DOĞRUHABER / Mehmet Tahir Özsoy
Sayıları yüz binleri bulan ve evlerinden yüzlerce kilometre uzakta, çoluk çocuk çalışmaya gitmek zorunda kalan mevsimlik tarım işçilerinin dramı yürekleri burkuyor. Uzun yıllardır kanayan bir yara haline gelen işçilerin çalışma ve yaşam koşulları, çocukların eğitim sorunları, sağlık hizmetleri gibi konularda henüz beklenen iyileşme sağlanmadı. Derme çatma çadırlarda kalan, kimi zaman kavurucu sıcaklarda, temiz bir yiyecek ve içeceğe muhtaç bir halde çalışmak zorunda kalan işçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesini bekliyor. Mevsimlik işçilerin dramlarıyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sosyal İşler Başkanı Hüseyin İmir, yaşanan sorunlarla ilgili çözüm önerileri sundu.
YILLARDIR SÜRDÜRÜLEN YANLIŞ POLİTİKALARIN NETİCESİ
İmir, “Öncelikle meselenin daha iyi anlaşılması için Mevsimlik işçilerin yaşadıkları sorunlardan ziyade bu durumu oluşturan temel etkenler tüm yönleri ile masaya yatırılmalıdır. Örneğin mevsimlik tarım işçiliği neden vardır? Yoksul bırakılan insanlar neden kendi temel gereksinimlerini kapılarının önünde karşılayamayıp farklı illere veya farklı bölgelere göç etmek zorunda bırakılmaktadır? Bu sorulara açık yüreklilikle cevap veremediğimiz sürece soruna kalıcı çözümler bulamayacağız. HÜDAPAR olarak mevsimlik tarım işçiliğini gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve yıllardır sürdürülen yanlış politikaların neticesi olarak görmekte ve sorunu siyasi, sosyal ve ekonomik yönleri ile beraber ele almaktayız. Bu nedenle mevcut durumda var olan sorunlara çözümler üretmekten ziyade mevsimlik işçiliği ortaya çıkaran nedenlerin ortadan kaldırılmasını öncelemekteyiz. Bununla beraber mevcut durumda insan onuruna yaraşır bir şekilde insanların çalışabilmeleri için de gerekli koşulların oluşturulması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
SORUNLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA KATMERLEŞMEKTEDİR
Türkiye’de yaklaşık 350 bin vatandaşın mevsimlik işçi olarak çalıştığına dikkat çeken İmir, “Aileleri ile beraber bu sayı 1 milyon kişiyi bulmaktadır. Yani ele aldığımız sorunun muhatapları veya bu adaletsiz uygulamaya maruz kalanların sayısı azımsanmayacak bir sayıya ulaşmıştır. Bu vatandaşlarımızın karşılaştıkları sorunlar da her geçen gün daha da katmerleşmektedir. Öncelikle Türkiye’de bölgeler arası kalkınmışlık farkı ve sosyal refah düzeyindeki aşırı farka bağlı olarak birçok sorun üremektedir. Vatandaş bu farka bağlı olarak kendi bölgesinde gerekli yatırım yapılmadığından istihdam alanı bulamamakta, girdi maliyetlerin artışından veya suya kavuşamadığından kendi tarlasını ekip biçememekte ve bunların neticesinde hayatını ikame etmek için farklı bölgelere belirli süreliğine göç ederek geçimini sağlamaya çalışmaktadır.” ifadelerini kullandı.
IRKÇI SALDIRILAR, AĞIR ÇALIŞMA ŞARTLARI, DÜŞÜK ÜCRET, EĞİTİM VE SAĞLIKTAN YOKSUNLUK…
“Mevsimlik işçi olarak farklı bölgelere çalışmaya giden kişilerin sosyolojik olarak da birçok sorun ile karşılaşmaktadır.” diye konuşan İmir, “Aile bütünlüğünün zarar görmesi ve sosyal yaşantının ciddi değişimlere maruz kalması, çocuk işçiliği, kadınların hem evin ihtiyaçlarını gidermesi hem de çok ağır şartlarda çalışması, siyasi ve sosyo kültürel farklılıklara bağlı olarak sosyal dışlanmışlığa maruz kalma ve zaman zaman bunun ırkçı saldırılara dönüşmesi gibi birçok sorunla karşılaşmaktadırlar.
Sosyo ekonomik anlamda ele aldığımızda işçilerin sağlık ve sosyal güvenlik haklarından mahrum bırakıldığı, düşük ücretlerle çalıştırıldığı, su ve elektriğe erişimin bile zor olduğu çadırlarda barındıkları, çocuklarının temel ve insani bir hak olan eğitim ve sağlıktan da mahrum kaldıkları görülmektedir.” dedi.
40 YILI AŞKINDIR BİTİRİLMEYEN GAP PROJESİ...
Bir türlü bitirilemeyen GAP projesine de değinen İmir, “Özellikle Mevsimlik işçilerin durumu incelendiğinde 40 yılı aşkındır bitirilmeyen GAP projesi kapsamına giren dokuz ilimizde ikamet eden vatandaşlarımızdan oluştuğu görülmektedir. Bu sadece bir örnek, bu ve buna benzer birçok proje ya çok uzun bir zamana yayılmakta veya hiç bitirilmemektedir. Ama üçüncü havaalanı, üçüncü köprü, Marmaray ve daha birçok mega projeyi hayata geçiren ve yaklaşık 15 milyar dolar maliyeti olan Kanal İstanbul projesini hayata geçirmeyi planlayan irade 32 milyar dolarlık GAP projesini yaklaşık 40 yıldır tamamlayamadı ve projenin %50’si hala hayata geçirilmemiştir. Oysa GAP projesi bitirilmiş olsaydı bölgeler arası kalkınmışlık ciddi oranda azalmış olacaktı. Bunun neticesinde 3.8 milyon kişi istihdam edilecek, 1.8 milyon hektar arazi sulu tarıma geçebilecekti. Türkiye tarım ürünlerinde kendi kendine yeterli bir hale gelecekti. Bununla beraber organik tarımla dünyanın en önemli pazarı olan uzak doğu pazarına ihracat yapabilecek kapasiteye ulaşmış olacaktı.” şeklinde konuştu.
İSTİHDAM ALANLARI ARTTIRILMALIDIR
İmir, son olarak mevsimlik işçiler sorununa dair çözüm önerilerini şöyle sıraladı;
-Siyasi hesaplardan ve rant sisteminden vazgeçilip adaletin de gereği olarak bölgeler arası kalkınmışlık farkının ortadan kaldırılıp mevsimlik işçilerin yoğunlukta olduğu Güneydoğu Anadolu bölgesinde istihdam alanları artırılmalıdır.
-Özellikle mevsimlik tarım işçiliği sorunun temelinde yasal boşluklar bulunmaktadır. Tüm kamu kuruluşlarını ve vatandaşları bağlayıcı yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
-Mevsimlik tarım işçilerin sürekli ikame ettikleri yerlerdeki parçalı arazilerin bütünleştirilmesi, ekilemeyen orman ve hazine arazisinin vatandaşa kiraya verilmesi, sulu tarım yapılabilmesi için GAP ve benzeri projelerin tamamlanması, elektrik gibi yüksek girdi maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca gerekli destek sağlanarak vatandaşı üretebilecek imkanlara kavuşturulması gerekmektedir.
-Yerel yönetimlerin mevsimlik işçilerin sağlıklı koşullarda barınabilmesi için konteynır kentler inşa edilmelidir. MEB çocukların eğitiminin aksamaması için gerekli koşulları ve şartları oluşturmalı veya -taşıma sistemi ile çocukların eğitime erişimini sağlamalıdır.
-Yaşanan trafik kazalarının önüne geçmek için tren seferleri artırılmalı, kara yolunu kullananların güvenli bir şekilde yolculuk yapması için denetimler sıklaştırılmalıdır.
-Doğrudan işverenlerle işçileri arz-talep ekseninde buluşturacak İŞ-KUR veya bu kurum bünyesinde istihdam edilecek uzmanlarca yürütülmesi sağlanmalıdır.