İktidarın Türkiye'de reform yapabilecek motivasyonu kaybettiğini düşündüklerini ifade eden Karamollaoğlu, şöyle konuştu:
"Mesela adalette reform olmalı, doğru, ama bu reform kanunlar üzerinde yapılacak birtakım değişikliklerle yapılsa hiçbir mana ifade etmez. Bu reform vicdanlarda yapılmalı. Adalet anlayışında yapılmalı. Yani iktidar kendisinde reform yapma ihtiyacı duymadığı meselelere yaklaşımda, 'Adalete müdahale edecek misin, etmeyecek misin?', orada reforma ihtiyaç var. Müdahale edeceksen hangi kanunu değiştirirsen değiştir, bunun hiçbir faydası ve hükmü olmayacaktır."
Ekonomi ve demokraside de reform ihtiyacı bulunduğunu belirten Karamollaoğlu, "Türkiye kontrol edilemeyen bir başkanlık anlayışından mutlaka kurtulmalı, denetlenebilir, ikazların yapılması meşru kabul edilen, kavgaya sebebiyet vermeyecek bir ortamın mutlaka hazırlanması gerek." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de son dönemde aile fertleri arasında dahi siyasi yaklaşımlarda büyük farklılıklar bulunduğunu, bu nedenle dostluklara eskisinden daha fazla ihtiyaç olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, bir yanlış olduğu zaman karşısındakinin yanlışının üstünü örtüp, "Bunu kırmayalım. Bunu söylersek incinir." tavrının siyasette olamayacağına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunan Karamollaoğlu, şunları söyledi:
"Eğer bizim dostluğumuz varsa, bizim ikazlarımızı sizi incitmek için söylenen sözler gibi algılamayın. Biz 'Dost acı söyler' prensibi dahilinde bu ifadeleri kullanıyoruz. İktidar makamındayken size dost görünenlere itibar etmeyin. Emin olun acı söyleyenler sizin hakiki dostlarınızdır. Çünkü gerçek dost hataların üstünü örten değil, gerçekleri söyleyendir. "
Siyasi partiler arasındaki ittifak tartışmalarına değinen Karamollaoğlu, ittifakların seçim döneminde konuşulması gerektiğini ve koalisyon manasına gelmediğini, aynı zamanda ittifakların ilkesel olmasının gerekli olduğunu vurguladı.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, HDP'nin kendilerinden randevu talebine ilişkin soruya şu cevabı verdi:
"Türkiye'de meşru zeminde faaliyet gösteren partilerle biz görüşme yaparız. Onların eksiklikleri, yanlışlıkları, tasvip etmediğimiz hususlar varsa kendilerine bunları doğrudan doğruya söyleriz. Böyle bir talep geldiği için biz 'Buyursunlar, görüşelim' dedik. Önümüzdeki hafta içinde bir görüşme olur inşallah. Bunu alıp da şimdi herkes böyle bir görüşmeye giren partiyi veya kişileri teröristlikle, teröre destek vermekle itham ederken lütfen, kırmızı bültenle aranan bir insanı siz televizyona çıkarıp nasıl konuşturdunuz?' Size fayda sağlıyor diye onu televizyona çıkaracaksınız. Siz barışsever olacaksınız, herkes terörle iş birliği yapıyor olacak. Böyle saçmalıklardan kurtulmadan Türkiye düze çıkmaz."