Rahmet ayı Ramazan ŞÜKÜR KAVUŞTURANA

On bir ayın sultanı rahmet ayı Ramazan-ı Şerif gelişiyle bir kez daha bizleri sevindirdi. İlk teravih bugün kılınacak. İlk sahura bu gece kalkılacak. İçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni barındıran bu mübarek ay bir kez daha Müslümanlara kurtuluş kapılarının sonuna kadar açılmasını sağlayacak. Şükür kavuşturana...

Ekleme: 12.04.2021 07:15:49 / Güncelleme: 12.04.2021 07:38:59 / manşetler
Destek için 

DOĞRUHABER / Mehmet Tahir Özsoy

On bir ayın sultanı rahmet ayı Ramazan-ı Şerif bir kez daha evimize misafir olacak. İlk teravih bu akşam kılınacak. İlk sahura bu gece kalkılacak. İçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni barındıran bu mübarek ay bir kez daha Müslümanlara kurtuluş kapılarının sonuna kadar açılmasını sağlayacak. Şükür kavuşturana... Salgın hastalık nedeniyle bazı kısıtlamaların olması, teravihlerin camilerde kılınamaması, aile akraba ve dostlarla kalabalık iftarların yapılamaması nedeniyle biraz buruk olsa da bu rahmet iklimine ulaşmış olma başlı başına bir sevinç kaynağıdır. Çünkü ramazan rahmettir, berekettir, şifadır. Rahmet kapıları sonuna kadar açılır. Şeytanlar zincire vurulur bu ayda... Şükür kavuşturana bir kez daha... Ramazan terbiye ayıdır. Oruç nefsimizi terbiye eder. Ruhumuzu arındırır. Hakkıyla ifa edenleri yüce makamlara yükseltir.

“KAPANARAK DA KAZANMASINI BİLİRİZ”

Bu mübarek aydan daha fazla istifa edilmesi ve salgın dönemine denk gelmesiyle ilgili gazetemize açıklamada bulunan araştırmacı yazar Mehmet Göktaş, “Cenneti kazanmaktan söz ediyoruz. Mademki yaşadığımız günler evimize kapanmamızı gerektirdi, mademki Ramazan bir daha böyle günlere denk geldi, o halde bu Rahmet Çağlayanından biz yine kazançlı çıkmasını bilmeliyiz. Hatta bu bizim için çok daha elverişlidir. Bu kapanma bizim için bir Hira’dır.” ifadelerini kullandı.

“BELKİ DE HAYATIMIZIN EN KAZANÇLI RAMAZANLARINDAN BİRİNİ YAŞAYACAĞIZ”

Salgın nedeniyle evlere kapanmanın bir fırsata çevrilebileceğini kaydeden Göktaş, şunları kaydetti:  “Rahman ve Rahim olan Rabbimizle beraber olmak için, kalbimizin sesini dinleyebilmek için, merhamet damarlarımızın coşması için bu bizim için çok daha elverişlidir. Ve Allah’ın izniyle biz bunu kazanacağız. Biz bu kapanmayı baştan sona hayra çevireceğiz. Şu anda her şey güzel insanların lehinedir, güzellik yapmak isteyenlerin lehinedir. Belki de hayatımızın en kazançlı ramazanlarından birini yaşamış olacağız. Şimdiden bu duygularla tebrik ediyoruz.”

“RAMAZAN BİZİ TEMİZLEME AMACIYLA GELDİ”

İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın da gazetemize yaptığı açıklamada, koronavirüs salgınının dünyayı kasıp kavurduğu bir süreçte Ramazan-ı Şerif’in tekrar imdada yetiştiğinin altını çizdi. Yaşasın, “Hepimizi saran ve tüm hayatımızı etkileyen virüsün her tarafımızı sardığı bir dönemde imdada tekrar Ramazan yetişti. Tıpkı Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam’ın, Hz. Hatice validemiz ve amcası Ebu Talib’i kaybettiği için ‘hüzün yılı’ olarak adlandırılmış vakit içerisinde başta Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam olmak üzere, vahyin birinci muhatabı olan Ashab-ı Kiram ve sonraki tüm Müslümanlar için kurtarıcı olarak gönderilip farz kılınan namaz gibi.. Bizi temizlemek amaçlı geldi..” şeklinde konuştu.

“BU AY KAÇIRILMAMASI GEREKEN BİR FIRSAT”

Ramazan’ın günahlardan arınma anlamı taşıdığını belirten Yaşasın, şunları kaydetti: “Zaten kelime anlamlarıyla değerlendirildiğinde Ramazan ayı ‘müminin, ibadetlerin meşakkat ve ateşiyle nefsini terbiye ve tezkiye ettiği, yağan rahmet ve mağfiret yağmurları vesilesiyle günahlardan arındığı zaman dilimi’ olarak ifade edilebilir. Oruç, namaz, gece kıyamı, Kur'an tilaveti, infak, dayanışma, niyeti tazeleme, dua, muhasebe vs. ibadet ve arınma yollarıyla, barındırdığı Kadir gecesi ile, kaçırılmaması gereken çok çok özel bir fırsat..”

‘Ramazan ayında evler mescide dönmeli’

Müslümanlar için en hayırlı ay olan Ramazan ayında neler yapılması gerektiği ve bu ayda ailelerin gününü nasıl geçirmeleri gerektiği konusunda hatırlatmalarda bulunan Ağrı İl Müftü Vekili Murat Sarı, başlangıç tarihi olarak 13 Nisan Salı gününden itibaren ibadetlere ağırlık verilmesi ve bolca Kur'an-ı Kerim'e müracaat edilmesi gerektiğini söyledi. Hicri Takvime göre 1442'nci Ramazan ayının koronavirus (Kovid-19) salgını gölgesinde geçmesinin üzücü olduğunu ve camilerde geçirilmeyecek her anın evde geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Sarı, her bireyin, aile reisinin evini medreseye çevirmesi gerektiğini kaydetti. Tavsiyelerine Hazreti Peygamberin duası ile başlayan Sarı, "Sevgili Peygamberimiz üç aylara girince;  "Allah'ım bize recep ve şabanı mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır" diye dua ederdi. Biz de sevgili peygamberimizin bu duasıyla dua ettik bugüne kadar. Elhamdülillah artık Ramazana yaklaşmış bulunmaktayız, Yüce Rabbimiz cümlemizi sağlık ve afiyet içerisinde, bu salgın şartlarından kurtulmuş bir şekilde ramazana ulaştırsın, Ramazanı da ibadet içerisinde geçirmeyi cümlemize nasip etsin." dedi.

"MÜSLÜMAN OLARAK RAMAZANA KAVUŞMANIN SEVİNCİNİ YAŞARKEN…"

Tavsiyelerinde Ramazan ayının önemi üzerinde duran Sarı, "Ramazan aynı zamanda oruç ayıdır, İslam'ın beş temel esaslarından biri olan orucun ifa edildiği, tutulduğu bir aydır. Aynı zamanda hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim’in indirildiği aydır. Ramazan bir müminin hayatında farklı bir konumda, farklı bir yerdedir. Dolayısıyla bizler mümin olarak, Müslüman olarak Ramazana kavuşmanın sevincini yaşarken aynı zamanda içerisinde bulunan bu salgın şartlarının da git gide ağırlaştığını görüyoruz ve bunun üzüntüsünü yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

"ORUÇ MANEVİ HAYATIMIZI TERBİYE EDER"

Mümin'in her anı fırsata çevirebilen kişi olduğunu söyleyen Sarı, "Maalesef bu sene Ramazan ayında, her sene coşkusunu yaşadığımız o mukabelelerin, teravihlerin, camilerin, camii cemaatlerinin, bir önceki yıla oranla belki aynı hissetmeyebiliriz ama mümin her anı fırsata dönüştürebilen kimsedir. Oruçlar nefsimizi terbiye eder, oruç manevi hayatımızı terbiye eder. Hem bedenimizi hem maneviyatımızı temizleyen bir ibadettir oruç. Ramazan ayı Kur'an ayıdır, mademki salgın şartları hakim, çok fazla dışarı çıkamıyoruz, daha çok Kur'an ile hasbihal olalım, daha çok Kur'an okuyalım, Rabbimizle mükalemede bulunalım, Kur'an ile olan münasebetimizi gözden geçirelim." şeklinde konuştu.

"HER BİR KARDEŞİMİZ EVİNİ AYNI ZAMANDA BİR MESCİDE DÖNÜŞTÜRMELİ"

Murat Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Camilerimizde maalesef bu sene teravihlerimizi kılamayacağız, bu nedenle her birimiz, her bir ev reisimiz, her bir kardeşimiz evini aynı zamanda bir mescide dönüştürmeli. Cami de değil de kendi evlerinde, kendi aile efradıyla, kendi aile bireyleriyle cemaat oluşturarak gerek vakit namazlarını ve özelikle de teravih namazlarını mutlaka evlerimizde kılmalıyız. Teravihin bu hazzını, bu coşkusunu, bu sevincini ve bu mutluluğunu mutlaka ailelerimizle yaşamalıyız. Ramazan ayı bir müminin hayatını gerçekten de bakıma aldığı aydır. Ramazan bizim ahlakımızı değiştirmeli, bizim davranışımızı olumlu manada etkilemeli. Biz oruç tutarken midemizi aç bırakmaktan ibaret kalmamalıyız. Orucumuz konuşmamıza yansımalı, davranışlarımıza yansımalı, komşularla olan ilişkimize yansımalı, ticaretimize yansımalı ve bütün hayatımızı tanzim etmeli, etkilemeli diye düşünüyorum.”

Ramazan ayında yardımlaşma duygusunun da ön plana çıkması gerektiğini belirten Sarı, "Ayrıca ramazan ayının en önemli özeliklerinden biri de yardımlaşmanın, kaynaşmanın, paylaşmanın, bir biriyle dertleşmenin, hemhâl olmanın en yoğun bir şekilde yaşandığı aylardan biridir. Bu nedenle ramazan ayı içerisine aynı sofra etrafında bir araya gelmek belki mümkün değildir bu salgın şartlarında ama yine de fitrelerimizle, zekatlarımızla, bağışlarımızla hele hele bu salgından dolayı işini kaybetmiş, aşını kaybetmiş kardeşlerimize bir nebze de olsun destek olmak amacıyla kardeşlerimizi görüp gözetmeliyiz." diye konuştu. 

​Zekât fitre ve infak verecekler

MUHTAÇ AİLELER İÇİN ÇABUK DAVRANMALI

​İTTİHADUL ULEMA Genel Sekreteri Molla Muhammed Özer, Ramazan ayında ihtiyaç sahibi ailelerin iftar ve sahur ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için hayır sahiplerine önemli çağrıda bulundu. Molla Muhammed Özer, zekât ya da fitre gibi hayırda bulunacakların acele edip muhtaç aileleri sevindirmeleri gerektiğini söyledi. Ramazan ayının gölgesinin Müslümanların üzerine düştüğünü söyleyen Özer, zekât ve fitre vereceklere tavsiyelerde bulundu. İhtiyaç sahibi ailelerin ramazan ihtiyaçlarını karşılamaları için hayır sahiplerine çağrıda bulunan Özer, şu ifadeleri kullandı: “Bu ay, Kur'an ayı olduğu gibi aynı zamanda infak, zekât ve fitre ayıdır. Bütün Müslümanlar bu ayda ticari mallarına göre zekatını çıkartıyorlar. Fitre’nin, en son bayram namazına kadar verilmesi vaciptir. Ramazan ayına girmeden ya da bu ayın ilk günlerinde Müslümanlar zekât ve fitrelerini vermeli ki yoksullar bu ayda evlerinde oruç için iftar ve sahurlarını temin edebilsinler. Eğer zekât ve fitremizi geciktirirsek bazı Müslümanların açlık gibi sıkıntı çekmesinden mesul oluruz.

"RAMAZAN, MANEVİ DUYGULARIN DAHA YÜKSEK OLDUĞU ZAMAN DİLİMİDİR"

Ramazan ayında maddi durumu iyi ve kötü olanların aynı duyguları yaşadığını belirten Özer, "Ramazan'da gün boyu zengin ve fakir açlık hissini beraber yaşıyor. Bu manada Allah'ın kendisine imkân verdiği mal ve mülk sahibi kişiler fakirin halinden anlayabiliyorlar. Bu yüzden ramazan, manevi duyguların daha yüksek olduğu zaman dilimidir. Bu yüzden mutlaka durumu iyi olanlar hesaplarını geciktirmeden yapmalı. Bu vesileyle İslam kardeşliği duygusunu beraber yaşayabilsinler." diye belirtti.

Müslümanlar arasındaki dayanışmanın ehemmiyetini bazı hadisi şerifler ile aktaran Özer, "Müslümanlığın gereklerinden biri de Müslümanların sorun ve sıkıntılarıyla hemhal olmaktır. Resulullah'ın 'Müslümanların dert ve sorunlarıyla dertlenmeyen onlardan değildir.' ve 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir.' hadisleri bizlere Müslümanlar arasındaki olması gereken dayanışmayı gösteriyor." ifadelerini kullandı.

"İMKÂNIMIZ VARSA FAKİRLERİ, YETİMLERİ VE ÖZELLİKLE MEDRESELERİMİZİ UNUTMAMAMIZ LAZIM"

Hayır kazanmak babında Ramazan ayının iyi bir fırsat olduğuna dikkat çeken Özer "Zekât, fakir ile zengin arasında bir köprüdür ve verilmesi en uygun vakit Ramazan ayıdır. Sevabın da çok yüksek olduğu bu ayda mutlaka zekât, fitre ve infak verilmeli. Malum zekât farz, fitre vaciptir. İmkânımız var ise fakirleri, yetimleri ve özellikle medreselerimizi unutmamamız lazım. Ramazan ayında yapılan zekâtın, fitrenin veya infakın hayır ile hasenatı daha fazladır. Aynı bu ayda yapılan ibadetlerin hayırlarının diğer aylara göre daha çok olması gibi. Bu hayırların Ramazan ayında verilmesi Müslüman toplumunda bir gelenek halini almıştır ve bu da iyi bir gelenektir." dedi.