Türkiye'de zaman zaman dövizdeki yükselişler ve özellikle Covid-19 salgının başladığı Mart 2020 tarihinden bu yana dövizin tırmanışa geçmesini değerlendiren ekonomi uzmanları, üretimin önemine dikkat çekiyorlar.
Dövizin yükselmesinin bir politika olduğuna dikkat çeken uzmanlar, dövizdeki dalgalanmanın bir ekonomi savaş olduğuna vurgu yapıyor.
Dövizdeki yükselişi İLKHA'ya değerlendiren Ekonomi Uzmanı Meriwan Jiawook, salgının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sağlık sektörüyle birlikte ekonomik kırılganlıkları da beraberinde getirdiğini ifade etti.
Müslüman bir ülkede faiz ne kadar yüksekse ekonomi o kadar zora girdiğini belirten Jiawook, "Faiz ne kadar düşerse o kadar iyi olur. Niye hep Cumhurbaşkanımız faizi düşürelim diyor. Çünkü devlet sadece bankadan ibaret değil, devletin ekonomi politikası faizden ibaret değildir. Aslında faiz çok kötü bir şey ve devleti batırıyor. Faiz ile bankalar kar ediyor ama esnaf, üretici, çiftçi ve vatandaşlar çok zarara uğruyor. Türkiye'de faiz biraz yüksek ama bu kısa bir plan için yüksektir. Büyük ihtimal Ramazan ve Kurban Bayramı arası faiz tekrar düşecek." dedi.
"Dövizin yükselmesi bir politika"
Dövizin yükselmesi bir politika olduğunun altını çizen Jiawook, şunları söyledi:
Dövizin yükselmesi ekonomi ile hiç alakası yok. Bu tamamen ekonomi savaşıdır. Dövizin yükselmesi bir politika. Bir banka müdürü değiştiği zaman dahi döviz yükseliyor. Her zaman bir ülkenin ekonomisi döviz ile kıyaslanmaz. Çin, ekonomide dünyada birinci sırada ama çok düşük bir parası var. Döviz istese 10 liraya yükselsin biz kendimiz üreticiyiz. Üretici olduğumuz için ihracat için döviz ne kadar yükselse bizim için fark etmez hatta bazı ürünler için daha iyi. Eğer ithalatçı bir ülke olsaydık dövizden çok etkilenirdik. Irak ile Kuveyt'e bakın. Kuveyt'in parası dünyada en değerlisidir ama her şeyleri ithal. Onun için dolar az bir şey yükseldiği zaman ülkenin içinde alım gücü çok düşüyor. Irak en zengin ülkelerden birisi ama her şeyi ithal olduğu için az bir şey dolar yükseldiği zaman her şey pahalanıyor. 4-5 ay önce Irak'ta 100 dolar 120 dinardı ama şu anda 145 dinara yükseldiği zaman her şey battı. Çünkü Irak ithalatçı bir ülke. Biz ihracatçı bir ülkeyiz bazı ham maddelerde döviz etkilese de ama gıda ve tekstil fazla etkilenmez. Bazı fırsatçılar maalesef her şeyi dövize bağlıyorlar.
"Her şeyi dövize bağlayıp fırsatçılık yapılmamalı"
İslam'a göre her türlü faizin haram olduğunu hatırlatan Jiawook, dövizin yükselmesi bahanesiyle fırsatçılık yapılmaması gerektiğini belirtti.
Jiawook, "Bazı ülkelerde faiz bir emri vaki olmuş. Bazı Müslüman bankalar var vadeli kredi veriyor. Kar ve zarar payı veriyor. Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir hadisinde, 'Bir memlekette eğer ki zina açıktan yapılırsa yayılırsa orada ölüm de yayılır. Zina yapılsa zekât verilmese ve faiz yenilirse Allah çeşit çeşit bela ve musibetleri o insanların başına gönderir.' buyuruyor. Onun için biz ne kadar faizden uzak dursak, o kadar iyi olur. Biz Müslüman bir ülkeyiz. Faiz ne kadar düşerse o kadar iyi hatta faiz olmasa daha iyi ama maalesef bu durumda dış güçlerin etkisi var. Türkiye'deki şirketler ve esnaflar her şeyi dövize bağlamamalıdır. Çoğu Müslüman ülkesini döviz batırdı. Biz hep dövize bakıyoruz. Dolar bir kuruş yükseliyor biz 10 kuruş zam yapıyoruz. Bu yapılanlar fırsatçılıktır. Çok cüzi miktarda yakıt yükseliyor bakıyorsun sebze ve meyve başta olmak üzere her şeye zam geliyor. Üretici zamları yakıta bağlıyor. 100 litre mazot bir kamyonette taşınan malzemelere bölünürse her bir kiloya bir kuruş bile düşmez ama maalesef fırsatçılık çok var." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)