VİYANA (AA)
Vural, ülkenin zor günlerden geçtiğini belirterek, başta yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yol açtığı zorluklar olmak üzere 2 Kasım 2020'de 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısı ve bu olayın hemen sonrasında iktidarın yeni bir terörle mücadele yasa tasarısını hayata geçirme girişiminin çeşitli sorunları beraberinde getirdiğine dikkati çekti.
"Müslümanlar güvenlik meselesi olarak görülemez"
İktidarın terörle mücadele yasa tasarısı kapsamında ülkedeki Müslümanların haklarını garanti altına alan İslam Yasası'nda öngördüğü düzenlemelere başından itibaren karşı çıktıklarını kaydeden Vural, şunları söyledi:
"Bu ayın başı itibariyle parlamentoya bu kanun tasarısı hakkında gönderdiğimiz değerlendirmede, bu tasarıyı bu şekliyle reddettiğimizi, kabul etmediğimizi bildirdik. İki temel noktadan konuya yaklaştık. İslam Yasası bir güvenlik kanunu ya da terörle mücadele yasası değil, bu bağlamda yasanın ele alınıyor olması Müslümanların bir güvenlik meselesi olarak görülmesi anlamına geliyor ki, bu kabul edilebilir bir durum değildir."
Vural, hükümetin İslam Yasası'nda düzenleme yapmak istediği konulara da değinerek, dini cami ve derneklere yurt dışından yapılan finansal yardımların engellenebilmesi için mevcut şartların daha da ağırlaştırılmak istendiği, ülkede imamlık görevini yürüten kişilerin isimlerinin liste halinde Başbakanlığa bağlı Dinler Dairesine verilmesi, kar amacı gütmeyen kuruluş konumundaki camilerin yıllık mali belgelerinin söz konusu kurumla paylaşılması ve bu bilgileri paylaşmayan camilere yönelik yüksek para cezalarının hayata geçilmek istendiğini aktardı.
Müslümanlara çifte standart
Avusturya’da resmen kabul edilmiş 16 dini cemaatin bulunduğuna dikkati çeken Vural, iktidarın yeni tasarı bağlamında diğer cemaatlerden istemediği konuları İslam Cemaatinden istemesinin çifte standartta yol açacağı, bu girişimin dini cemaatlerin özerk yapılarına da müdahale olarak değerlendirileceğini söyledi.
Vural, tasarının hayata geçmesi durumunda Müslümanların ayrımcılığa maruz kalacağına dikkati çekerek, "Müslümanlar ayrı bir muameleye tabi tutulduklarını düşünecekler. Din özgürlüğünün temel bir hak olarak görüldüğü Avusturya’da alışılmış bir durum değil, bu nedenle bu düzenlemeleri kabul etmiyoruz." şeklinde konuştu.
"Siz nasıl terör kapsamında bütün imamların listesini isteyebilirsiniz?"
Tasarıya ilişkin Uyum Bakanı Susanne Raab ile yaptığı görüşmeye de değinen Vural, "Bu düzenlemeye destek vermeyeceğimizi kendisine söyledim. İslam Yasası bir din kanunu, buradaki Müslümanların haklarını, sorumluluklarını ifade eden bir kanun. Bu yasa terörle mücadele veya güvenlikle nasıl ilişkilendirilir? Siz nasıl terör kapsamında bütün imamların listesini isteyebilirsiniz? Bunu nasıl anlamalıyız, camilerimiz terörün bir parçası olduğunu mu anlamalıyız? Kaldı ki neden bunlar sadece Müslümanlardan isteniyor?” görüşünü paylaştı.
Vural, Avusturya'da geleneksel olarak herhangi bir dini cemaate yönelik yasal düzenlemelerin söz konusu cemaatle ortaklaşa yürütüldüğüne, cemaatin onayı olmadan yasal düzenlemeler yapılmadığına işaret ederek, ancak iktidarın bu geleneğe aykırı olarak İslam Yasası'nda düzenlemeye gidebileceğini ifade etti.
Tasarının meclis alt komisyonlarında görüşüldüğünü kaydeden Vural, iktidarın tasarıyı meclisten geçirerek yasallaştırması durumunda konunun teknik olarak Anayasa Mahkemesine taşınabileceğini sözlerine ekledi.
Avusturya'da Başbakan Sebastian Kurz'un liderliğindeki Halk Partisi (ÖVP) ve Yeşiller Partisi koalisyon hükümeti, tartışmalara yol açan yeni bir terörle mücadele torba yasa tasarısı hazırlamış, bu bağlamda, İslam dinin ülkede resmen tanınmasını sağlayan İslam Yasası'nda da bazı katı değişiklikler yapılacağı açıklanmıştı.
Ülkede başta hukukçular olmak üzere dini cemaatler ve sivil toplum kuruluşları tasarıya tepki göstermişti.