Türkiye'de Türkçe'nin yasaklandığını biliyor muydunuz? Vagon Li Olayı

1933 yılında Türkiye'de yataklı ve yemekli tren hizmeti veren Belçika şirketi olan Vagon Li'nin çalışanı olan Naci Bey telefonda Türkçe konuşunca şirketin Müdürü burada Türkçe konuşmak yasak der. Sonrasında Naci bey müdürle tartışır. Haberi alan halk sokaklara dökülür...

Ekleme: 25.02.2021 11:00:12 / Güncelleme: 25.02.2021 11:00:12 / Güncel
Destek için 

1872 yılında Belçikalı George Nagelmackers tarafından kurulan Vagon-Li (La Compagnie des Wagons-Lits ) Avrupa’da yataklı ve yemekli tren hizmetleri veren bir şirketti. 1883 yılından itibaren ise ünlü Doğu Ekspresi ile Paris-İstanbul seferlerini yapmaya başlamış bu arada İstanbul-Pera’da ve Galata’da birer ofis açmıştı. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde de Mustafa Kemal’in izniyle İstanbul-Ankara yataklı ve yemekli vagonlarını işletmekteydi. Karayollarının henüz gelişmediği bu yıllarda Vagon-Li İstanbul- Ankara arasında özellikle devlet görevlilerinin,elçilik görevlilerinin sık sık seyahat ettiği bir şirketti. Personeli ise Türk ve Fransızlardan oluşmaktaydı.

“Size sopa ile mi davranmalı ? “

Tarihe Vagon-Li olayı olarak geçen hadiseler ise 22 şubat 1933’te Pera’daki Tokatlıyan Oteli’nin altındaki ofiste yaşananların ardından başladı. Müşterilerden biri akşam kalkacak Ankara treninde yer olup olmadığını sormuş,yer bulunamayınca talebinde ısrar etmişti. Bunun üzerine ofis personelinden Naci Bey Galata’daki ofisi aramıştı. Naci Bey telefonda Türkçe konuşmuş ve bu durum yeni atanmış olan Belçikalı müdür Gaetan Jannoni’yi sinirlendirmişti. İddiaya göre Jannoni Naci Beyi çağıracak “ Burada resmi lisanın Fransızca olduğunu bilmiyor musunuz ? Size sopa ile mi davranmalı “ diye bağıracaktı. Naci Bey ise karşılık olarak “Ben Türk’üm. Ül­kemde resmî lisan Türkçedir. Hatta siz bile Türkçe öğrenmelisiniz.” diyecekti. Jannoni bu cevaba daha da sinirlenecek ve Naci Bey’e bir de 10 lira para cezası verecekti.Naci Bey bunun üzerine Fransızca olarak “Niye ceza vereceğim, kabahatim nedir? Memleketimde Türkçe konuşmak hakkımdır” şeklinde karşılık verince Jannoni’nin tepkisi daha artmış ve “Sizi 15 gün için kovuyorum” diye bağırmıştı. Naci Bey de şapkasını alıp bir tek kelime bile söylemeden çekip gitmişti.

Cumhuriyetin onuncu yı­lı kutlama hazırlıklarının başladığı günlerde meydana gelen bu olay, gazetelerde kendisine genişçe yer buldu: ‘Türkçeyi istemeyenin Türkiye’de yeri yoktur! ‘’ İki gün evvel Vagon-Li şirketinin Beyoğlu acenteliğinde milli haysiyetimize bihakkın tecavüz telakki edilebilecek teessüfe şayan bir hadise olmuştur”

Gazetelerde yer alan bu ve buna benzer haberler kamuoyunda geniş yankı bulacak ve milli hisleri de harekete geçirecekti. Üniversite gençliğinin temsil­cileri, "Memleketin mukadde­satına hakaret eden Şirket Müdürü Jannoni'nin bu tutu­munu protesto amacıyla" bü­yük bir miting düzenleme ka­rarı aldılar.

Binlerce gösterici Taksim”de

25 Şubat günü binlerce gösterici Beyoğlu’na doğru harekete geçtiler. Üniversitenin arkasındaki arsadan topladıkları ve gazete kağıtlarına sardıkları taşlarla ofisin önüne gelen göstericiler şirket ofisine saldırdılar.’Türkiye’de Türkçe konuşulur’,’Türkiye’de Türk dili hakimdir’ gibi sloganlarla birlikte kapıları camları kırarak ofise girip içeriyi yağmalayan göstericiler,ofisten aldıkları Mustafa Kemal’in resmi ve Türk bayrakları ile bu kez şirketin Karaköy’deki acentasına gittiler ve aynı şekilde orayı da yağmaladılar. Göstericiler ardından Babıali’ye devam ederek orada Akşam,Milliyet,Vakit,Cumhuriyet gibi gazetelerin önüne gelerek gösterilerine devam ettiler. Cumhuriyet gazetesinin önüne gelindiğinde, yazarlar­dan Peyami Safa'nın "Türk diline dil uzatanların dilleri kurusun" diye bağırması, gençleri iyice coşturacaktı. Bu arada gençler, olaya o günler­de yapılan güzellik yarışması kadar yer ayırmayan kimi ga­zeteleri kınayıcı sloganlar da attılar.

Arşiv Tarih on Twitter: "Tarihte Bugün: Fransız şirketi Vagon-Li, telefonda  Türkçe konuşan memura şirketin dilinin Franszca olduğunu bildirerek ceza  verdi. Yıl, 1933… https://t.co/Q4Hspqv3fj"

Polis güçlerinin olaya müdahalesi ise yetersizdi. Bu tarihlerde Mustafa Kemal İstanbul’da bulunuyordu. İddiaya göre o gün Beyoğlu’nda doktorda ve dişlerini yaptırmaktaydı.Gürültüyü o da duymuştu ve ne olduğunu sorup konuyu öğrendikten sonra “Oradan polisleri, jandarmaları çekin. Çocuklardan da birinin başına en ufak bir şey gelmesin” demişti. Gösterilerde yaklaşık 30 kişi gözaltın alındı bunlar da olayların hemen sonrasında serbest kalacaklardı.

Vagon-Li’den “Vatandaş Türkçe Konuş Kampanyasına”

Yaşanan olayların ardından şirket, Naci Bey’i yeniden işe başlatırken,Belçika’dan gelerek olayı inceleyen şirket müfettişleri Jannoni’yi görevden aldılar. Bu arada Vagon-Li kadrosunun, tamamen değiştirilmesi ve Türkiyeli memurların sayısının arttırılması gündeme geldi. Milli hislerin zirve yaptığı günlerde 1928’de olduğu gibi “Vatandaş Türkçe konuş” kampanyası başlatıldı. Bunun üzerine azınlıkların yoğun olarak yaşadığı Taksim,Karaköy civarında birçok yabancı şirket isimlerini Türkçe isimlerle değiştirmek zorunda kaldı.Vagon-Li şirketi de daha sonra Osmanlı Devleti döneminden kalan birçok yabancı şirket gibi devletleştirildi.