Türkeş yazısında, "Açıkça ifade ediyorum ki; ben filizlenen bu azgın milliyetçiliğe karşıyım" diyen Türkeş, "Gerçek milliyetçiler olarak biliyoruz ki, azgın milliyetçiliğin gücü blöften ibarettir. Sözleri ve hareketleri palavradır. Azgın milliyetçiliğin hiçbir fikri derinliği bulunmaz. Yarının Türkiye'siyle ilgili hiçbir fikri yoktur. Sözü de hareketi de salt kaba kuvvettir. Bu nedenle de milleti temsil edemez. Etnik köken-din-mezhep üçlüsü üzerinden bir 'karşıtlık' zemininde yükselmek isteyen milliyetçilikler hüsrana uğramaya ve dahi hızlıca yere çakılmaya mahkûmdur. Tarih de akıl da sağduyu da böyle diyor. Pratikte hiçbir karşılık üretemeyen kaba sloganlara ve salt hamasetten beslenmeye muhtaç bir milliyetçilik şablonunun dünya genelinde alan kazandığı aşikârdır. Maalesef ki Türkiye'de de bu tip hamaset eksenli bir milliyetçiliğin – ki ben buna 'azgın milliyetçilik' demeyi uygun görüyorum- sosyolojik tabanda kök salmaya yakın olabileceği tehlikesini görüyorum.'' ifadelerini kullandı.