100 yıl öncede insanların maske-mesafe-hijyen üçgeninde yaşamak zorunda kaldığını biliyor muydunuz?
1918 yılında başlayan İspanyol gribi 2 milyar nüfusu olan dünyanın yarısını etkiledi.
Muhtemelen ulaşım koşulları bugünkü gibi gelişmiş olsaydı dünyanın tamamı bizim yaşadığımız zorluğu yaşayacaktı.
Koronavirüs nasıl ki Wuhan’daki vahşi hayvan pazarından insan geçti İspanyol gribi ise domuzlardan insana geçmişti.
Bir tarafta 1. Dünya Savaşının şartları diğer yanda virüsün yayılımını sürdürmesi küresel bir felaket doğurmuştu.
Virüs Nisan ayında ispanyada baş gösterdikten sonra hızla yayılmış, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri de İspanyol gribi pandemisi esnasında ağır darbe almışlardır.
Mayıs ayının sonlarına doğru Avrupa'dan Kuzey Afrika’ya sıçrayan salgın, ilerleyen zamanlarda Hindistan'a ve 1918 yılının temmuz ayı itibari ile de Çin ve Avustralya'ya yayılarak tüm dünyayı etkisi altına almıştı.
Tıpkı bugün olduğu gibi o dönemde de virüsün bir tedavisinin olmaması doğaçlama tedavi yöntemlerine sevk etmişti.
Bugün bizim tam kapanma ya da kısıtlama dediğimiz yöntemler o günlerde Avrupa’da uygulanmış, insanların bir arada olduğu yaşam alanları dezenfekte edilmişti.
Kuzey yarım Küre 1919 yılında virüsle mücadele başarı kaydederken güney ayrım kürede 1920 yılına kadar 3. Dalga etkili olmuştur.
Tıpkı bugün bizim yaptığımız gibi insanlar aylarca maske takmak zorunda kalmış, mesafe ve hijyen insanlar ana gündem olmuştu. Hatta salgın o kadar etkiliydi ki evcil hayvanlara bile maske takılıyordu.
Grip özellikle 20-40 yaş arası erkeklerde etkili olmuş 50 milyondan fazla insan kaybı yaşanınca Avrupa’nın sosyolojik yapısı değişmişti.
Çünkü sanayileşmenin bir sonucu olarak işgücü ihtiyacı artmış ve kadınlar çalışma hayatını katılmıştı.
Bu durumda Avrupa’da aile yaşamının değişmesine neden olmuştu.
Toparlayacak olursak 100 yıl önce de maske ile dolaşıyorduk ve yüzyıl önce insanoğlunu aciz bırakan virüs 100 yıl sonra başka bir isimle benzer semptomlar göstererek yine insanoğluna “sen acizsin” mesajı veriyor