Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, haftalık olarak yaptığı gündem değerlendirmesini bu kez Ankara yerine İstanbul'da gerçekleştirdi.
Partisinin İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Erbakan; geçim derdi, salgın süreciyle birlikte yaşanan mağduriyetler, ürünlerde yapılan zamlar, devletin ÖTV'de yaptığı zam, esnafın durumu, Kudüs meselesi ve son günlerde basında oldukça yer alan Sedat Peker'in açıklamalarına değindi.
"Kredi çekme oranı son bir yılda yüzde 36 arttı"
Milletin öncelikli meselesinin geçim derdi olduğunu ve parti olarak sürekli bu konuya vurgu yaptıklarını söyleyen Erbakan, Türkiye'de pandeminin başladığı 2020 Mart ayından 2021 Mart ayına kadar geçen bir yıllık sürede hane halkının kredi kartı borçları yüzde 47 arttı. Hane halkının bankalara, finans kuruluşlarına toplam borcu ise yüzde 36 artışla 899 milyar TL'ye ulaştı. AK Parti iktidarı başladığında vatandaşın bankalara borcu 6,6 milyar liraydı. Bugün 899 milyar lira olmuş. Sadece son bir senede, pandemi sürecinde yüzde 36 artmış. Maalesef artık altından kalkılamayacak bir hal almıştır. Bu 899 milyar liralık boca da baktığımızda yüzde 46’sının ihtiyaç kredisi, yüzde 17’sinin de kredi kartı kullanımından kaynaklandığı görülüyor. Maalesef Türkiye'de milyonlarca insanın hayatını, ihtiyaç kredisi çekerek, kredi kartından borçlanarak, kredi çekip başka bir kredi borcunu ödeyerek sürdürmeye çalıştığının bir ispatıdır." dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan
"Üretim ve istihdam olmadan borç-faiz girdabından kurtulmak mümkün değildir"
Erbakan, "Bugüne kadar sorunlara çözüm olmayan, pek çok işletmeyi, şirketi borç batağına sürükleyen bu yöntemle iktidar birkaç ay daha ekonomiyi ayakta tutmaya, suni teneffüs yaptırmaya yöneliyor. Milyonlarca insan için borç ve faiz girdabı, işi daha da içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Bu yük artık altından kalkılamayacak bir hal almıştır. Mevcut iktidar bu çarkı artık döndüremeyecek noktaya gelmiştir. Bu tablo elbette ki 19 senedir uygulanan borç-faiz ekonomisinin sonucudur. Üretim olmadan, ihracat olmadan, ülkede üretim ve ihracat yapılacak iklimi oluşturmadan bu tablodan kurtulmak mümkün değildir." diye konuştu.
"OECD ülkeleri arasında en çok genç işsizin olduğu ülke Türkiye"
OECD ülkeleri içinde gençleri en çok 'boşta gezen' ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Erbakan, "Türkiye ne eğitim alan ne de istihdamda olan, yani okumayan ve çalışmayan, 'boşta gezen' gençlerin oranında yüzde 28,8 ile OECD ülkeleri arasında ilk sırada. Bu düzeyde boşta gezen genç oranı; maddi ve manevi açıdan yıkıcı sonuçlar doğuracak, çok sayıda sosyal, toplumsal problemlere yol açma potansiyeli taşır. Bu soruna çözüm bulmak öncelikle devletin, hükümetin görevidir. Her şeyden önce, meslek sahibi yapan bir eğitimin sağlanması gerekir. Diplomayı alanların gerçek hayatta bunu uygulayacak kabiliyetleri olmuyor. Meslek sahibi yapan bir eğitimi hayata geçirdikten sonra meslek sahibine de istihdam oluşturulmalıdır. İstihdam edilirken de insan onuruna yaraşır bir şekilde gelir elde etmesi gerekir. Bu adımların hepsinde devlete, iktidara çok büyük görevler düşüyor." şeklinde konuştu.
"İntiharların ilk sebebi ekonomik sorunlar"
TÜİK verilerine göre 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yaşanan intihar vakalarında sayısal olarak da, oransal olarak da artış yaşandığını hatırlatan Erbakan, "2009-2019 yılları arasında, 10 yılda kayıtlara geçen intihar sayısı maalesef 35 bine yaklaşmıştır. Bu intiharlar arasında ekonomik sebepler ilk sırada yer alıyor. Geçim sıkıntısı, ticari başarısızlık 35 bin intiharın önemli bir bölümündeki gerekçelerdir. Bir buçuk seneden beri doğru düzgün siftah yapmadan dükkânı kapatan esnaf, devletten doğru düzgün bir destek almamıştır. Dünyada vatandaşına en az nakit desteği sağlayan 3 ülkeden birisi Türkiye. Bunun yanında torununun sünnetine giderken bir çeyrek altın dahi alamayan emekliler, hele son fiyatlarla değil çeyrek, çeyreğin yarısını dahi alabilmeleri mümkün değildir. Bu sebeplerin tamamı psikolojik yıkıma yol açıyor." dedi.
"Salgın sürecinde vatandaşa verilen hibe ÖTV zammıyla 3 ayda geri alınacak"
20 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı kararnamesiyle akaryakıtta ÖTV oranının arttırıldığını belirten Erbakan, "ÖTV 95 oktan benzinde litre başına 0.86 TL’den 1.33 TL’ye, 98 oktan benzinde 1.03 TL’den 1.58 TL’ye çıkarıldı. Motorinde 0.72 TL’den 1.29 TL’ye çıkarılırken, motorlu taşıtlarda kullanılan LPG'de 0.28 TL’den 0.81 TL'ye yükseltildi. Geçen yılın son 7 ayında akaryakıt ürünlerinden 15.5 milyar TL’ ÖTV tahsilatı yapıldı. Son ÖTV artışıyla bu senenin kalan 7 ayında akaryakıt ürünlerinden yaklaşık 25 milyar TL ÖTV tahsilatı yapılacak. Büyük reklamlarla anlata anlata bitiremedikleri tam kapanma desteği olarak esnafa verilecek olan 4.5 milyar liralık hibe, ÖTV artışıyla yaklaşık 3 ayda vatandaştan geri tahsil edilecek. Yani vatandaşa verilen sözüm ona destek, yine vatandaşın cebinden fazlasıyla geri alınmış olacak." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Filistin için önerdiği çözüm başta Filistinliler olmak üzere tüm İslam alemini hayal kırıklığına uğratmıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta yapılan 'Kabine Toplantısı' sonrası yaptığı açıklamalarda, Kudüs'te devam eden olaylarla ilgili olarak, "Kudüs'ün üç dinin temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi günümüz şartlarında en doğru ve tutarlı yol olacaktır. Aksi takdirde bu kadim şehirde kalıcı barışı sağlamak kolay ve mümkün görülmüyor." şeklindeki ifadelerinin başta Filistinli Müslümanlar olmak üzere, tüm İslam âlemini hayrete düşürdüğünü söyleyen Erbakan, Kudüs meselesi ile ilgili şunları kaydetti:
Zaten israil kurulduktan sonra bu çözüm önerildiği ve buna karşı çıkıldığı için Filistin'de yıllardan beridir mücadele veriliyor, bu kadar şehid veriliyor. 'Hayır! Kudüs İslam toprağıdır. Buranın yönetimine Hristiyan ve Yahudileri ortak edemeyiz' denildiği için bu mücadele veriliyor. Siz çıkıp çözüm olarak bunu ortaya koyuyorsunuz. Bu fikri Vatikan veya bir Avrupa devleti söylese normaldir. Ancak bunu Türkiye devletinin Cumhurbaşkanının söylemesi, asırlar boyunca Kudüs ve Filistin'in İslam toprağı olmasının garantisi olan bir geçmişe sahip ülkenin söylemesi gerçekten de başta Filistinliler olmak üzere İslam âlemini hayal kırıklığına uğrattı. Böyle bir düşüncenin asla kabul edilebilmesi mümkün değildir. Kudüs tüm Müslümanların kılıç hakkıdır. Kan ile alınan bir yer ancak kan ile verilir.
"Sedat Peker'in iddiaları araştırılmalı ve gereği yapılmalı"
Son dönemlerde gündemi yoğun bir şekilde meşgul eden Sedat Peker'in açıklamaları ve hükümet kanadından verilen cevaplar ile ilgili bir gazetecinin sorusunu da yanıtlayan Erbakan, söz konusu olan ciddi iddiaların araştırılması, araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuca göre adam kayırmaksızın suçlulara gerekli cezanın verilmesi, iddialar asılsızsa iddia sahibinin cezalandırılması gerektiğini ifade etti. (İLKHA)