Tarım ve gıda alanındaki pek çok soruna bağlı olarak artmaya devam eden gıda fiyatlarından tüketici kadar üretici de şikâyetçi. Hububat ve bakliyat ürünleri başta olmak üzere sebze ve meyve ile diğer temel gıda ürünlerine art arda yapılan zamlar, halkı mağdur ediyor.
Döviz kuru düşmesine rağmen gıda ürünlerine yapılan zamların devam etmesi halkı endişelendiriyor. Başta temel gıda maddeleri olmak üzere birçok ürüne yapılan zamların arkasının kesilmemesi, tüketici kadar üreticiyi de mağdur ediyor.
Başta akaryakıt ve enerji olmak üzere temel gıda maddelerine yeni yılda da zamların devam etmesi ve yüksek fiyatların önüne geçilememesi özellikle alım gücü düşük olan ve asgari ücretle geçinmek zorunda kalan çalışanları daha çok mağdur ediyor.
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, Covid-19 salgını sürecinde gıda ürünlerine yüzde 50’yi aşan zamların yapıldığını belirtti.
Bu dönemde kaybedenin çiftçiler ve tüketiciler, kazananın ise “aracı” olarak nitelendirilen kişiler olduğuna dikkat çeken Deniz, çiftçinin elinden ucuza çıkan ürünlerin tüketiciye ise yüksek fiyatlarla ulaştığını söyledi.
Covid-19 salgını sürecinde ekonominin en acımasız şekilde kendini gösterdiği sektörün gıda olduğunu ifade eden “aracı” olarak nitelendirilen kişilerin, çiftçileri istedikleri fiyata zorladığını, marketlerin aynı anda aynı oranlarda zam yaptığı bu dönemde vatandaş ve çiftçilerin yoklukla mücadele ettiğini ifade etti.
Çiftçinin ürettiği ürünlerin direk tüketiciye ulaşması için kooperatiflerin kurulması gerektiğini belirten Deniz, gıda tedarik zincirinde aracı sayısının fazlalığının azaltılması çağrısında bulundu.
Deniz, çiftçiye verilen desteklerin zamanında verilmemesi ve girdi maliyetlerinin yükselmesinin gıda fiyatlarının artmasına neden olan etkenlerden biri olduğunu belirterek, “Çiftçimiz zor koşullar altında üretim yaparken halen çözüme kavuşturulmamış, kangren olmuş birçok sorun bulunmaktadır. Eğer tarımsal üretimde ve gıdada üretim durursa ülkemizde hayat durur.” diyerek uyardı.
“Çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor”
Gıda ürünlerine yapılan zamlardan herkesin muzdarip olduğunu ifade eden Deniz, “Halkın alım gücü düşmüş vaziyette ve esnaf kepenk kapatıyor. Her geçen gün alım gücü düşüyor ve gıda ürünlerinin fiyatı da artıyor. Yalnız burada üzücü bir nokta var ki, çiftçi de emeğinin karşılığını alamıyor. Geçen yıl aldığımız gübre ve ilaç fiyatları iki katı aştı. Mahsullerimizi geçen seneki fiyatların altında çiftçilerin elinden çıkarmak zorunda kalıyoruz. Geçen yıl 50-60 lira arasında sattığımız Antep fıstığını bu yıl 40 liradan satıyoruz.” dedi.
“Çiftçimiz ne yapacağını şaşırıyor”
Girdi maliyetlerinin yüksek olduğuna dikkat çeken Deniz, özellikle azotlu gübre fiyatının çok yüksek olduğunu belirterek, “Çiftçimiz ne yapacağını şaşırıyor. Ürünler tarlada kalıyor. İşçilikler arttı. Bir çıkış yolu arayışındayız. Çıkış yollarından bir tanesi de çiftçinin mahsulünü kooperatifler aracılılığıyla direk tüketiciye ulaştırabilmesi ve aradaki kayıpların mümkün olduğu kadar önlenebilmesidir.” diye konuştu.
Gübre başta olmak üzere girdi maliyetlerindeki fahiş fiyat artışlarına bir çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Deniz, acilen özellikle gübredeki fiyat artışlarına denetim mekanizması getirilmesi gerektiğini belirtti.
“Gıda ürünlerinde büyük fırsatçılık yapılıyor”
Deniz, “Sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesini nakliye parasına ve aradaki ‘fırsatçılar’a bağlıyoruz. Mazotun pahalı olmasından dolayı nakliye masrafları çok fazla. Ürün hale gelene kadar birkaç el değiştiriyor. Tüketiciye gelene kadar ister istemez tarladan 50-60 kuruşa alınan ürün 5-6 lirayı buluyor. Bunun önlenebilmesi için çiftçilerin direk kooperatifler aracılığıyla ürünlerini tüketiciye ulaştırması lazım. Aradaki ‘fırsatçılar’ın aradan çıkarılması lazım. Tarım mahsullerinin nakliyesinde, üretimde kullanılan mazota devletin destek vermesi lazım. Bunlar olmadığı müddetçe bir lüks arabaya alınan mazot ile tarım ürününü nakleden bir aracın mazotu aynı fiyata satıldığı müddetçe bazı şeyleri önlemek çok zordur. Fiyatlar bu şekilde devam ettiği müddetçe artışlar devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Deniz, Covid-19 salgını sürecinde gıda ürünlerinde arz talep dengesinin bozulmasının da fiyatların artmasına neden olduğunu belirtti.
“Çiftinin ürününü kooperatifler aracılığıyla direk tüketicilere ulaşmasını sağlamalıyız”
Deniz, ürününü değerinde satamayan ve her geçen gün zarar eden çiftçinin para kazanamamasından dolayı üretimden çekildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Çiftçi bu sene ekiyor, para kazanamıyor ve diğer sene tarlasını boş bırakıyor. Seneye tekrar tarlasına ürün ekmeye kalkıyor, elinde olan sermayesini tüketiyor ve yine tarlasına kavuşamıyor. Yağan yağmur bir nebze de olsa yüzleri güldürdü ama yeterli seviyede istenilen yağmur yağmadı. Havaların kurak geçmesi de çiftçiyi üretimden korkutur hale getirdi. Çiftçi zaten normal şartlarda yetiştirdiği üründen para kazanamazken bir de kuraklıktan dolayı fazla emek, su tüketimi ve su parası olması çiftçiyi üretimden uzaklaştırmaya başladı. Bu bana göre en tehlikeli ve korkulan bir durumdur. Çiftçi üretip de para kazanamazsa üretimden vazgeçer. Çiftçi üretimden vazgeçerse ve Allah korusun yiyecek kıtlığı baş gösterirse altından kalkılamayacak durumlarla karşılaşılır. Bundan dolayı çiftçiyi desteklemeliyiz. Çiftinin ürününü kooperatifler aracılığıyla direk tüketicilere ulaşmasını sağlamalıyız.”
“Yüksek fiyatlara karşı bir önlem alınması lazım”
Denetimlerin artırılmasını talep eden Deniz, “Ürününün belli bir fiyatının olması her zaman için iyidir. Piyasanın belli bir dengede olması her zaman için iyidir. Fakat daha kaliteli üretim yapan, emek veren ve daha güzel ürün üreten çiftçinin de bu emeğinin karşılığını da alması gerekir. Her ne kadar ürünün fiyatını sabitleyemesek de tüketicilerin dolaşarak, marketleri gezerek ürün almalarını öneriyorum. Aynı ürün bir markette 10 liraya satılırken diğer markette 12 liraya satılabiliyor. Burada da devlet kolluk güçlerinin ve zabıta ekiplerinin denetimlerini sıklaştırması ve yüksek fiyatlara karşı bir önlem alması lazım. Şu anda sıkı bir şekilde uygulanmaya başlayan cezai müeyyidelerin artırılarak uygulanmasını istiyoruz.” dedi. (İLKHA)