Kısa sürede tüm dünyaya yayılan ve Türkiye’de de halen etkisini sürdüren Covid-19 salgını, hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Salgın sonrasında her sektörde olduğu gibi özellikle küçük esnaf da mart ayından bu yana işleri düştüğü için zor günler geçiriyor.
Covid-19 salgını nedeniyle satışlarda rekor düşüşlerin yaşanmasıyla birlikte birçok ilde olduğu gibi başkent Ankara’da da iş yapamayan esnaf zor günler yaşıyor.
Ankara’nın tarihi Ulus Çarşısı olarak bilinen Hacı Bayram Camii çevresinde bulunan çarşı esnafı, dükkanını hiç satış yapamadan kapatırken, iş yapamayan kimi esnaf da çareyi dükkanını kapatmakta ya da devretmekte buluyor.
“Salgın süreci bizim için çok ağır geçti”
Yaklaşık 40 yıldır Hacı Bayram Mahallesinde esnaf olduğunu belirten Mustafa Saçak “Baba mesleğimiz. Üçüncü kuşak olarak esnafız. Salgın süreci bizim için çok ağır geçti. Sokağa çıkma yasaklarından dolayı müşterilerimiz gelemedi. Müşterimize biz ulaşmaya çalıştık, salgından dolayı sıkıntı yaşadık. İstediğimiz krediler onaylanmadı. Sağ olsun devlet büyüklerimiz kredi desteğinde bulunmak için söz veriyorlar ama biz bankaya gittiğimizde hep ret yanıtı aldık. Banka ‘vergi borcu olmasın’ diyor. Zaten benim para sıkıntım olmazsa vergimi düzgün ödeyeceğim zaten. ‘SSK borcun olmayacak’ deniliyor zaten sıkışıklığımdan dolayı kredi çekeceğim. Ben teşvik kredisi istemedim. Can suyu kredisini istedim. Can suyu kredisi ‘ben burayı döndüremiyorum bana devlet yardım et’ demek. Ama can suyu kredisi alamadığım için şu anda SSK ve vergi borcum var. Borcumuzu kesin ödeyeceğiz. Çünkü bu dükkân batamaz. Bu dükkân onurumuz, şerefimiz. Borçları erteleme hiçbir şeyin çözümü değildir. Sonuçta işler olması lazım ki borçları ödeyebilelim. Ertelense 3 ay sonra nasıl öderiz. Ankara memur kenti, en azından cumartesi günleri açabilsek iyi olur. Memurlar hafta içi çalıştığı için hafta sonu da yasaktan dolayı alışveriş yapamıyorlar.” dedi.
“Bir günde sattığımızı şimdi bir haftada satıyoruz”
30 senedir avize işi yaptığını belirten Kevser Güneş “Salgından dolayı ticaretimizde durma oldu. Bu zor günlerde katlanacağız. Satışlarımızda düşüş oldu. Onun dışında fazla bir sıkıntımız olmadı. Bir günde sattığımızı şimdi bir haftada satıyoruz. Devletin verdiği krediler bizi biraz rahatlattı. Vergilerimizi yatıramadık. Vergiler de taksitlendirildi.” ifadelerini kullandı.
“Devlet stopaj, KDV ve vergi istiyor”
Salgının başladığı günden beri esnafın sıkıntılarının çok olduğuna dikkat çeken esnaf Ahmet Kaya “İşsizlik, ekonominin bozulması, doların yükselmesi, esnafın kiralarını ödeyememesi ve tahsilatlarını yapamamasından dolayı ciddi anlamda sıkıntılar meydana gelmektedir. Esnafa devlet destek vermelidir. Devlet stopaj, KDV ve vergi istiyor. Esnaf iş yapamadığı halde bunları ödeme mücadelesinde ama ödeyemiyor. Malzeme vermiş iş yapamamış ve çek vermiş çekleri yazılan esnaf var. Çeki yazılan ve icralık olan cezaevine girmek üzere olan esnaf arkadaşlarımız var. Parası olmayan ekonomisi bozuk olan bir yerde insanlar borçlarını nasıl ödesin. Borcunu ödeyemeyen esnafı devlet içeri atıyor ama hırsızlık yapmış, adam dövmüş, gasp etmiş ve esrar satmış insanlara af çıkararak dışarı çıkarıyor. 30 yıl vergisini ödemiş, derecelere giren arkadaşım şu anda cezaevine girme aşamasındadır. Bu adalet mi? Siftahsız 15-20 gündür iş yapamayan esnafımız var. İş yapamıyoruz kiralarımızı ödeyemiyoruz. 6 aydır kira ödemesinde sıkıntı yaşıyoruz. Kirayı veremediği için insanlar icraya veriliyor. Bu adaletsizliktir. Kira, stopaj ve vergi desteği sağlıklı verilmelidir. Çek yasasının değişmesi lazımdır. Verilen hiçbir destekten faydalanmadım. Faydalanan hiçbir arkadaşımı da görmedim.” şeklinde konuştu.
“Hafta sonu dükkanlar kapalı ama vergiden düşen bir şey olmuyor”
Avize satmaya çalıştıklarını ancak ekonomiden dolayı satamadıklarını ifade eden esnaf Serkan Çam, ise yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde aktardı:
“Salgın sürecinde şöyle bir sıkıntımız var. Ekonomi kötü, kimsenin alışveriş yaptığı yok. Biz de işi çeviremiyoruz. Hafta sonları dükkanlar kapalı ama vergiden düşen bir şey olmuyor. Biraz komik ama sistem bu. Her şey aldı başını gidiyor. Satış yok. Kiramızı ödeyemiyoruz. Elektriğimizi ödeyemiyoruz. Şu anda bu dükkânın 3-4 elektrik faturası üst üste birikti. Mal sahibimize ödeme yapamıyoruz. Sıkıntımız öyle ki yemek paramızı zor buluyoruz. Devlet 25 bin lira kredi verdi. Ülkenin ekonomisi iyi olmadığı için bizim de biraz sicilimiz bozuktu. Geçmişte senedimiz ve çekimizde problem oldu. Bu yüzden o krediyi de alamadık. Alan arkadaşlar da ödeyemedi zaten. Dükkânın kirası ve stopaj 4 bin 500 liradır. İki eleman çalıştırıyorduk şimdi bir tane o da mecburi, abim olduğu için duruyor. Asgari ücret 2 buçuk ama devlet bizim ortağımız, bin lira da SSK veriyoruz. 3 bin 500 yediği içtiği hariç. Kira desteğine müracaat ettik henüz bir netice çıkmadı. Dükkânın kira giderinin olmaması demek diğer giderlerinin olmadığı anlamına gelmiyor.”
“Üretimin olmadığı yerde ekonomi de düzelmez”
52 yaşında olduğunu en az 35 senedir piyasanın içinde olduğunu belirten Satılmış Çam, “Piyasada ticaret ve esnaflık yapıyoruz. Yeri geldi başkanların yanında çalıştık. Bu problem sadece salgın ile ilgili bir problem değil. Bu problem 2000 yılından beri var, hatta daha öncesinde de vardı. Üretimin olmadığı yerde ekonomi de düzelmez. Türkiye’de üretim en çok ziraat üzerinedir. Ziraat bitti. Köylü bitti. Tamamen vergilerle geçinen bir devlet olduk.” dedi.
“Salgın sürecinde işlerimiz yarı yarıya düştü”
Yaklaşık 20 yıllık esnaflık hayatlarında ilk defa işlerin böyle kötü olduğunu belirten esnaf Ercan Muratoğlu, “Salgının ilk dönemlerinde işlerimiz biraz oluyordu. Ama sonradan vakalar artınca haliyle işler daha da düştü. Şu an kış mevsimindeyiz bir de işlerimiz genelde yaz mevsimindedir. Salgın sürecinde işlerimiz yarı yarıya düştü hatta belki üçte bir oranında düştü. Malum anormal bir durum var, ülkemizde biz de bu zorlukları yaşıyoruz. Ödemelerle alakalı biraz sıkıntı var. İstanbul esnafından açık hesapla alıyoruz. Onlar da haklı olarak para istiyor. Bizde iş olmayınca biz de parayı oraya gönderemiyoruz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)