Anayasa Mahkemesi (AYM), 2016 yılında metro istasyonunda çantasını aramak isteyen kadın polislere izin vermeyen ve yaşanan itiş kakışın ardından götürüldüğü polis merkezinde kötü muameleye maruz kalan Rüya Ağdaş Sönmez'in bireysel başvurusunu karara bağladı.
Polis merkezindeki çay ocağında saçından çekilerek yere düşürüldüğünü, çıplak kalacak şekilde soyundurulduğunu, kolluk tarafından darp edilip hakarete uğradığını, ayrıca birtakım bedensel hareketler yapmaya zorlandığını iddia eden başvurucu, çıplak kalacak şekilde üst araması yapılmasına ve planlı olarak işkenceye maruz kalıp hakarete uğramasına rağmen Savcılığın bu durumu görmezden gelerek etkisiz bir soruşturma yürüttüğünü ve sonuçta da kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini belirterek Anayasa'nın 17'inci maddesinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştü.
AİHM içtihadına atıf
2017'de yapılan bireysel başvuruyu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz" şeklindeki 3'üncü maddesine atıfta bulunarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ilgili içtihatlarında kötü muamele yasağının demokratik toplumların en temel değeri olduğunu vurguladığına; terörle ya da organize suçla mücadele gibi en zor şartlarda dahi mağdurların davranışlarından bağımsız olarak işkence, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlerin AİHS ile yasaklandığına dikkat çekti.
"Yetersiz soruşturma da kötü muamele teşkil edebilir"
Kararda, kötü muamele iddiasının bulunmasının etkili resmi bir soruşturma yapılmasını gerektirdiğine, devletin pozitif yükümlülüğü kapsamında bazen tek başına soruşturma yapılmamış olması veya yeterli soruşturma yapılmamış olmasının da kötü muamele teşkil edebildiğine işaret edildi. AYM, etkili soruşturma yürütülmemesinin bazı hâllerde devlet görevlilerinin fiilî dokunulmazlıktan yararlanarak kontrolleri altında bulunan kişilerin haklarını istismar etmelerine yol açacağını belirtti.
Mahkeme, Rüya Ağdaş Sönmez vakasında olayın aydınlatılması için gerekli araştırmaların yapılmadığı ve etkili bir soruşturma yürütülmediği kanaatine varıldığını bildirerek Anayasa’nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" kenar başlıklı 17'nci maddesinin "Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz" şeklindeki üçüncü fıkrasının usul boyutuyla ihlal edildiği sonucuna vardı.
Yeniden soruşturma yapılacak
İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunduğuna işaret eden AYM, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir soruşturma yapılmasına ve bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.
AYM kararında kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 17'nci maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usule ilişkin boyutunun ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının usule ilişkin boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ve toplam 3.857,50 liralık yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine hükmetti.
(DW TÜRKÇE)