Musibetin sözlükte "ansızın bastıran yağmur" anlamındaki savb kökünden türeyen ve"bir şeyin hedefine ulaşması, birinin payına düşmesi" anlamını taşır.
Arapçada isabet masdarından isim olan musîbet, "insanın genellikle kendi iradesi dışında ve beklemediği şekilde karşılaştığı durum" demektir. Daha çok hastalık, kıtlık, zarar ziyan, yangın, deprem gibi âfetler, sevilen birinin ölümü gibi ağır sıkıntı veren şeyler için kullanılır.
"İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır." (Rum Suresi 41) ayetini hatırlatarak konuşmasına başlayan Çınar, Kur'an-ı Kerim ve hadislerde sıkça uyarılar yapıldığını hatırlattı.
Rabbimizin yer yüzünü insanlara emanet ettiğini ve ifsat edilmesi durumunda oluşacak kötü sonuçlardan yine insanın sorumlu olduğunu vurgulayan Çınar, Cin Suresinde Rabbimizin "Eğer yolda dosdoğru olurlarsa mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız." ayetini de anımsatarak musibetlere karşı sebat etmemizi ve dosdoğru olmamızı tavsiye etti.
Musibet kelimesinin Kur'an-ı Kerîm'de 10 ayette geçmekte olduğunu hatırlatan Çınar, "Ayrıca 64 yerde ölüm, fitne, kötülük, belâ, yaşlılık, azap; aşırı susuzluk, yorgunluk ve açlık gibi olumsuzlukların başa gelmesini ve iyilik, ilâhî lutuf, rahmet gibi olumlu durumlarla karşılaşmayı ifade etmek üzere musibetle aynı kökten gelen fiiller kullanılmıştır." şeklinde konuştu.
" Allah-u Teala'nın; insanları korku, açlık, mal, can ve ürün kaybı gibi musibetlerle sınamaya tâbi tuttuğunu belirttikten sonra bu tür musibetler karşısında, 'Doğrusu biz Allah'a aitiz ve muhakkak O'na döneceğiz' diyerek sabır ve metanetlerini kanıtlayanlar, Allah-u Teala'nın lutuf ve rahmetiyle müjdelenmekte ve bunların doğru yolu bulmuş oldukları bildirilmektedir." diyen Çınar, geçmiş kavimlerin isyanları sonucunda helak olduğunu hatırlattı.
Gönderildiğimiz dünyada musibetlerin ahirete hazırlık adına karşımıza çıkan imtihan vesileleri olduğunu dile getiren Çınar, "Kurtulmak için gayretimizle beraber, sabır ve metanetimiz süreci bizim hayrımıza tebdil eyleyecektir. Mevla'nın bahşettiği müreffeh bir hayat nasıl imtihan ise imkanların sınırlılığı, yokluk, sevdiklerimizden eksilenler de kulluk imtihanının bir parçasıdır." dedi.
İnsanlara her yönüyle örnek peygamberlerin (aleyhim esselatu vesselam) imtihan sürecinde de ön planda olduklarını vurgulayan Çınar, "Bize düşen iyi bir dünya inşa etme, Allah-u Teala'ya kul olma yolunda çaba ve gayret göstermektir. Sonrasında ise takdir Allaha aittir." ifadelerini kullandı.
Çınar değerlendirmesinin sonunda "Manevi olarak donanımlı hale gelmek için imanımızın gerektirdiği salih ameli hayatımızdan eksik etmemeliyiz. Namaz, oruç, hac, zekât gibi ibadetlerin yanı sıra bizi ahlaklı kılacak dinin emir ve yasaklarını da ihmal etmemeliyiz." dedi. (İLKHA)