AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Meyer Landrut’u kabul eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Batı’da camilere yapılan saldırıları hatırlatarak “Hangi inancın ibadethanesi olursa olsun. Bu saldırıların mutlaka önlenmesi için her türlü gayretin gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Landrut’un önemli bir görevde olduğunu belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Avrupa Birliği ülkelerinde 40 yıldır çeşitli alanlarda iş birliğimiz devam etmektedir. Bu açıdan sizinle görüşmemiz çalışmalarımızın niteliği açısından inşallah daha güzel gelişmelere vesile olacaktır. Hem medeniyetimizden gelen birikimle hem de inancımızın gereği olarak biliyoruz ki, birlikte her zaman hayır, ayrılıkta da her zaman kötülük vardır." ifadelerini kulandı.
"İnsanların barış içerisinde yaşaması için bütün gücümüzle çalışıyoruz"
İslam’da bir kişiyi öldürmenin bütün insanlığı öldürmek, bir kişiyi kurtarmanın da bütün insanlığı kurtarmak gibi görüldüğünü vurgulayan Erbaş, "Biz adı da barış olan İslam’ın mensupları olarak her zaman hem yaşadığımız yerlerde hem de dünyanın her yerinde insanların barış içerisinde yaşaması için bütün gücümüzle çalışıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı ve yurt dışına gönderdiğimiz hocalarımıza burada eğitim veriyoruz. Onlara diyoruz ki Peygamberimizin tanımıyla 'Müslüman elinden ve dilinden emniyette olunan, güvende olunan kimsedir.' Yani diğer insanların elinden ve dilinden emniyette olduğu kimsedir. Bunu hem yaşamaları hem de bulundukları yerde bu düşünceyi gerçekleştirmeleri için uzunca bir eğitim veriyoruz. İnancı, ırkı, mezhebi, düşüncesi ne olursa olsun birlikte yaşama tecrübesinin, tarihten gelen o birikimle birlikte en güzel örneğini gerçekleştirmelerini istiyoruz. Tarihen sabittir ki bu felsefe öne çıkarıldığında dünya huzur içerisinde olmuştur. Farklılıkların zenginlik olarak sayılması felsefesi, ihmal edildiği her çağda dünya huzursuzluk içerisine sürüklenmiştir.” şeklinde konuştu.
"İnsanların çok önemli beş hakkı vardır"
Erbaş, Avrupa’da yaşayan Müslümanların inanç ve ibadet özgürlüğüne ihtiyaçlarının olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
İnsanların çok önemli beş hakkı vardır, nerede yaşıyorsa yaşasın bu beş hakkının korunması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar, inanç, can, mal, nesil ve akıldır. Bizim inancımızın en önemli yanlarından birisi insanların bu özgürlüklerini korumaktır. Bu beş özgürlüğüne zarar verecek şeylerini de önlemek gerekiyor. Bütün insanlar inançları, ırkları ne olursa olsun el birliği ile yaşadığımız yerlerde insanların bu haklarını muhafaza etmek, barışa gidecek yolları bu yolları kolaylaştırır diye düşünüyoruz. Bu noktada ibadethaneler çok önemli, özellikle Batı’da Müslümanların ibadethanelerine zaman zaman saldırılar oluyor. Hangi inancın ibadethanesi olursa olsun, bu saldırıların mutlaka önlenmesi, hiç olmaması için her türlü gayretin gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanların bu çok önemli haklarını mutlaka korumamız lazım.
"Nefret söylemine karşı mücadele etmeliyiz"
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Landrut, insanlığın kardeşçe yaşamaya ihtiyacının olduğunu belirterek, "insan hakları, din, inanç ve inanmama özgürlüğü gibi alanların Avrupa Birliğini oluşturan temel değerlerin bir parçası olduğunu" savundu. Landrut, "Hep birlikte her türlü ayrımcılığa, nefret söylemine karşı mücadele etmeliyiz. Tarihe baktığımızda farklı dinler, ırklar arasında görüş ve fikir alışverişinin faydalı olduğunu görüyoruz. Ama tartışma, kavgalar, nefret kimseye olumlu bir şey getirmemiştir." dedi.
Erbaş, görüşmenin sonunda Landrut’a, Hazreti Peygamberin toplumsal hayatın farklı yönlerine temas eden sözlerinden oluşan ve başta İngilizce, Almanca, Fransızca olmak üzere 10 farklı dile çevrilerek hazırlanan “"Kırk Hadis" kitabını hediye etti. (İLKHA)