DOĞRUHABER / Zeki Aras
Teklifle arşiv araştırması, kişinin adli sicil kaydının, kişinin kolluk kuvvetlerince halen aranıp aranmadığının, kişi hakkında herhangi bir tehdit bulunup bulunmadığının, kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili hükümleri kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların, hakkında kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığının mevcut kayıtlardan tespit edilmesi olarak belirlendi.
Güvenlik soruşturması ise arşiv araştırmasındaki konulara ilave olarak kişinin; görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin, yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin, terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının, mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit edilmesini içerecek.
"GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI BİRLİKTE YAPILACAK"
Buna göre, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki idare amirliklerince yapılacak. Güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması sonucunda elde edilen kişisel verilerin göreve atanma yönünden değerlendirildiği Değerlendirme Komisyonu oluşturulacak. Arşiv araştırması, statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın ilk kez veya yeniden memuriyete yahut kamu görevine atanacaklar hakkında yapılacak.
Kabul edilen önergeyle, "güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması birlikte yapılacaklar" kapsamına öğretmenler de dâhil edildi. Genel Kurulda kabul edilen önergeyle, "güvenlik soruşturmasına görevin gerektirdiği niteliklere etkisi yönüyle kişinin eşi ile birinci derece kan ve sıhri hısımlarını" dâhil eden hüküm tekliften çıkarıldı.
“SOYUT BEYANLAR ÜZERİNDEN İNSANLARIN MEMURİYETİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞMAK BÜYÜK BİR HUKUKSUZLUK VE GARABETTİR”
Devletin kritik yerlerinde görev alacaklar için güvenlik soruşturmasının yeterli olacağını, bunu diğer meslek gruplarına yaymanın ise ciddi mağduriyetler doğuracağını belirten Mazlum-Der Genel Sekreteri, Avukat Kaya Kartal, “Eğer devlet açısından güvenlik sıkıntısı oluşturan meslekler var. Mit’e veya askeriyeye, Cumhurbaşkanı koruması gibi mesleklerde güvenlik hassasiyet olmalı. Ancak bunu öğretmenlere veya diğer meslek gruplarına yayıp soyut beyanlar üzerinden insanların memuriyetini engellemeye çalışmak büyük bir hukuksuzluk ve garabettir. Güvenlik bürokrasisiyle genel memurluğu ayırmak gerekir. Kişinin kriterleri bunlarda farklı değerlendirmek lazım. Öğretmen mesleği önemlidir. Ancak alımda zaten önemli kriterler var. Suç işlememiş olması gibi… olması gereken kriterler zaten var. Ancak bunun dışında istihbarat raporlarıyla, bazen kimin söylediği belli olmayan iddialarla mesleğin yapılmasının engellenmesi, karşı çıkılması gereken noktadır.” şeklinde konuştu.
“GÜVENLİK SORUŞTURMALARI, İNSANLARIN EKMEĞİYLE OYNAMAYA GİDEN BİR SÜRECE EVİRİLİYOR”
Sistemin hafızasının yeterince kirli olduğuna ve bu hafıza değiştirilmeden sakıncalı adımların atıldığına dikkat çeken Kartal, “Güvenlik soruşturmaları, insanların ekmeğiyle oynamaya giden bir sürece eviriliyor. Türkiye’nin bir sıkıntısı da istihbarat raporları, bu anlamda uzun uzadıya devam eden bir depo bu. 28 Şubatçıların, Ergenekoncuların, FETÖ’cülerin tuttuğu raporlar var. Maalesef bu yapıların eliyle oluşturulan kirli bir hafıza var. Bu kadar kirli bir hafızayla insanların ekmeğiyle oynanacak.
Devletin hafızası 3 günlük değil. Bu hafızaya sirayet etmiş çok fazla kirli yapının raporu var. Bunlarla adım atmak risklidir. Bugün bile sıkıntılar yaşanıyor. Söz konusu güvenlik soruşturmasıyla beraber İleride daha fazla sıkıntı yaşanmasının önü açılacaktır.” ifadelerini kullandı.