İzmir Barosu hafızlardan şikayetçi

İzmir Barosu Hafızlık törenlerinde giyilen cüppe ve sarıktan rahatsız oldu.

Ekleme: 31.05.2021 13:02:26 / Güncelleme: 31.05.2021 13:08:26 / Güncel
Destek için 

Doğruhaber

2021 yılındayız ama Kemalistlerin "kimin nasıl giyineceğine ben karar veririm" tutumu hala sürüyor.

İzmir Barosu Ayasofya Camii'nde düzenlenen Hafızlık töreni hakkında suç duyurusunda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un katıldığı hafızlık törenini sürecinde suç işlendiğini iddia eden BARO'nun suç duyurusunda "Törene katılan çocuklara 430 Sayılı Öğretim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) çiğnenmek suretiyle uygulamaya konulan Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi kapsamında hafızlık icazeti verilmiş, yine 2596 Sayılı Kanuna aykırı olarak, ruhani kıyafetler giydirilmiştir." denildi.

Önce 430 sayılı devrim kanuna bakalım

Anlaşılan o ki Baro, 1. maddedeki eğitim işleri Maarif Vekaletine yani Milli Eğitim Bakanlığına bağlıdır anlayışı üzerinden meseleyi okuyor.

Yani bu ülkede meseleleri hala 1930'lu yılların mantığı ile yorumlayacak hukukçuların olması ne kadar korkunç ise söz konusu maddelerin kaldırılmamış olması, yeni bir anayasanın yapılmamış olması da o kadar korkunç.

Baro'nun bu şikayeti bu ülkede aslında köprünün altından çok fazla suyun akmadığını da gösteriyor.

Gelelim diğer maddeye..

Baronun şikayetini dayandırdığı maddeye...

2596 sayılı kanunda "Herhangi din ve mezhebe mensub olurlarsa olsunlar ruhanilerin mabet ve ayinler haricinde ruhanî kisve taşımaları yasaktır." denilmekte...

Papazlar ve üniversite hocaları, hatta hukukçuların kendileri bile cüppe giyerken bunda bir suç unsuru bulmayan Baro konu hafızlar olunca nasıl da meseleyi kanun maddesine dayandırabiliyor...

Aslında Baro şartları ne kadar zorlamak istese de burada da bir suç unsuru yok.

Kanun mabed haricinde yasaktır diyor...

Hoşunuza gitmese de Ayasofya mabed olduğu için orada hafızlık(yani dinsel kıyafetler) ile tören(yani ayin) yapılabilir.

Aslında ilginç olan kanun maddesinde geçen ayin kelimesi...

Kanun yapıcının Batı kanunlarını kopyala yapıştır yaparken herhalde acelesi vardı. Ayin kelimesinin bu topraklara ait olmadığını bile hesaplayamamışlar...

Neyse Baro meselesine dönelim.

Baro sadece Hafızları değil, İmam Mustafa Demirkan'ı da mahkemeye vermiş.

İmam Mustafa Demirkıran hakkında da suç duyurusunda bulunulan metin ise tam bir çarpıtma örneği taşıyor...

İmam Demirkan'ın vaazda kullandığı Türkçe kelimeleri olduğu gibi dilekçeye ekleyen Baro İmam'ın okuduğu  Bakara 114. ayeti yani "Vemen azlemu mimmen mene’a mesâcida(A)llâhi en yużkera fîhâ-smuhu vese’â fî ḣarâbihâ..." ayetini şikayet metnine eklememiş...

Zira Hocaefendinin zalim kelimesini kullandığı yer aslında ayette geçiyor.

Buyurun ayetin anlamı

"Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir?"

Anlayacağınız  Baro Mustafa Demirkan Hoca'nın sözlerini cımbızlayarak şikayetçi oldu.