur ilçesinin Sarıkamış Mahallesi'ne bağlı Dürümlü (Baqews) mezrasında bomba yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu Tanışık (Herbecın) köyünde 12 Mayıs 2016 tarihinde 16 kişi hayatını kaybetmiş, 23 kişi yaralanmıştı.

Tanışık köyüne yaklaşık 3 kilometre mesafede PKK’nin bomba yüklü kamyonu, köylülerin fark etmesi üzerinde infilak ettirilerek büyük bir patlamaya sebep olmuştu. Patlamanın şiddeti ile 20 metre çapında çukur açılırken birçok evde de tahribatlar meydana gelmişti.

6-8 EKİM KATLİAMI

2014 yılının Kurban Bayramı'nda Diyarbakır'da ve bölgenin diğer şehirlerinde yaşanan vahşet, Kürdistan'ın katliamlar tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bir taraftan ceberut iktidarların insanlık dışı uygulamaları, diğer taraftan PKK'nin kuruluşundan bu yana başta kendisine biat etmeyen bölge insanına yönelik baskı ve saldırıları, 6-8 Ekim 2014'te yeni bir boyut kazandı.

HDP Genel Merkezi ve onun Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çağrısıyla sokaklara inen PKK/HDP'liler, "her yeri Kobani'ye çevirmek" üzere, Müslüman Kürt halkına karşı büyük bir kıyıma girişmişti.

Ellerinde kurban eti, ihtiyaç sahiplerinin kapılarını aşındıran gençler linç edildi, sakallı insanlar, tesettürlü kadınlar hedef alındı, cami ve Kur'an kursları ateşe verilip yağmalandı.

Yaşanan saldırıların en önemli merkezi ise Diyarbakır oldu. Diyarbakır'da Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş, Turan Yavaş ve Cumali Güneş acımasızca katledildi.

Bölgenin diğer illerinde de başta HÜDA PAR olmak üzere İslami kimlikli kişiler ve kurumlar hedef alındı. 6-8 Ekim süreci uzun sürdü ve bu zaman diliminde Bingöl'de Fethi Yalçın ile Cengiz Tiryaki de silahlı saldırı sonucu şehid oldu.

Van'da Latif Şener, Kızıltepe'de Suriyeli Abdullah Muhammed Latif ve bacanağı Suudi Arabistan vatandaşı Fehad İbrahim Elduveric, sırf dindar oldukları için PKK'liler tarafından katledildi. Yaşananlar dünden bugüne gündemden düşmedi.

Yüzlerce makaleye konu olan bu katliamda Yasin Börü ve arkadaşları, PKK/HDP'liler tarafından örneği Arakan ve Myanbar'da görülen bir vahşetle katledilmişi.

Haberin Videosunu İzle
İlgili Haberler İlgili Videolar İlgili Galeriler İlgili Köşe Yazıları