Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde “Göğe baş uzatmış bir kale” olarak adlandırdığı, 5000 yıllık bir tarihi geçmişi olan, altında Fırat Nehri'nin kolu olan Murat'ın aktığı, birçok medeniyetin tarihi izlerini içinde barındıran Palu Kalesi, halen eski ihtişamını korumaktadır.
Palu ilçesi Sümerler, Hurriler, Hititler, Asurlular, Urartular, Persler, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Artuklular, Selçuklular, Moğollar, Dulkadir Beyliği ve Osmanlı Devleti'nin himayesinde yaşamıştır. Palu Kalesi'nde bu uygarlıklara ait birçok iz halen varlığını korumaktadır.
Palu Kalesi'nin tarihi geçmişinin M.Ö 3000 yılında Sümerler'e kadar uzandığını belirten Sanat Tarihçisi ve Arkelog Sedat Siracoğlu şunları dile getirdi:
"Palu Kalesi'nin geçmişi, M.Ö 3000 yılına kadar dayanmaktadır. Evliya Çelebi'nin deyişiyle “Göğe baş uzatmış bir kale” olan Palu Kalesi, ilk olarak Sümerler tarafından kullanıldı. Daha sonra Urartular döneminde kullanıldığı bilinmektedir. Palu o dönemde Urartuların batıdaki başkenti olarak biliniyordu. Adı Şebeterya olarak geçiyordu. Bunu, kalenin eteklerinde bulunan Urartular döneminden kalmış olan kitabeden anlıyoruz. Osmanlı döneminde 1500'lü yıllara kadar üzerinde insanların yaşadığı biliniyor. Ancak daha sonra burası askeri amaçla kullanılmıştır. Evliya Çelebi'nin Seyahatname 'sinde geçtiğine göre kalenin içinde Kaleiçi Cami adında bir cami bulunmaktaydı. Ayrıca kalede saray, sarnıç, Urartu kaya mezarları, Urartulara ait kitabe ve günümüze kadar gelen surlar bulunmaktadır.
Günümüze ulaşan özellikle Urartulara ait kaya kitabesi ve doğu tarafında bulunan saray kalıntılarıyla Palu Kalesi, tarih severlerin, macera severlerin ilgisini beklemektedir.
Bu vesile ile özellikle Palu kalesinde Urartular'dan kaldığı söylenen ya da daha eski dönemlere ait olduğu söylenen kaya tünelini gezme fırsatı bulduk. Kaya tünelinin içerisinde 3 yıl önce bir çalışma yapıldı. Turizme kazandırılmaya çalışıldı. Kaya tünelinin, Urartular döneminde Murat Nehri'nin hemen üzerindeki kindik denilen mevkide bulunan kayalığın altına çıktığı söylenmektedir.
Bu tünelin bir an önce açılıp turizme kazandırılması gerekmektedir. Üzerinde özellikle insan kaynaklı tahribatların önüne geçilmelidir. Burada ciddi anlamda bir arkeolojik kazı yapmak suretiyle bölgenin ve Palu'nun tarihine ışık tutacak çok önemli veriler elde edilecektir.” dedi (İLKHA)