Haber/Yorum - Said BAHADIR
ABD Başkanı Biden, Kaşıkçı cinayetinin bir "skandal" olduğunu ve işlediği insan hakları suçları nedeniyle Suudi Arabistan yönetiminden hesap soracaklarını dile getirdi. İşgal ettiği İslam beldelerinde taş üstünde taş bırakmayan milyonlarca insanın ölümüne sebep olan ABD, yeni seçilen Biden’le yeni trajedilere yol açacak işgallerin önünü açmanın yollarını arıyor. 2001’de 11 Eylül saldırılarını bahane ederek Afganistan’ı işgal eden ABD, 2003’te ise Irak’a sözde demokrasi ve özgürlük vaadiyle girmişti.
2 Ekim 2018’de İstanbul’da Suudi Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’dan gelen ve özel bir ekibin katlettiği ve bu ekibin Bin Selman’a bağlı istihbarat elemanları olduğu ortaya çıkmıştı.
Cemal Kaşıkçı’nın Amerika’da oturum iznine sahip olması ve Washington Post gazetesinde yazı yazan önemli bir gazeteci olmasına rağmen ABD yönetiminden Suudi Arabistan’a yönelik bir yaptırım uygulanmamıştı.
Kaşıkçı’nın konsoloslukta kaybolduğu günler içerisinde ABD Dışişleri bakanı Pompeo'nun Suudi Arabistan'a düzenlediği ziyareti ise çok konuşulmuştu. Çünkü bu ziyaret sırasında Suudi yönetimince ABD hükümetine ait hesaplara 100 milyon dolar para yatırılmıştı. Bu da ABD’nin Suud yönetimine yaptırımsız kalmasının yanıtı olmuştu.
Yanı sıra ABD’nin Suriye’de kurmak istediği kaos hegemonyasının finansal desteğini aldığı yüzmilyarlarca dolarların kaynağı da yine Suudi yönetimiydi.
Aradan iki yıl geçti, Trump gitti Biden geldi. Amerika’da başkanların değişmesi sistemi etkilemiyor, gelen her başkan sisteme ayak uydurmak zorunda. Bu nedenle çiçeği burnunda Biden de Suriye’de gerilemiş savaşın kızıştırılması, yeni işgal alanlarının açılması için yeni finansal kaynaklara ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle nadasa bırakılan Kaşıkçı meselesi ısıtılıp görmezden gelinen Kaşıkçı’nın katili Bin Selman üzerinden milyar dolar haraç kesmenin bin bir türlü yollarından birinin uygulamaya konmuş olduğu görülüyor.
ABD’nin güvenilmezliği, işgalci kimliği ve niyetinin Cemal Kaşıkçı’nın hesabının sorulması olmadığı, aksine Suudi Arabistan halkına ait zengin petrol gelirlerini hortumlamak olduğu gün gibi aşikardır. Gerçek bu iken Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmüş olması dolayısıyla yargılamanın da İstanbul’da olması ve kesilecekse bir cezanın ABD tarafından değil, Türkiye tarafından kesilmesi, uluslararası hukukça ortadadır.