Manevi İlkeli Liyakatli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Mil-Diyanet Sen) Genel Başkanı Celaleddin Gül, yaptığı açıklamada, cinsel sapkınların (LGBT) derneklerinin kapatılması ve tüm faaliyetlerinin yasaklanması için bugün İçişleri Bakanlığına dilekçe verdiklerini söyledi.
“Bu sapkın topluluğun yaptığı hadsizlik bardağı taşıran son damla olmuştur”
Gül, “Bugün, son yıllarda sözde ‘onur yürüyüşleri(!)’ adı altında gösteriler düzenleyerek ülkemizin ve milletimizin onurunu ayaklar altına alan, her fırsatta kutsal değerlerimize kin ve nefretlerini kusan, maneviyatımızla, kültürümüzle, örf, adet, gelenek ve göreneklerimizle alay ederek onları değersizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışan LGBT derneklerinin kapatılması talebiyle dilekçe vermek için İçişleri Bakanlığımıza gittik. Bu sapkın dernek mensupları, geçen hafta Boğaziçi Üniversitesinde Kabe-i Muazzama’nın görselini ayaklar altına almak suretiyle, nüfusu 2 milyarı aşkın İslam alemi için kutsal olan mabede saygısızlık etmiş, İslam dinine olan kinlerini kusmuştur. Bu sapkın topluluğun yaptığı hadsizlik bardağı taşıran son damla olmuştur.” dedi.
“Sapkın dernekler, uluslararası fonlarla desteklenen sapkın kuruluşlardır”
Kapatılıp faaliyetlerinin durdurulması talebinde bulundukları sapkın derneklerin uluslararası fonlarla desteklendiklerini dile getiren Gül, şöyle devam etti:
“Emperyalistlerin bir kuklası olarak ortaya çıkartılmış LGBT dernekleri, toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunun yapısını bozmak, insan neslinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini engellemek için özellikle aile bağları güçlü olan İslam toplumlarını ifsad etmek, onlardan kimliksiz, cinsiyetsiz bir toplum oluşturmak için kurulmuş sapkın yapılardır. Bu yüzden faaliyetlerinin durdurulması gerekmektedir. Bu sapkın dernekler, aile kurumunu çökertmek, ülkeleri içinden çıkılamaz buhranlara sürüklemek için ortaya çıkartılmış ve uluslararası fonlarla desteklenen sapkın kuruluşlardır.”
“Lanetli topluluk toplumu ifsat etsin diye İstanbul fethedilmedi”
Açıklamasının devamında Gül, “Herkes şunu bilsin ki; 1071’de Sultan Alparslan bizlere Anadolu’nun kapısını açarken; azgın topluluk bu coğrafyada sapkınlıklarını alenen yapsın diye açmadı. 1453’te Fatih Sultan Mehmet bir çağı kapatıp yeni bir çağ açarken; lanetli topluluk toplumu ifsat etsin diye İstanbul’u fethetmedi. LGBT’yi normalleştirmek ve yaygınlaştırmak için uluslararası düzeyde gerçekleştirilen lobi faaliyetlerinin, son dönemde Türkiye’de de yoğun bir biçimde uygulandığını görmekteyiz. Feminist-eşcinsel hareketin erkek-kadın ayrımını ortadan kaldırmak amacıyla başlattığı ‘cinsiyetsizlik’ dayatması ile aile kurumunun temeline dinamit döşeniyor; filmler, yazılı görsel ve sosyal medya kullanılarak genç kuşakların cinsiyet algısı tahrip edilmeye çalışılmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Pek çok medya organı sapkınları gündemde tutmaya çalışıyor"
Türkiye’deki cinsel sapkınların derneklerine, uluslararası fonlardan büyük miktarlarda para aktarıldığını vurgulayan Gül, "Sadece Ankara’daki bir derneğe ABD’den 22 milyon dolar fon sağlandığı Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından 3 Eylül 2019 tarihinde dile getirilmişti. Ayrıca, ülkemizde LGBT’yi meşru görerek savunan, pek çok köşe yazısı ile LGBT’yi gündemde tutmaya çalışan (aslında birçoğu haber değeri bile taşımayan) pek çok haberin, medya organları tarafından bu sapkınlığın gündemde tutulmak üzere yayınlandığına şahit olmaktayız.” diye konuştu.
“Cinsel sapkınlar hastalıkları artırıyor”
Açıklamasının devamında Gül, şunları kaydetti: “Uluslararası ve ulusal kampanyalarla ‘cinsel tercih hakkı’ şeklinde, insan haklarına ilişkin uluslararası metinlerde yer almayan bir hak uydurulmaya çalışılmaktadır. Toplum ve hukuk/devlet nezdinde kabul ettirilmeye çalışılan LGBT şeklinde bir kimlik ne alt, ne üst ve ne de normal bir kimlik olarak kabul edilemez. Çünkü bu tarz cinsel sapkınlıkların, başta AIDS olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkları artırdığı ifade edilmektedir. Anayasanın ‘Devletin Temel Amaç ve Görevleri’ başlıklı 5’inci maddesinde; ‘Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak’ ile ‘İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak’ devletin temel amaç ve görevleri arasında olduğu sayılmaktadır.”
“Devlet halkı bu sapkın cinsel yönelimlerden korumakla yükümlüdür”
Gül, “Yine Anayasa’nın ‘Gençliğin Korunması’ başlıklı 58’inci maddesinde; ‘Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır’ hükmü yer almaktadır. Anayasanın mezkur hükümleri uyarınca, devletin halkı ve bilhassa gençleri bu sapkın cinsel yönelimlerden korumak, farklı biyolojik veya psikolojik nedenlerle sapkın cinsel yönelimlere kapılmış bireylerin tedavisi ve rehabilitasyonu için tedbirler almak gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.” dedi.
“İstanbul Sözleşmesinin iptal edilerek yürürlükten kaldırılmasını da istiyoruz”
Açıklamasını sonunda İstanbul Sözleşmesinin iptal edilerek yürürlükten kaldırılmasını istediklerini vurgulayan Gül, şunları söyledi:
"Çünkü LGBT dernek mensupları İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanundan cesaret almaktadır. Aldıkları cesaretle sözde onur yürüyüşleri adı altında Müslüman toplumunun onurunu ayaklar altına almakta, nesli ve toplumu ifsat etmekte, kutsal değerlerimize karşı kin ve nefret besleyerek toplumu kutuplaştırmakta ve ülkemizde iç karışıklık çıkarmaya çalışmaktadır. Bu sözleşme, sağlıklı bir toplumun çimentosu olarak nitelendirdiğimiz aile kurumunu yıpratmakta ve dağılmasına yol açmaktadır. Eşcinselliği meşru görerek, dinimize, örf ve adetlerimize savaş açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi; Anayasanın yöneticilerimize verdiği ‘Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak’ görevlerine tezat teşkil etmektedir. Bu vesileyle; başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, LGBT dernekleri hakkında attığımız adımların sonuç alınıncaya kadar takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz.”(İLKHA)