Darphane nedir? Darphanenin tarihçesi nereye dayanmaktadır?

Darphane, Arapça dilinden Türkçe'ye geçmiştir. Darphane kelimesinin TDK sözlüğündeki anlamı, madenî para basılan yer şeklindedir.

Ekleme: 13.01.2021 09:40:20 / Güncelleme: 22.06.2021 10:37:22 / Ekonomi
Destek için 

Darphane nedir? Darphanenin tarihçesi nereye dayanmaktadır?

Madenî para, altın ve madalya basımıyla görevli kuruluş olan darphane, darp yani vurma yoluyla para basma işleminin yapıldığı yere denir. Sikke de "basma kalıbı" anlamına gelmektedir. Sikke daha sonra kalıpla basılan paranın adı olduğu gibi İslâm dünyası ile yakın ticarî ilişkilerde bulunan Venedik'te ilk defa 1284'te basılan altın paraya da (zecchino) adını vermiştir.

Darphane nedir?

İslâmiyet'in ortaya çıktığı yıllarda Araplar ticarî ilişkilerde bulundukları devletlerin paralarını kullanıyorlardı. Daha sonra bu ülkelerin toprakları ele geçirilince uzun süre buralarda mevcut darphânelerden faydalanıldı, küçük bazı değişikliklerle Bizans ve Sâsânî dinar ve dirhemlerinin darbı sürdürüldü.

Bunların yanı sıra yeni kurulan şehirlerde darphâneler açıldı, buralarda yine İran ve Bizans paraları basıldı. İlk İslâmî sikke basımı işlemi ise Halife Abdülmelik b. Mervân zamanında (685-705) gerçekleşti. Önce Kûfe'de Haccâc Abdülmelik'in emriyle ilk İslâm dirhemini bastı, sonra da halifenin kendisi Dımaşk'ta dinar bastırdı. Ardından Mısır Valisi Abdülazîz b. Mervân Fustat'ta dirhem darbettirdi (694-697).

Önceleri para basımının yanı sıra altın ve gümüşün işlemeciliği, nişanların yapılması gibi görevleri olan darphane, II. Abdülhamit döneminde yalnızca para basan bir kurum hâline getirildi. Cumhuriyetten sonra da Darphane Maliye Bakanlığına bağlı olarak para basma görevini sürdürdü. 1947′de İngiltere'den getirilen yeni makineler kullanılmaya başlandı. Darphane bugün de para, değerli kâğıt ve pul basım işini sürdürmektedir.

Darphanenin tarihçesi nereye dayanmaktadır?

Darphane, bir ülke adına değişim ya da anma amaçlı olarak para basılan resmi kurumdur. Antik Yunan'da her şehir kendi parasını basıyordu. En eski darphane örneklerinden biri Minos Uygarlığına aittir. Antik devirlerden beri para basılmakta ise de resmi bir kurum olarak darphanelerin ortaya çıkışı 18. yüzyıla rastlar.

Osmanlı Devleti'nde ilk darphane I. Mehmet tarafından yaptırıldı. Osmanlılar 'da 18. yüzyılda önemli bir kurum haline geldi. 1841'e kadar çekiçle dövme usulündeki darp şekli 1842'de Sarkaç usulüne, 1853'de pres usulüne. 1911'de makine presine dönüşmüştür.

15’inci yüzyılın son çeyreğinde altın sultaninin piyasaya sürülüşüne kadar, Osmanlı sikkeleri gümüş akçe ile bakır mangırdan ibaretti. Akçe ya da akça temel hesap birimi olup, ilk akçeler Bursa, Edirne ve Marmara havzasında üzerlerinde basım yerleri belirtilmeksizin darp edildiler ve diğer Türkmen beyliklerinin sikkeleriyle birlikte tedavül ettiler.

Osmanlılar 15’inci yüzyılda Selçukluların ve İlhanlıların örneklerini izleyerek, önde gelen ticaret ve kent merkezleri ile madenlerde veya onların yakınlarında çok sayıda darphane kurdular. Böylece Osmanlıların topraklarıyla birlikte akçenin tedavül alanı da genişledi. 14’üncü yüzyılın sonlarında ve 15’inci yüzyılın başlarında akçe artık düzenli olarak Bizans topraklarında ve bu arada Konstantinopolis’in içinde de tedavül edilmekteydi.

Olağan koşullarda her darphanenin üretim düzeyi, bireylerin darphaneye getirdikleri veya devletin sağladığı değerli maden miktarına bağlıydı. Bu nedenle üretim düzeyleri büyük dalgalanmalar gösteriyordu. Ayrıca, bir padişahın tahta çıkışıyla birlikte, devlet tedavüldeki eski sikkelerin darphanelere getirilerek yeni padişahın ismini taşıyan sikkelerle değiştirilmesini talep etmekteydi. Bu işleme tecdid-i sikke (sikkelerin yenilenmesi) adı veriliyordu.

Sayılarının çokluğuna rağmen merkezi devlet, darphaneleri yakından denetlemekteydi. Büyük kent merkezlerindeki darphaneler, genellikle emanet düzeni çerçevesinde devlet tarafından işletilmekte ve birer devlet memuru olan eminler tarafından yönetilmekteydi.

Sahib-i ayar adı verilen bir diğer görevli ise teknik işlerden ve sikkelerin ayar ve ağırlıklarının devletin koyduğu standartlara uyup uymadığından sorumluydu. Devlet, darphanelerin faaliyetlerini ve hesap defterlerini yerel kadılar aracılığıyla da denetlemekteydi.

Osmanlı darphanelerinde altın, gümüş ve bakır sikkelerin üretiminde kullanılan teknoloji, 17’inci yüzyılın sonlarına kadar oldukça basitti. Isıtılmış bir parça metal iki kalıbın arasına yerleştiriliyor ve yukarıdaki kalıba bir çekiçle vuruluyordu. Böylece alt ve üst kalıplar üzerindeki desenler sikkenin iki tarafına da işlenmiş oluyordu. Kalıpların üretimi, boş metal parçalarının (pulların) veya alaşımlarının hazırlanması, çekiçle yapılan vuruşlar ve ortaya çıkan nihai ürünün kalitesinin denetlenmesi ve hatta bu pulların ağırlıklarının ölçülmesi bir hayli beceri gerektirmekteydi.

Sahib-i ayarın denetimi altında çok sayıda usta zanaatkâr ve işçi önceden belirlenmiş görevleri yerine getiriyordu. İstanbul’da gümüş ve bakır sikke üretiminde çalışanların sayısı birkaç yüzü, diğer büyük darphanelerde ise yüzü aşmaktaydı. Taşradaki küçük darphaneler, uzmanlık gerektiren kimi işler için sık sık büyük darphanelerden yararlanmaktaydılar.

Geniş bir coğrafyada sayılamayacak kadar çok merkezde para darp eden Osmanlı Devleti'nin bugüne kadar ele geçen nümismatik materyallerden tespit edilen ve sayısı 40’ı bulan para darp merkezlerinin başlıcaları; Bursa, Edirne, Amasya, Erzurum, Konya, İzmir, Serez, Sofya, Şam, Bağdat, Tiflis, Mısır, Tunus ve Cezayir’dir.

İstanbul’un fethinden sonra hızla genişleyen imparatorluğun para ihtiyacını karşılamak için mevcutlara ek olarak çeşitli mahallerde geçici yeni darphaneler kurulmakla birlikte aynı şehirde devamlılığı bakımından Fatih Sultan Mehmet tarafından Beyazıt Camii civarında tesis ettirilen Darphane, bugünkü darphanenin kuruluşuna başlangıç sayılmıştır. Fatih’in burada kendi adına bastırdığı ilk altının tarihi olan 1467 yılının bugünkü darphanenin ilk kuruluş tarihi olarak belirtilir. Bu ilk kuruluş genişletilerek 1596 yılında Beyazıt’da Simkeşhane isimli hana taşınmış ve ilk muntazam şeklini almıştır.

Darphanenin ikinci kuruluşu, Sultan Üçüncü Ahmet zamanına rastlamaktadır. 1723 yılında Simkeşhane’den Topkapı Sarayı sahası içinde bulunan binalara taşınıp faaliyete geçirilen Darphane, 1832 yılında yeni atölyelerin inşa ve ilavesiyle genişletilmiş ve ayrıca Darphane bahçesinde Hünkar dairesi yapılmıştır.

İstanbul’daki bu darphane, devletin ana darphanesi olma özelliğini devam ettirmiş ve 1843 yılında diğer darphanelerin faaliyetine son verilerek bu tarihten sonra yalnız İstanbul’daki darphanede para basılmıştır.

8 Temmuz 1967 tarihinde şimdiki yerinde (Yıldız-Beşiktaş) açılışı yapılan Darphane’nin üçüncü kuruluş projeleri üzerindeki ön çalışmalar, 1953 yılında başlamıştır. Madeni para taleplerindeki artışların izleyen yıllarda daha da yükselebileceği düşüncesi, yeni bir binanın inşası ve yeni makinelerin satın alınması ihtiyacını doğurmuştur. Bu nedenle 1961 yılı ortalarında inşasına başlanan yeni darphane binası, yeni makineler de satın alınarak 1967 yılında hizmete girmiştir.

Darphane, 1845 yılından itibaren “evrak-sahihe“ye damga vurmak amacıyla kurulan Matbaa Müdürlüğü ile 1933 yılında birleştirilmiştir.

Damga Matbaası adıyla bilinen bu bölümü 2012 yılı Mart ayına kadar Topkapı Sarayı avlusundaki eski Darphane binaları (Darphane-i Amire) içinde hizmet vermiş olup bu tarihten sonra Kartal Cevizli’deki yeni hizmet binasına taşınmıştır.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 2996 sayılı Maliye Vekaleti Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun çerçevesinde 1983 yılına kadar Maliye Bakanlığı’nın ana hizmet birimi olarak görev yürütmüştür.

Hazine birimlerinin 1983 yılında Maliye Bakanlığı bünyesinden ayrılarak Başbakanlığa bağlı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı haline getirilmesiyle birlikte Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü de anılan Müsteşarlığa bağlanmıştır.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 15.07.2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerine göre, madeni ufaklık ve hatıra para, Cumhuriyet altın sikkeleri ile Cumhuriyet ziynet altınlarının basımı, resmi mühürlerin, madalyon, madalya ve nişanların üretimi, her çeşit vize ve harç pulları ile değerli kağıtların basımı ve dağıtımını sağlamak üzere kurulmuştur.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı kuruluş olarak faaliyetlerini sürdüren Darphane ve Damga Matbaa Genel Müdürlüğü’nün merkezi İstanbul’dadır. (İLKHA)