Konferansta konuşan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin misyonunu yerine getirirken, topluma karşı da sorumluluklarını yerine getirme çabasında olduğunu belirtti.
Karabulut, "Nesiller gelir, nesiller gider. Önemli olan bir neslin kendisinden sonra gelecek nesile neler bırakabildiğidir. Tarih ancak bu birikimleri yazar. Büyük millet olmakta bu birikimleri nesilden nesile taşıyabilmektir. Bu anlamda üniversite olarak akademik ve araştırma faaliyetlerinin yanında kültürel, sosyal ve toplumsal konulara da duyarlı olan bir üniversiteyiz." dedi.
"Bilimsel çalışmaları yürütürken, toplumsal ve sosyal gelişmelere duyarsız kalamayız"
MTÜ’nün birinci yılından itibaren TÜBİTAK, ASELSAN ve Türk Patent Kurumu Başkanlarını üniversitede ağırladıklarını belirten Karabulut, yakın zamanda da Türkiye Barolar Birliği Başkanı, Sayıştay Başkanı gibi birçok kurum ve kuruluşların temsilcileri ile öğrencileri bir araya getirdiklerini belirtti.
"Artık yaşam boyu süren öğrenim söz konusu"
Prof. Dr. Karabulut, "Artık yaşam boyu süren öğrenim söz konusudur. Gençlerimizi sadece mesleğin ilk aşaması için hazırlamamız artık yeterli değildir. Yeni teknolojiler yaşamımızı hiç durmadan değiştirmektedir. Uluslararası değişiklikler günlük yaşamımızı doğrudan etkiliyor. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak biz de çağımızın gereksinimlerini göz önünde bulundurarak her anlamda donanımlı gençler yetiştiriyoruz. Yükseköğretimde ülkemizin istikbali ve istikrarı için bilim üretmeyi görev ediniyoruz." ifadelerine yer verdi.
"Turgut Özal’ın Rehberliği ile Türkiye’de Rol Model Olma Hedefi"
Rektör Karabulut, "Adına 'Bilgi Çağı' denilen; Bilginin ve teknolojinin öneminin her geçen gün arttığı günümüz dünyasında Gelişen, Geliştiren ve Güçlü bir Türkiye olarak çağın ötesine taşınabilmesi için bilime hizmet ediyor, Türkiye’de rol model üniversite olma hedeflerimiz doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz. 8’inci Cumhurbaşkanımız Merhum Turgut Özal, yeniliklere imza atan, Türkiye’ye yeni ufuklar kazandıran bir devlet adamı olarak milletimizin gönlünde taht kurmuştur. Onun ismini taşıyan üniversitemiz, onun rehberliğinden faydalanıyor ve bu bilinçle; güçlü bir ekip çalışmasıyla üniversitemizi her zaman daha ileriye götürme gayretimizi sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bilimin Üretime ve İstihdama Dönüşmesi Gerektiğine İnanıyoruz"
Yerel yönetimlerin yapıları ve sundukları hizmetler açısından halka en yakın yönetim birimleri olduğunu belirten Rektör Karabulut, "Üniversitelerin şehir ile bütünleşmesinde yerel yönetimlerin çok önemli bir rolü bulunuyor. Bilimin üretime ve istihdama dönüşmesi gerektiğine inanan bir üniversiteyiz. İstikrarlı büyüme, nitelikli istihdam ve üretimde verimlilik bilgi ve iletişim teknolojileri sürdürülebilir kalkınmanın ana temelidir. Artık bilgiye ulaşmak, bilgi sahibi olmak tek başına bir şey ifade etmiyor, ortaya çıkan bilgiyi farkındalık yaratarak yönlendirmek ve yönetmek çok önemli bu anlamda gerçekleştirdiğimiz sosyal faaliyetler ile bilinçli ve sosyal bireyler yetiştirmeyi hedefliyor ve yapmış olduğumuz projeler ile bunu destekliyoruz." ifadelerine yer verdi.
Karabulut, şöyle konuştu: "Ülkemizin gelişimi, ilerlemesi ve refahı için her zaman çalışmaya ve üretmeye hazır olduğumuzu belirtiyor ve Sözlerime son verirken şu mesajı da paylaşmak istiyorum; her alanda, her yönde, her zeminde büyüyen, gelişen bir üniversiteyiz. Bilgi üretmenin tek başına yeterli olmadığına inanıyoruz, üretilen bilgiyi tüm insanlığın kullanımına sunmak üzere çalışıyoruz."
"Şehir, Devletten Önce; Yerel Yönetim De Merkezi İdareden Öncedir."
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe ise yerel yönetimlerin, mahalli müşterek hizmetleri yerine getiren, bütçe ve idare bakımından özerk olan kamu tüzel kişiler olduğunu hatırlattı.
"Tecrübe Şehirlerde ve Yerel Yönetimdedir."
Prof. Dr. Karatepe, "Demokrasi dediğimiz şey de devlet yönetimi ile alakalı değildir, o da şehir yönetimidir. Avrupa’da ki bütün şehirlerdeki belediye binalarının tamamı hükümet binalarının on misli yaşlıdır. Şehir devletten öncedir, yerel yönetim de merkezi yönetimden öncedir. İnsanoğlu, geniş toplulukları bir arada yönetme yeteneğini şehirlerde kazanmıştır. Tecrübe şehirlerde ve yerel yönetimdedir, oradan edinilen tecrübe devletlere aktarılmıştır. Ticaret sınıfının oluşması, hareketlerin başlaması ve bu güçlenen şehirler arasındaki mücadele neticesinde en güçlü olan şehir diğerlerini kontrole alıyor ve devlet ortaya çıkıyor. Tanzimat döneminde idari yapımızı değiştirdiğimizde nasıl ki merkezi idare birimimizi, merkezi idare kurullarımızı Avrupa’dan, Fransa’dan aldık. Belediye ile ilgili bugünkü modern anlamda uygulamaları da yine Fransa’dan aynı dönemde almaya başladık. Türkiye’de, İstanbul’da merkezi parlamento kurulmadan il meclisleri, vilayet meclisleri kurulmuştur. Henüz parlamento yoktu, anayasa yoktu ama vilayet meclisleri kuruldu. Bu vilayet meclisleri, daha sonraki tarihimiz bakımından incelenmesi gereken müesseselerdir ve çok etkili olmuşlardır." ifadelerini kullandı.
Programda Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ile Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder de birer konuşma yaptı. (İLKHA)