HÜDA PAR Van İl Başkanı Saygın: Müslümanlar ihtilafları bir kenara bırakıp Kudüs davasında birleşmeli

Siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa'da Müslümanlara yönelik saldırılarını telin eden HÜDA PAR Van İl Başkanlığı, Filistin ve Mescid-i Aksa'yı korunmanın Müslümanlar için siyasi ve şer'i bir görev olduğunu hatırlattı.

Ekleme: 12.05.2021 00:10:15 / Güncelleme: 12.05.2021 00:11:37 / Güncel / Van Haberleri
Destek için 

Yatsı namazında Hazreti Ömer Camii'nde bir araya HÜDA PAR Van İl Teşkilatı üyeleri, namazdan sonra ellerini Filistin ve Mescid-i Aksa için semaya açtı.

Yapılan duanın ardından cami avlusunda bir araya gelen İl Teşkilatı adına basın açıklaması yapan HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Saygın, Filistin ve Kudüs'ün zor günler yaşadığını belirterek Mescid-i Aksa'nın Selahaddin'lerini beklediğini söyledi.

Konuşmasına İsra Suresi'nin mealini okuyarak başlayan Saygın, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın 80 yıla yakın bir süredir işgalci ve gasıp siyonist bir güruhun saldırısıyla karşı karşıya kaldığını belirtti.

Saygın, "Yine bir Ramazan ayı ve yine 14 Mayıs günü olan işgalin resmen ilan edildiği tarihin yıldönümü. Bu sefer hedefte Mescid-i Aksa'nın yanında Şeyh Cerrah vardı. Adını Kudüs Komutanı Selahaddin-i Eyyubi'nin tabibi Husameddin Cerrahi'nin isminden alan Cerrah Mahallesi. 1948'den bu yana Filistinlileri yerlerinden eden ve onların evlerini gasp eden işgalcilerin bu mahalleye yönelik işgal eylemi Ramazan ayında da durmadı. Topyekûn işgalin bir parçası olarak Mescid-i Aksa'ya komşu olan Şeyh Cerrah Mahallesinin sahibi ve sakinleri olan Müslümanlar, evlerinden zorla çıkartılarak onların yerine siyonistler yerleştirilmektedir. Şeyh Cerrah, Beyt Hanun, Cenin… Her yerde işgal, her yerde katliam, her yerde vahşet… hiçbir zaman durmadı ve maalesef halen de devam ediyor." dedi.

"Kınama mesajları siyonistleri durdurmuyor"

Dün olduğu gibi bugün de uluslararası toplumun; Harem-i Şerif'in kudsiyetini ihlal eden ve Mescid-i Aksa'da ibadet eden Müslümanlara ses bombalarıyla ve zor kullanarak saldıran siyonistlere "çağrı"dan öteye geçmeyen tepkilerinin vahşeti durdurmayacağına dikkat çeken Saygın, şunları söyledi:

Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların siyonist zalimlere karşı sadra şifa pratiklerinin olmadığı ortadadır.

Kudüs ve Mescid-i Aksa sadece bir toprak veya coğrafya davası değildir. Kudüs, bir akide meselesidir. Onu işgalden kurtarmak ve saldırılara karşı korumak bütün Müslümanların siyasi ve şer'i görevidir.

Aksa, bugünlerde işgalin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Kudüs, yarım asırdır siyonist işgal altında ve kendisini özgürlüğe kavuşturacak Selahaddin'leri beklemektedir.

Siyonistler Mescid-i Aksa ve Kudüs'ü tamamen işgal etme ve Müslümanları buradan tamamen çıkarmanın provasını yapmaktadır. İşgalciler, bu pervasızlık ve küstahlığı; Müslümanların birlikten yoksun olmalarından ve Kudüs davasına ihanet ederek siyonistlerle ilişki içiresine giren bazı İslam ülkelerinin yöneticilerinden almaktadır.

Kudüs yoğun saldırıların olduğu günler dışında maalesef gündemimizde hak ettiği yeri bulamamaktadır. Her geçen gün Müslümanlar daha da tepkisiz hale gelirken siyonizmin ise cüreti artarak Kudüs ile Mescid-i Aksa'yı tamamen işgal etme hevesi depreşmektedir.

"Kudüs davası etrafında kenetlenmeliyiz"

Mescid-i Aksa'ya yönelik işgal girişimlerinin asla kabul edilmeyeceğini ifade eden Saygın, "Artık sözün bittiği noktadayız. Bütün Müslümanların ortak davası olan Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması siyasi ve şer'i görevimizdir. Aramızdaki her türlü siyasi ihtilaf ve çekişme, ayrılık ve bölünmüşlüğü bir kenara bırakmalı, etrafı bereketli kılınan Kudüs davası etrafında kenetlenmeliyiz. Filistin'de ev ev, sokak sokak işgale karşı direnen kardeşlerimizle öyle bir dayanışma içerisine girelim ki siyonistlerin işgal planı kursaklarında kalsın." şeklinde konuştu.

Ayrım yapılmadan bütün İslam ülkelerinin yöneticilerini ve halklarını topyekûn bu işgal ve saldırılara karşı durmaya davet eden Saygın şu ifadeleri kullandı:

Kuruluş amacı Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı 'kınamak'tan öte adımlar atmalıdır. Türkiye, İran, Pakistan, Malezya gibi ülkeler bu işin öncülüğünü yapmalıdır. Salt bir açıklama ve kınama değil, işgali bitirecek somut adımlar atılmalıdır. Bütün seçenekler, yol ve yöntemler kullanılarak bu işgal sonlandırılmalıdır. Biz bugüne kadar her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Kudüs'ün özgülüğüne kavuşması için atılacak her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu buradan bir kez daha ifade ediyoruz.

Program yapılan duanın ardından son buldu. (İLKHA)