Aşı çalışmalarıyla ilgili gelişmelerden bahsedilen açıklamada, Türkiye'ye getirilecek ithal aşı tartışmaları da ele alındı.
TEB'den yapılan açıklamada, aşı konusunda çalışmalar sürerken bu süreçte ortalıkta pek çok dezenformasyonun ve bilimsel temeli olmayan söylentilerin dolaştığına dikkat çekildi.
"Covid-19'dan 1 milyon 643 bin 339 kişiyi de kaybetmiş durumdayız"
Covid-19'un istatistik bilgilerinin yer aldığı TEB açıklamasında, "Bugüne kadar tüm dünyada 72 milyona yakın insan Covid-19 virüsüne yakalandı. Bir milyon 643 bin 339 kişiyi de kaybetmiş durumdayız. İnsanlar korku ve endişeyle bu sürecin sona ermesini bekliyor. Ancak bir gün gözümüzü açtığımızda Covid-19 geçmiş olmayacak. Bu büyük felaket, ancak aşıyla ve ilaçla durdurulabilir. Bu nedenle tüm dünya Covid-19'dan korunma ve tedaviye odaklanmış durumda. Şu anda 11 aşı, Faz III uygulamasını tamamlamak üzere; yani çok sayıda insanda bu aşıların etkinliği ve güvenilirliği araştırılmaktadır. Her ülke kendi kendine aşı geliştirmiyor. Aşı geliştirme süreçleri, dünyanın neresinde olursa olsun Dünya Sağlık Örgütü tarafından yakından izleniyor. Aşıyla ilgili bildirilen yan etkiler de yine Dünya Sağlık Örgütü'nün bağımsız bilim insanlarınca oluşturulmuş bir komitede değerlendiriliyor. Çeşitli ülkelerde aşı uygulamaları da başladı. Örneğin İngiltere, son bir haftadır tarihinin en yoğun aşı kampanyasını yürütüyor." denildi.
"Aşının hastalığı önlemede sonuç alıcı olduğuna dair güçlü kanıtlar olması gerekir"
Aşının onay süreçleriyle ilgili bilgi verilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Covid-19 aşıları ile ilgili en çok kafa karıştıran konu, aşılar 'Acil Durum Kullanımı' prosedürlerine göre yapılmaya başlanacağı söylendiği için yaşanan kitlesel güvensizlik hissi oldu. Nitekim İngiltere, acil durum protokolü uygulayarak aşı kampanyasına başladı. Amerika bir aşıya acil durum kullanım izni verdi, diğer bir aşıyı da değerlendiriyor. Avrupa'da pek çok ülke de benzer bir yolu izleyecek. Acil Durum Kullanımı Onayı ilk kez yapılan bir uygulama değil. Halk sağlığı acil durumları karşısında 1960'lardan beri uygulanıyor. Onay mekanizmaları uzun sürebildiği için bu sistem daha fazla can kaybı yaşamamak için devreye sokuluyor ve her ilaç ya da aşı için bu onay verilmiyor. Aşının hastalığı önlemede sonuç alıcı olduğuna dair güçlü kanıtlar olması gerekiyor.
"Aşıların yan etkileri genellikle geçicidir"
Covid-19 aşılarının bilinen yan etkilerine değinilen açıklamada, "Aşılama güvenlidir ve aşıların yan etkileri genellikle minör (basit, küçük) ve geçicidir. Kolda yanma veya hafif ateş hissedebilirsiniz. Daha ciddi yan etkiler de olasıdır ancak bunlar son derece nadir görülür. Bir kişinin bir hastalıktan ya da Covid-19 enfeksiyonundan ciddi şekilde zarar görme olasılığı, Covid-19 aşısından zarar görme olasılığından çok daha fazladır."
"Aşılar, milyonlarca insanın yaşamına sağlıklı olarak devam etmesini sağlamaktadır"
"Aşı karşıtlığı halk sağlığına zarar verir" denilen açıklamanın devamında, "Aşı yolu ile bağışıklama, hastalıkların önlenmesi ve ölüm oranlarının düşürülmesi noktasında çok değerlidir. Kolay ve maliyet etkin olması ise toplum sağlığı açısından değerini artırmaktadır. Bugün kullandığımız pek çok aşı onlarca yıldır milyonlarca insanda kullanılmış ve test edilmiştir. Yeni aşılar için, tüm ilaçlarda olduğu gibi, her aşının bir ülkede uygulanmadan önce kapsamlı ve titiz testlerden geçmesi gerekir. Kullanıldıktan sonra, onları alan insanlar için güvenli olduklarından emin olmak için sürekli olarak izlenmeleri gerekir. Tıbbi ve güvenilir ürünler olan aşılar; yalnızca aşılanmış bireyi değil, aynı zamanda aşılanmamış bireyleri ve dolayısıyla toplumu da korumaktadır. Aşılar, milyonlarca insanın yaşamına sağlıklı olarak devam etmesini sağlamaktadır. Covid-19 pandemisinin gidişatı göz önüne alınırsa aşı karşıtlığı Covid-19 salgınının yıllarca sürmesi ve milyonlarca cana mâl olması anlamına gelmektedir. Böylesi bir salgında aşı yaptırmamak başkasının canına kast etmek manasına gelmektedir." denildi. (İLKHA)