"Seyfü’l-Kudüs"

​Dr. Abdulkadir Turan, Gazze'deki Seyfü’l-Kudüs cihadının en önemli yönlerinden birinin, İslami mücadelenin aslî insani karakterine oturarak seküler Filistinliler ve Araplar gibi dünyanın gayrimüslim kesimlerini de etkilemesi olduğuna dikkat çekti.

Ekleme: 29.06.2021 00:05:18 / Güncelleme: 29.06.2021 12:06:22 / Analiz / İstanbul Haberleri
Destek için 

Gazetemiz yazarlarından Dr. Abdulkadir Turan, Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) için "Seyf'ül-Kudüs Cihadından israilde Kabine Değişikliğine" başlıklı bir analiz kaleme aldı.

Analizde; Seyfü’l-Kudüs'ün arka planı, siyonist işgal rejimini cesaretlendiren etkenler, Filistinlileri harekete geçiren etkenler, olayların başlaması ve savaşın 3'üncü İntifada’ya dönüşmesi, yeni siyonist kabine, Seyfü’l-Kudüs sonrası süreç ile tüm bunlara ilişkin sonuç ve değerlendirme bölümleri yer aldı.

Analizinde işgalci Siyonist rejimin, gösterileri sınırsız şiddete rağmen bastırmakta başarısız olduğu gibi Filistin'e yönelik sınırsız hava bombardımanlarından da sonuç alamadığına dikkat çeken Turan, buna karşı siyonist yerleşimcilerin, Gazze'den atılan roket ve füzelerden dolayı konutlarından çıkmakta güçlük çektiğini belirti.

Turan, "21 Mayıs gününün ilk saatlerine kadar devam eden ve Siyonistler tarafından 'mini savaş', HAMAS tarafından ise 'Seyfü'l-Kudüs' adı verilen bu 11 günlük savaş, israil tarafından talep edilen karşılıksız ve koşulsuz bir ateşkesle sonuçlandı. Savaşın hemen ardından israilde uzun süredir devam eden kabine kurma çalışmaları on iki yıllık Netanyahu iktidarının son bulmasıyla bitti; israilde İhvân-ı Müslimîn (Müslüman Kardeşler) kökenli bir partinin de dışarıdan desteklediği yeni bir kabine kuruldu. 3'üncü İntifada olarak da değerlendirilen bu savaş, pek çok yönüyle Filistin mücadelesinde 'Yaşlı ve Yorgun Siyonizme Karşı Genç ve Dinamik Müslüman Filistin Mücadelesi' başlığı altında toplanabilecek bir umuda işaret ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Turan, "Seyfü'l-Kudüs cihadının en önemli yönlerinden biri, İslâmî mücadelenin aslî insani karakterine oturarak seküler Filistinliler ve Araplar gibi dünyanın gayrimüslim kesimlerini de etkilemesidir. Filistinliler, daha önce bunun için Sola meyletmişler ancak o uğurda değerlerini tüketmelerine rağmen başarılı olamamışlardı. Bu kez değerleriyle birlikte dünyada kabul görülmüş olmaları, Filistin mücadelesinde tarihsel bir dönüm noktası kabul edilmelidir." ifadelerine dikkat çekti. (İLKHA)

Analizin tamamı için tıklayınız…