MAAŞIN YARISI KİRAYA GİDİYOR

Haber Merkezi

Koronavirüs salgını, enflasyon canavarı, faiz... Bu ve benzeri birçok etkenden etkilenen kiraların yükselişi vatandaşı canından bezdirdi. Sürekli yükselen kira fiyatlarından dert yanan vatandaşlar aldıkları maaşın yarısını kiraya vermekten usanmış durumda. Daha önce sadece büyükşehirler için sorun olan kira artışları salgınla birlikte tüm Türkiye’de büyük bir sorun haline gelmiş durumda. Büyükşehirlerde 1500’den aşağı kiralık ev bulunamazken en küçük ilçelerde dahi kiralar bin TL’ye ulaşmış durumda.

ALDIĞIM MAAŞIN YARISINI KİRAYA VERİYORUM

İstanbul’da asgari ücretle çalışan Bilal Yaman, “İstanbul'da yaşayıp asgari ücret ile geçinmek imkânsız.  Aldığımız maaşın yarısı kiraya, faturalara ve mutfak masrafına ancak yetiyor. Bunun yanına diğer ihtiyaçları da eklediğimiz zaman bu yükün altından kalkamıyoruz. Ay başında aldığım maaşın yarısını kiraya veriyorum, diğer yarısı ile de geçinmeye çalışıyorum. Özellikle de son yıllarda artan fahiş kira artışları ve bunun yanında gıdadan temizlik ürünlerine, faturalara gelen zamlar da bizi ciddi anlamda mağdur etti. Yetkililerin başta kira artışları olmak üzere yapılan bütün zamlara müdahale etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bizim gibi asgari ücret ile çalışanların geçimini idame etmesi mümkün değil.” şeklinde konuştu.

ASGARİ ÜCRET ALIYORUM KİRAM İSE 1400 TL

İstanbul’da yaşayan Bilal Beldek isimli vatandaş ise, “İstanbul büyüyüp geliştikçe bizim imkanlarımız, hayat şartlarımız küçülüyor. Önceki dönemlerde gecekondularda, bodrum katlarda yaşayarak idare ediyorduk ancak şu anda buraların kiraları bile çok yükselmiş durumda. İstanbul gibi şehirde asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışan biriyim. Kiram 1400 TL. Faturalar desen yaz aylarında 400, kış aylarında 800 TL. Bu şartlar altında geçim nasıl olur? Çocukların ihtiyacı, evin ihtiyaçları, sağlık, eğitim harcamaları nasıl olacak varın siz düşünün. Her yıl fahiş oranda artan ev kiralarından bıktık usandık. Maaşa zam olunca sevinemiyoruz bile. Çünkü maaşa gelen zamdan fazlası kiralarımıza geliyor. Yetkililerden bu işe el atmalarını, bizi bu çıkmazdan kurtarmalarını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

KAYAŞEHİR’DE KİRALAR 2 KATINA ÇIKTI

Kayaşehir’de geçtiğimiz yıl ortalama iki artı bir evler için bin TL olan kira fiyatları özellikle şehir hastanesinin açılmasıyla beraber iki katına çıkmış durumda. Birçok ev sahibi düşük fiyattan kirada oturan vatandaşları çıkarmak için türlü türlü yalanlarla kiracıları çıkarıp daha yüksek fiyatlarla evleri kiraya verdi. Kayaşehir’de oturan Mustafa Süslü yaşadığı sorunları şöyle anlatıyor; “İstanbul Kayaşehir’de oturuyorum. Geçen sene 1200 TL ödediğim eve ev sahibi bu sene 2000 TL istedi. Taşınmak için ev baktım. Zaten biraz düzgün bir evin fiyatı bütün İstanbul'da bu fiyatlardan başlıyor. ne yapacağımı bilmiyorum taşınsam dert, kalsam dert…”

“KİRAM 1600’DÜ; VİCDANSIZ EV SAHİBİ YA 3 BİN VERİRSİN YA DA ÇIKARSIN DEDİ”

Yine Kayaşehir’de oturan Abdülkadir Can, “Şu an 1600 TL. Kiraya oturuyorum. Geçen gün ev sahibi aradı, kirayı 3000 bin TL. yapacağını dedi, eğer kabul etmezsem çıkmam gerektiğini söyledi. Böyle de vicdansızlık olmaz ki! Adam yüzde yüz zam istiyor. Site aidatı da 250 TL. üstüne ekle 3250 TL. oluyor. Bu böyle olmamalı. Herkes kafasına göre artış yaparsa kaos olur. Şuan ev arıyoruz ama aynı semtte uygun kiralık ev bulamıyoruz. Mecburen daha uzak bölgeler olan İstanbul’un dışına doğru ev aramaya başlayacağız. Yetkililerin gerek kiraların artışı noktasında bir düzenleme yapması ve gerekse uygun taksitle ev alınabilecek imkanları halka sunması gerekiyor.” Diyerek dert yandı.

"KİRA YÜZÜNDEN DÜKKÂN SAHİBİ İLE MAHKEMELİK OLDUK"

Mal sahiplerinin kafalarına göre fiyatları arttırdığını söyleyen Kemal Ege, "Devlet bir düzenleme yapıyor. O düzenlemeye göre 2 bin vermen gerekiyor ama mal sahibi gelip bu ay 2 bin 500 vereceksin' diyor. Biz de pandemi döneminde iflas ettik. Şimdi ise mal sahibi ile mahkemelik olduk. Biraz önce arkadaşım da buradaydı. Beraber okullara yönelik çalışma yapıyorduk. Okullar da kapanınca biz de battık. Şu anda çalışmıyoruz. Oğlum da çalışmıyor. Allah'tan emekliliğimiz var da oğluma destek çıkıyorum." dedi.

"MAL SAHİPLERİ KİRALARI KAFALARINA GÖRE ARTTIRIYOR"

Ege, "Kira artışlarının nedenlerinden bir tanesi hükümetin konu hakkında bir düzenleme yapmamasıdır. Millet kafasına göre kiraları arttırıyor. Olacak iş değil. Komşum bin 500 TL kira veriyordu ev sahibi geldi 2 bin TL kira vereceksin diyor. Olacak iş mi bu? Çalışabilse kirayı ödeyecek ama iş de yok. Nasıl kirayı ödeyecek? Herkes zor durumda." diye konuştu.

"KENDİLERİNE KEPÇE, VATANDAŞA İSE ÇAY KAŞIĞI İLE ZAM VERİYORLAR"

Vatandaşlardan Nusret Aba ise, "Salatalığın kilosu 7 TL, kayısının fiyatı 15 TL, domates ve biberin kilosu 7 olursa ev kiralarının bu kadar olması gayet normal. Eskiden bodrumda hayvanlar yaşamazken şimdi o bodrumlar için bin 500 TL kira istiyorlar. Pahalı mı pahalı! Ama bugünün şartlarına oranla normal. Asgari ücretle çalışan bir insan için kiralar elbette pahalıdır. Ama günümüz şartlarına normal. Şimdi bir asgari ücretlinin maaşının 4 binden fazla olması gerekiyor. Bin 500 TL kira veriyor, 500 TL elektrik, doğalgaz ve su verse 2 bin lira yapa. Geri kalan 2 bin lira da mutfak giderlerine anca yeter. Ancak maalesef asgari ücretlilere bu maaşı vermiyorlar. Kendilerine gelince zam yapıyorlar. Kendilerine kepçe ile verirlerken millete çay kaşığı ile veriyorlar. Kendileri için bir yasa ile aynı günde zam yapabiliyorlar ama asgari ücretliye gelince 6 ay sürüyor. 8 defa toplantı yapıp anca karar veriyorlar." şeklinde konuştu.

"KİRACILARIN BİRÇOĞU ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYOR"

Kendisinin ev sahibi olduğunu, kiracıların durumunun çok vahim olduğunu belirten Resul Dalkılıç da şöyle konuştu: Ev kirası vermiyorum. Evim var hamdolsun. Ancak kira verenler için durum oldukça vahim görünüyor. Ev sahiplerinin kiralarda kafalarına göre oran belirlemesine yönelik devletin bir düzenleme getirmesi gerekiyor. Kiracıların birçoğu asgari ücretle çalışıyorlar ve aldıkları maaşların yarısından fazlasını kiraya veriyorlar. Geriye kalan para ile zor-güç geçiniyorlar. Kira fiyatlarındaki artışın çözümü ise ya vatandaşlar taksitle ev alacaklar ya da hükümet yaşanan mağduriyete el atacak. Yıllık zam oranının belirlenmesi gerekiyor.