Törende konuşan Erbaş, “18 Aralık Dünya Göçmenler Günü’nün dünyadaki şiddet, savaş ve katliamların son bulmasına, herkesin kendi yurdunda barış ve huzur içerisinde yaşamasına vesile olmasını temenni etti.
15-20 yaş aralığındaki gençlerin katıldığı yarışmanın ödül töreninde konuşan Erbaş, Hazreti Adem ile eşi Hazreti Havva’nın cennetten dünyaya yolculuğuyla ilk göç hareketinin başladığını ifade ederek, “O gün bugündür yeryüzü, ebedi cennetini arayan insanoğlu için zorluklarla dolu çetin bir imtihan yurdu, bir gün üzerinden göçüp gideceği geçici bir diyar olmuştur.” dedi.
Erbaş, imtihan dünyasında her insanın bir misafir olduğunu belirterek, “Dolayısıyla bu yolculukta önemli olan birbirimize sığınacak bir liman olabilmektir. Müminler olarak hayatımız boyunca Allah’ın rızasına götüren yolda yürüyebilmektir, her daim O’nun engin rahmetine iltica etmektir.” diye konuştu.
“Türkiye bugün 190 farklı ülkeden yaklaşık beş milyon göçmene ensar olmaktadır”
Anadolu topraklarının tarih boyunca göçmen diyarı olduğunu hatırlatan Erbaş, “Milletimiz, büyük bir özveri, fedakarlık ve cömertlikle her dönemde gelen kardeşlerimizi misafir etmiş, insanlık sınavını yine başarıyla geçmiş ve modern dünyaya bir kez daha ders vermiştir. Türkiye bugün 190 farklı ülkeden yaklaşık beş milyon göçmene ensar olmaktadır, ev sahipliği yapmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“İnanmak ve inancının gereğini yerine getirebilmek bir insanın en temel haklarındandır”
Diyanet İşleri Başkanlığının cami merkezli din hizmetlerinin yanında çocuğundan gencine, yetişkininden yaşlısına, kadınından erkeğine ve dezavantajlı gruplara varıncaya dek insanın bulunduğu her yerde hizmet sunduğunu aktaran Erbaş, şunları söyledi:
“Yakın zamanda Başkanlığımızın hizmet kitlesi arasına giren kesimlerden biri de ülkemizde yaşayan göçmen kardeşlerimizdir. Zira inanmak ve inancının gereğini yerine getirebilmek bir insanın en temel haklarındandır. Bu bağlamda ülkemizde bulunan göçmenlerin de din hizmetinden istifade edebilmesi için gereken tedbirlerin alınması ve çeşitli faaliyetler gerçekleştirilmesi gerekmektedir ve bunu Diyanet İşleri Başkanlığı olarak en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz.”
“Başkanlık olarak göçmenlerin de din hizmetinden istifade edebilmesi çalışıyoruz”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak göçmenlerin de manevi sorumluluklarını taşıdıklarına işaret eden Erbaş, “Tüm hizmet alanlarımızda bu kardeşlerimizi de hesaba katmak suretiyle camilerde, Kur’an kurslarında ve çeşitli mekanlarda sahih dini bilgi ile buluşmaları, zararlı ve istismarcı yapılardan korunmaları, toplumumuzla barışık ve uyumlu yaşamaları konusunda çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Göçmenlerin vaaz, hutbe, sohbet, ders halkaları gibi cami odaklı din hizmetlerine ulaşımı, diğer ibadet ve manevi danışmanlık hizmetlerinden istifade edebilmeleri başkanlığımızın üzerinde hassasiyetle durduğu konulardır. Bu doğrultuda göçmenlerin cami ve mescitlere teşvik edilerek milletimizle omuz omuza saf tutmaları, gönüller arasındaki ülfet, muhabbet ve kaynaşmayı pekiştireceği gibi bu kardeşlerimizin toplumumuza uyumunu da kolaylaştıracaktır.” diye konuştu.
“Yarışma göçmenler hakkında toplumsal farkındalığın artırılması düşüncesiyle gerçekleştirilmektedir”
“Göç ve Aile Temalı Resim Yarışması”nın taşıdığı önemi de dile getiren Erbaş, “Bu yarışma göçmenler hakkında toplumsal farkındalığın artırılması, göçmenler ile toplumumuz arasındaki sosyal uyuma katkıda bulunulması, katılımcıların göç olgusunun olumlu-olumsuz yönlerine dikkat çekmelerine ve ülkemizin göçmenler konusunda sergilediği takdire şayan tutumu ile insanlığa örnekliğini ifade etmelerine imkan sunulması, toplumun temel yapı taşı olan ve geleneğimizde çok önemli bir yer tutan aile kurumunun ehemmiyetine dikkat çekilmesi düşüncesiyle gerçekleştirilmektedir.” şeklinde konuştu.
Erbaş, yarışma sürecinin ekim ayı içerisinde başladığını ifade ederek, “Yarışma ülkemizde yaşayan vatandaşlarımız ve göçmenlerden 15-20 yaş aralığındaki gençlerimizin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. İl müftülüklerimizde komisyonlarca birinci seçilerek Başkanlığımıza ulaştırılan resimler alan uzmanlarının da yer aldığı beş kişiden müteşekkil ‘Değerlendirme Kurulu’nca 15 Aralık 2020 tarihinde başkanlığımız merkezinde değerlendirilmiş, ülkemiz genelinde dereceye giren ve mansiyon ödülü almaya hak kazanan eserler belirlenmiştir.” ifadelerini kullandı.
Dereceye girenlerden birinciye 5 bin, ikinciye 4 bin, üçüncüye 3 bin ve mansiyon ödülü almaya hak kazananlara ise bin TL ödül verileceğini belirten Erbaş, İstanbul’dan Damla Akıncı’nın eserinin 1’inci, Kocaeli’den Elif Sena Yavuz’un eserinin 2’inci ve Konya’dan Ravza Nur Kantar’ın eserinin yarışmada 3’üncü olduğunu söyledi.
“Herkesin kendi yurdunda barış ve huzur içerisinde yaşamasını temenni ediyorum”
Erbaş, dereceye giren ve mansiyon ödülü almaya hak kazanan tüm yarışmacıları kutlayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yarışmanın her aşamasında emeği geçen kardeşlerime teşekkür ediyorum. Ödül töreninin ‘18 Aralık Uluslararası Dünya Göçmenler Günü’ dolayısıyla bugün yapılmasının anlamlı olacağı düşünülmüştür. ‘18 Aralık Dünya Göçmenler Günü’nün dünyadaki şiddet, savaş, vahşet ve katliamların son bulmasına, herkesin kendi yurdunda barış, huzur ve sükunet içerisinde yaşamasına vesile olmasını bir kez daha temenni ediyorum. Rabbimiz, göçmen, hicret diyarı olan ülkemizi, her daim muhacire ensar olan necip milletimizi her türlü kaza ve musibetten muhafaza eylesin. İnsanlığı Covid-19 salgınından bir an önce kurtarsın.”
Dereceye giren yarışmacılar da ödül töreninde bulundukları illerin müftülük binalarından katıldı. (İLKHA)