Besmeleyle alay ettiler ALÇAKÇA PROVOKASYON!

Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) 2019 yılında yazdığı bir raporun girişinde “esirgeyen yoktu, bağışlayan da” cümlesiyle “bağışlayan ve esirgeyen Allah’ın adıyla’ manasındaki besmeleye düşmanlık edilmesi tepkiyle karşılandı. Kamuoyu, alçakça provokasyon yaparak dini değerlerimize saldıranların cezalandırılmasını istiyor.

Ekleme: 24.03.2021 07:02:14 / Güncelleme: 24.03.2021 07:45:04 / manşetler
Destek için 

DOĞRUHABER

Daha önce de defalarca dini değerlere düşmanlık yapan Türk Tabipler Birliği bu kez besmele üzerinden dini değerlere saldırdı.

2019 yılında yazılan bir raporun giriş kısmına alay edercesine “esirgeyen yoktu, bağışlayan da” cümlesini yazan TTB’ye tepkiler çığ gibi büyüdü. Tabipler Birliği’nden konuyla ilgili bir açıklama yapılmazken kamuoyu değerlerimize saldıranların cezasız kalmamasını istiyor.

RAPOR ADI ALTINDA DİNİ DEĞERLERE SALDIRI

Türk Tabipler Birliği tarafından yayınlanan ve Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak ile Dr. Bahar Marangoz tarafından yazılan “Türkiye’de Bağışıklama Hizmetlerinin Durumu” adlı raporda büyük bir provokasyona imza atıldı. Raporun giriş kısmında Müslümanların değerleriyle alay edilerek “esirgeyen yoktu, bağışlayan da” cümlesine yer verilirken devamında skandal bir şekilde “Esirgenmeyen ve bağışlanmayan tüm kardeşlerimizin ve çocuklarımızın anısına…  Bir çocuk ölünce, boğmacadan ya da kızamıktan gökte bulut olunca, yağmur olup düşünce yere, can vermek için çiçeklere sorar vurur da camlara takır takır gerekeni yaptınız mı? Yaptınız mı gerekeni? Dr. Çağatay Güler” ifadelerine yer verildi.

“HEKİM ARKADAŞLARIMIZIN SIKINTILARIYLA İLGİLENMEK YERİNE KUTSALLARIMIZA SALDIRIYOR”

2019 yılında yazılan ve giriş kısmında dini değerlere saldırının olduğu raporun gündeme gelmesinin ardından kamuoyu ciddi tepki gösterdi. Duyarlı Müslümanlar, raporu yazanların ve yayınlayanların cezasız kalmamasını istedi. Türk Tabipler Birliğine en büyük tepkilerden biri de meslektaşlarından geldi. Sağlık Mil-Sen Genel Başkanı Salih Yalçınkaya, “ TTB tarafından hazırlanan “Türkiye’de Bağışıklama Hizmetlerinin Durumu” başlıklı raporun girişinde haddi aşılarak besmelenin Türkçe meali ile ilgili alaycı ifadeler kullanılmıştır. Sürekli İslam karşıtı ifadeleriyle gündeme gelen ve sanki bu ülkenin değil de Fransız Tabipler Birliği gibi hareket eden; hekim arkadaşlarımızın sıkıntılarıyla ilgilenmek yerine kutsallarımıza her fırsatta saldıran TTB’yi şiddetle kınıyoruz. Yetkili mercileri harekete geçmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ’NE HUKUKİ YAPTIRIM OLMALI”

Sosyal medya hesabından raporun ilgili bölümünü paylaşan Hukukçu Latif Cem Baran ise  “Türk Tabipler Birliği’nin hazırladığı raporda Besmele-i Şerif ile alay edilmesini, şiddetle kınıyorum. Toplumun değerlerini aşağılayan, dinsel öğelerle alay eden, Türk Tabipler Birliği’ne hukuki yaptırım olmalı...” dedi.

İLK ‘İCRAATLARI’ DEĞİL SÜREKLİ İSLAMİ DEĞERLERE SALDIRIYORLAR

Daha önce de birçok kez milletin dini değerlerine karşı düşmanlık besleyen açıklamalar yapan Türk Tabipler Birliği geçtiğimiz yıllarda ramazan ayında oruç tutanlara saldırmıştı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Eftal Yıldırım, “Benim açımdan hekimler, doğru bildikleri bilimsel bilgileri aktarmak dışında bir tutum almamalıdır. Orucun, normal biyoritmi ve sağlıklı beslenme döngüsünü bozacağı, ancak bunun kişilerin kendi tercihleri olacağı ve sonuçlarına katlanacakları vurgulanabilir.” ifadelerini kullanarak, bilimsel olarak da sağlığa faydaları saymakla bitmeyen oruca karşı olduğunu söylemişti.

SALGINI UMREDEN GELENLERİN ÜZERİNE YIKMAK İSTEDİLER

Koronavirüs Salgınının Türkiye’de görülmeye başlandığı günlerde manipülatif açıklamalar yaparak Kovid-19 salgının umrecilerden bulaştığı algısını oluşturmak isteyen Türk Tabipler Birliği üyeleri resmi verilere rağmen yalan söylemeye devam etti. Türk Tabipler Birliği Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal, Konya’da karantinaya girmeyen bir umrecinin virüsü 257 kişiye bulaştırdığını ve 5 kişinin de ölümüne neden olduğu iddiasında bulunmuştu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise "Umreden gelenlerin de yurt dışından gelenlerden farksız bir şekilde olduğunu söyleyebilirim. Özellikle bu anlamda en büyük etkinin, oran olarak Avrupa olduğunu biliyoruz. İki haftalık zaman diliminde yurt dışından gelen 357 bin içindeki umrecilerin sayısı sadece yüzde 16'ydı. Yani Avrupa'dan gelenlerin oranı çok çok yüksekti. Dolayısıyla yurt dışından gelen herkesin de bu anlamda bir risk taşıdığını ve bu oranın farklı olmadığını söyleyebilirim." açıklamasıyla Türk Tabipler Birliği’nin açıklamasını yalanlamıştı.