Katılım bankacılığına destek çağrısı

KTO Karatay Üniversitesi’nden Prof. Dr. Okka, her yıl yabancı ve yabancı ortaklı bankalar aracılığı ile ülke vatandaşlarının parasının 80 milyar dolarının yurt dışına faiz olarak gittiğini, bunun bir nevi kan kaybı olduğunu belirterek, "Hükümet desteğini sağlıyor. Bizim katılım bankalarımızın asgari üçte bir, yüzde 40 büyümesi lazım" dedi.

Ekleme: 22.05.2021 17:54:43 / Güncelleme: 22.05.2021 18:06:15 / Ekonomi / Konya Haberleri
Destek için 

KONYA

İslami finansal yönetimi üzerine çalışmalarıyla tanınan Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Okka, katılım bankacılığının ilk defa 1970'li yılarda Mısır'da başladığını ifade ederek sektörle ilgili değerlendirme yaptı. Katılım bankacılığının Türkiye'de ilk defa resmi olarak 1985 yılında "özel finans kuruluşu" olarak faaliyetlerine başladığını belirten Okka, bugün ülkede 6 katılım bankasının hizmet verdiğini bildirdi.

“80 MİLYAR DOLARI YURT DIŞINA FAİZ OLARAK AKIYOR”

Okka, Türkiye'nin büyük ölçekte faiz yükü altında olduğunu vurgulayarak, "Her yıl yabancı ve yabancı ortaklı bankalar aracılığı ile ülke vatandaşlarının parasının 80 milyar doları yurt dışına faiz olarak akıyor. Kime gönderiyoruz? Dışardaki yatırımcıya, oradaki bankalara gönderiyoruz. Bu kan kaybıdır." diye konuştu. "Türkiye'deki katılım bankalarının varlık bazında ağırlığı yüzde 7,2. Öz sermaye olarak ise yüzde 6,3" diyen Okka, katılım bankalarının fonksiyonunun vatandaş tarafından tam anlaşılamadığını, katılım bankalarının da diğer bankalar gibi hatta onlar kadar masraf aldığı yönünde yanlış kanaat bulunduğunu kaydetti. Türkiye'de katılım bankacılığının faiz sistemi dışında çalıştığına işaret eden Okka, bu tür finansal yapılanmaların bankalardaki tüm işlemleri faiz sarmalına girmeden yapabildiğini kaydetti.

"KATILIM BANKALARIMIZIN ASGARİ ÜÇTE BİR, YÜZDE 40 BÜYÜMESİ LAZIM"

Okka, katılım bankacılığının büyümesinin ülke menfaati için bir gereklilik olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet desteğini sağlıyor. Bizim katılım bankalarımızın asgari üçte bir, yüzde 40 büyümesi lazım. Katılım bankacılığının payı bugün ekonomide yüzde 7 yerine 15 olsaydı ne olurdu? Vatandaş bu kadar israf, harcama yapmazdı, ticaret, sanayi, ziraat gelişirdi. Burada malı alıyor, belli bir kar payı koyarak sana satıyor, bu da İslam'a göre uygun. Diğer taraf ise parayı direkt olarak sana satıyor."

“KATILIM BANKALARI TÜM BANKA İŞLEMLERİNİN HEPSİNİ YAPIYOR”

Faizsiz bankacılığın paranın ülke sınırları içinde kalması anlamına geldiğini anlatan Prof. Dr. Osman Okka sözlerini şöyle tamamladı: "Katılım bankaları tüm banka işlemlerinin hepsini yapıyor. Sadece nakit veremiyor. Bunun dışında tüm tüccara resmen ticaret yaptırmak suretiyle, malını alıyor, satıyor, kiralıyor, ortaklık yapıyor. Katılım bankasına geçince sen bankanın ortağı durumuna geçiyorsun. Havuzdaki sistemin ortağısın, az veya çok kazanıyorsun. Ülkenin kalkınmasına resmen katkıda bulunuyorsun. Katılım bankalarımızın milli bir şuurla büyümesi lazım. Bu bankalarda paralar zaten kendi ülkemizde kalıyor."

Kaynak: AA

 

İlgili Haberler İlgili Köşe Yazıları