ABD tarafından desteklenen film çalışması "beyaz kurtarıcı" hikayesini öne çıkardığı için Yeni Zelandalı Müslümanlar tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Başbakan Ardent:Cemaatin hikayesine odaklanmalı
Yeni Zelenda Başbakanı Jacinda Ardent, yaptığı açıklamada, film yapımcılarının kendisine danışmadıklarını belirterek, "Benim fikrime göre bu çok erken gibi geliyor ve Yeni Zelanda için acılar hâlâ çok taze." dedi.
Senaryoda kendi hikayesinin çok öne çıkarıldığını dile getiren Ardent, "Bu noktada anlatılması gereken çok hikâye var. Benim hikayemin onlardan biri olduğuna inanmıyorum. Cemaatin hikayesi var, ailelerin hikayeleri var." ifadelerini kullandı.
Müslüman toplumdan tepki
Öte yandan, Yeni Zelanda’da yaşayan Müslümanlar da söz konusu film çalışmasına tepki göstererek yapımın durdurulması için imza kampanyası başlattılar.
Kampanyanın organizatörlüğünü yapan Ulusal İslami Gençlik Derneği şu ana kadar 58 binden fazla imza topladıklarını açıkladı.
Dernek yetkilileri, filmin kurbanları ve olaydan kurtulanları ikinci plana aldığını ve hikâyenin merkezine bir "beyaz kadının" katliama verdiği yanıtı koyduğunu vurguladı.
Senaristliğini Yeni Zelandalı yazar Andrew Niccol’ün yaptığı proje hakkında Müslüman cemaate yeterince danışılmadığını ifade eden derneğin eş başkanı Haris Murtaza, "Kurumlar ve fertler cemaatimizin başına gelen bu trajediden kâr elde etme peşinde olmamalı." dedi.
Müslüman Şair Muhammed Hasan ise senaryonun katliamın yükünü çeken cemaate odaklanması gerektiğine işaret ederek, bunun yerine Ardent hakkındaki bir hikâyede cemaatin destek olarak kullanıldığının altını çizdi.
Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Muhammed Hasan, "Bu hikâyeyi anlatamazsınız. Bunu beyaz bir kurtarıcı hikayesine dönüştüremezsiniz. Bu sizin hikayeniz değil." ifadelerine yer verdi.
Ardent'in katliamın ardından gösterdiği tavır takdir toplamıştı
"Onlar Hepimiziz" adlı film çalışması adını, Başbakan Ardent'in katliamın hemen ardından Müslüman cemaate desteğini açıkladığı konuşmasında geçen bir cümleden alıyor.
Ardent, camiyi hedef alan ülke tarihindeki en kötü katliamın ardından gösterdiği empatik ve kapsayıcı tavrından dolayı takdir toplamış, katıldığı taziyede başörtüsü giyerek Müslümanlara olan saygısını göstermişti.
Ne olmuştu?
15 Mart 2019'daki saldırılarda Avustralyalı haçlı terörist Brenton Tarrant, Cuma namazı sırasında Al Noor Camisi'nde 44, ardından gittiği Linwood Camisi'nde de 7 Müslüman'ı katletmişti.
Geçen yıl 30 yaşındaki Tarrant, 51 cinayet, 40 cinayete teşebbüs ve bir terör suçlamasından şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. (İLKHA)