Elazığ'ın Harput ve Palu ilçesinde geçmişte yaşayan alim, arif ve Allah dostlarının hayatlarını araştırarak kaleme alan, Osmanlı Salnamelerinde Harput, Malatya ve Dersimi yazan, son eseri olan ‘Kültürel Dünyası İçinde Palu`dan Esintiler’ kitabını annesi ile birlikte hazırlayan Yazar Süleyman Yapıcı, amacının geçmişin unutulanlarını gelecek nesillere aktarmak olduğunu belirtti.
1960 yılında Elazığ`ın Palu ilçesinde dünyaya gelen Yapıcı, ilk ve orta öğrenimini Palu`da, lise öğrenimini Elazığ Lisesinde, üniversite öğrenimini ise Konya İlahiyat Fakültesinde tamamladığını belirtti.
Farklı okullarda öğretmenlik ve idarecilik yaptığını, 1997 yılında Elazığ eski Belediye Başkanı Hamza Yanılmaz`ın teklifi ile Elazığ Belediyesi Kültür Müdürü olarak yatay geçiş yaptığını belirten Yapıcı, yazdığı eserlerle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“2004 yılında çıkan ilk kitabım ‘Palu Tarih-Kültür-İdari ve Sosyal Yapı’ büyük ansikopedik boy halinde renkli ve kuşe kağıdına baskılı bu ilk eserimden sonra diğer eserlerim sırasıyla; Osmanlı Vilayet Salnamelerinde Harput, İslam ve Çevre İnsan ve Çevre, İlimlerin Tasnifi İlmi Zahir Ve İlmi Batın, Osmanlı Salnamelerinde Dersim Sancağı, Osmanlı Vilayet Salnamelerinde Malatya Sancağı, Harput Alim-Müellif ve Mutasavvıfları (2 Cilt), Aziz Şehrin Aziz İnsanları…
Bunun yanında Osmanlı döneminde yapılan ilk nüfus sayımı 1830-31 yılında sadece erkeklerin sayıldığı bu nüfus sayımının 1841 nüfus defterlerinin tümü tahlil ve değerlendirilmesi sonucunda oluşan; ‘Palu 1841 Nüfus ve Toplum Yapısı’ adlı eserimiz, son olarak da onuncu eserim yeni çıktı, ‘Kültürel Dünyası İçinde Palu`dan Esintiler.”
Bu eserler içerisinde çalıştığı eserlerden bazılarının genelde kendi alanında ilk eserler olduğunu belirten Yapıcı, “Örnek verecek olursak ‘İslam ve Çevre-İnsan ve Çevre’ adlı eserim İslam`da çevreye bakış açısında yazılan ilk eserdir. Daha sonra bu konuda birçok çalışma yayınlandı. Bunun yanında Osmanlı Salnamelerinde Harput, Osmanlı Salnamelerinde Malatya gibi çalışmalarda kendi alanında ilk çalışmalar oldu.” dedi.
En son çalışması olan ‘Kültürel Dünyası İçinde Palu`dan Esintiler’ eserinin farklı bir çalışma olduğunu, bu eserin daha çok görsel ağırlıklı olarak hazırlandığını, bu çalışmanın da kendi alanında bir ilk olduğunu dile getiren Yazar Süleyman Yapıcı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kültürel Dünyası İçinde Palu`dan Esintiler adlı eseri yazmamın nedeni, annemle bir sohbet esnasında bana şöyle söyledi: ‘Bulgur yedi kalburdan geçer, fukaraya versen makbule geçmez’, bende dedim ‘Anne bulgur yedi kalburdan nasıl geçer’, o süreci bana anlatmaya başladı. Gerçekten o günkü şartlarda bulgurun ortaya çıkışı çok zahmetli bir iş. Bizde bu çalışmayı esas alarak annemle oturduk, mayıs ayında Palu`da başlayan kış hazırlıklarını ta kasım ayına kadar süren süreci içerisinde neler yapılıyor? O yapılan işlemler hangi aşamalardan geçiyor? Bunları tek tek kaleme aldıktan sonra bunların görseli üzerinde çalıştık. Görselde bizzat uygulamalarla, yapılan çalışmalar değişik fotoğraflarla bu kitabı bu hale getirdik. Kitabımız 112 sayfa, kuşe kağıdı ve renkli bir baskıdır. Bu kitapta özellikle topraktan, sofraya kadar yani bir harman sürecini anlatmaktadır. Buğdayı ektiğiniz zaman onun sofraya gelişine kadar olan süreç ekilmesi, biçilmesi, harman süreci ondan sonra buğdayın haşlanması, değirmene götürülmesi, unluk, bulgurluk, dövmelik diye ayrımlara tabi tutulması gibi.”
“Kaybolmaya yüz tutmuş bu geleneklerimizi yaşatmak için gayret ediyoruz”
Kültürel Dünyası İçinde Palu`dan Esintiler kitabı hakkında detaylı bazı bilgileri veren Yapıcı şunları söyledi:
“Bununla beraber Palu'muzda mahsere dediğimiz dut ve üzümden hasıl olan, meydana gelen pestildir. Biz sucuk deriz. Elazığlılar orcik der. Bunların ortaya çıkması, bunların yan ürünleri kesmedir, muskadır, bulamaçtır, pekmezdir, kuru üzümdür vs. Bunların bütün detaylarıdır. En ince teferruatına kadar, püf noktalarına kadar bu kitapta ele aldık. Bundan gayemiz, geçmişte uygulanan bu uygulamaların, en ince detayına kadar teferruatına kadar gelecek nesillere aktarmak, kaybolmaya yüz tutmuş bu geleneklerimizi yaşatmak için gayret ediyoruz.”
“Okuma alışkanlığını maalesef kaybediyoruz”
Eserlerinin çoğunun bölgesel olduğunu, Palu ve Harput ağırlıklı çalışmalara yer verdiğini ifade eden Yapıcı, şu ana kadar 10 çalışmanın 3 tanesinin Palu ile ilgili, 3 tanesinin de Harput'la ilgili olduğunu belirtti.
Araştırmacı-Yazar Süleyman Yapıcı, teknolojik gelişme ile birlikte okumanın azaldığına da dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Marifet iltifata tabidir. Bu iltifatı tam manası ile görebiliyor muyuz? Hayır. Çünkü okuma alışkanlığını maalesef kaybediyoruz. Eskiden televizyonlar okumaya engeldi, şu an sanal ortam, internet. Ondan sonra tablettir, bilgisayardır, cep telefonlarıdır. Maalesef gençleri okumaktan bayağı uzaklaştırdı."
“Bu çalışmalara sahip çıkılmalı”
Daha çok mahalli olarak hazırladığı ve çok emek verdiği eserlerinin, basım konusunda maddi olarak zorluklar çektiğini, mahalli kamu yönetimlerinden gerekli desteği tam olarak alamadığını belirten Yapıcı, “Bu süreç içerisinde gerekli olan ilgiyi pek göremedik. Ben şimdi mahalli çalıştım. Alim, müellif ve mutasavvıfaların ortaya çıkması 5 yılı alan bir çalışmadır. Ben Türkiye`deki bütün kütüphaneleri dolaştım. Oradan çeşitli bilgileri ve görüntüleri aldım. Bu şahsiyetlerin çocuklarına, çocukları yoksa torunlarına, torunları yoksa birkaç nesil sonrası akrabalarına ulaşmaya gayret ettim. Bu şekilde bir çalışma ortaya çıktı. Ama bu çalışma ve diğer çalışmalar ilimizde tam manası ile karşılığını gördü mü? Tam manası ile görmedi. Şimdi Palu ile ilgili çalışıyorum. Bu konuda gayretlerim inşallah devam edecek. Fakat bir noktada gelip tıkanıyoruz. Şimdi kendi imkanlarımla bu kitabı hazırladım. Ama kendi imkanlarımla bastırmam mümkün değil. Mahalli çalıştığımız için bu mahalli olarak mahalli idareler olsun, kamu yönetimleri olsun veyahutta STK`lar olsun, bu çalışmalara sahip çıkması lazım. İşte bu ilgiyi tam manası ile göremedik. Bugün evin tavanı, bodrumu kitap dolu. İnşallah bu yayınla ve diğer tanıtımlarla birlikte, bu çalışmalarımıza ve ilerde yapılacak olan çalışmalarımıza sahip çıkılır. İlgi ve alaka gösterilir. Bizde bundan büyük mutluluk duyarız. Bu ilgi bizi kamçılar ve daha güzel çalışmalar ortaya koyarız.” dedi.(İLKHA)