10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilmesiyle birlikte kutlanmaya başlanan Dünya İnsan Hakları Günü, insan hak ihlallerinin yaşanmasına engel olamıyor. İnsan Hakları Bildirgesi her ne kadar Batılı ülkeler tarafından imzalanmış olsa da her yıl özellikle Müslümanların yoğun olarak yaşadığı ülkelerde, İslam beldelerinde artarak devam eden insan hak ihlalleri yine Batılıların elleriyle gerçekleşiyor.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" münasebetiyle yazılı bir açıklama yapan UMHD, 72 yıl önce bugün, insana ait tüm hakları güçlü bir şekilde hatırlamak ve hatırlatmak için İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin hazırlandığını hatırlattı.
"İnsan hakları her gün çiğnenmeye devam ediyor"
Açıklamada, " Peki, bu 72 yılda bugün neler değişti? Şiddet ve haksız uygulamalar altında sessiz çığlıklar atan Doğu Türkistan, yaşadığı topraklardan acımasızca sürülmüş vatansız hale getirilmiş Arakanlılar, göç yolunda Avrupa’da kaybolan binlerce çocuk, yıllardır dünyanın gözü önünde hukuksuz bir şekilde işgal edilmeye devam edilen Filistin, Suriye ve acıların hüküm sürdüğü birçok coğrafyada insan hakları her gün çiğnenmeye devam etmiştir." denildi.
"İnsanlar yoksulluk içerisinde hayatta kalma mücadelesi veriyor"
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alarak insanlığı yok eden savaşlara bir son verme düşüncesinin eseri olduğu hatırlatılan açıklamada, "Uluslararası kamuoyunda kabul edilen ancak insan temel hak ve hürriyetlerini kasti olarak görmezden gelen işgalci ve sömürgeci zihniyet halen etkisini birçok coğrafyada hissettirmektedir. Bunun en belirgin örneklerinden biri de İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında ve aynı zamanda bildirgenin imza yılında kurulan israilin Filistin topraklarını kan dökerek işgal etmesidir. Bu işgal sonucu vatanlarını terke zorlanan milyonlarca Filistinli Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi ülkelerde yıllardır kimliksiz, yoksulluk içinde ve en temel ihtiyaçlardan uzak bir şekilde hayatta kalma mücadelesi vermektedir. "ifadelerine yer verildi.
"Son 5 yılda 1 milyon çocuk mülteci konumuna düştü"
Açıklamada, "Dünyadaki vatansız ve mülteci konumundaki milyonlarca insanın yaşadığı dayanılmaz dram, bildirgenin en gedikli hayal kırıklığı olarak karşımıza çıkmaktadır. İşgalci ve sömürgeci zihniyetin uyguladığı haksız politikalar sonucu göç ettirilmeye zorlanan milyonlarca insanın en temel hakları ellerinden alınmakta, belirsiz bir geleceğe sürüklenmektedir. Bugün dünya genelindeki mülteci sayısı son 20 senede yüzde 100 artarak 79,5 milyonu bulmuştur. Bu sayının 31,8 milyonunu ise çocuklar oluşturmaktadır. 2019 verilerine göre vatanlarından ayrılmak zorunda kalıp Avrupa’ya resmi yollarla geçmeye çalışan 672 bin 935 kişiden 202 bin 945’i çocuk ve bunların 17 bin 945’i göç yolculuklarını yalnız sürdürmektedir. Son 5 yıla bakıldığında kayıt altına alınan mülteci konumundaki çocuk sayısı 1 milyona ulaşırken bunların yine yaklaşık 100 bin kadarı da refakatsiz bir şekilde yaşamaktadır. Göç yolunda Avrupa’ya resmi giriş yaparak kayıt altına alınan çocukların büyük bir çoğunluğu ise kısa bir zaman içinde kayıplara karışmaktadır." denildi.
"Tüm devletlerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne uymasını temenni ediyoruz"
Yine bu yıl tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle sağlık, gıda ve hijyene erişmekte sıkıntı yaşayan milyonlarca insan bulunduğu, verilere göre pandemi nedeniyle dünyada yaklaşık 1 milyar kişinin açlık tehdidi altında olduğu vurgulanan açıklamanın devamında, şunlar kaydedildi:
"ABD’de 11 Eylül saldırıları sonucu daha da farklı bir boyut kazanan İslamafobi dünyanın birçok noktasında Müslüman nüfusa karşı antidemokratik ihlallerin artmasına neden olmaktadır. Bu ihlaller ise çoğu zaman resmi otoriteler tarafından desteklenerek, Müslümanlara yönelik fiziksel şiddet dahi devlet eliyle desteklenmektedir. Hak ihlallerinin belki de en acı adreslerinden biri olan ve travmatik bir toplum yapısıyla şekillendirilen Afganistan halkı bilinçli bir şekilde terörize edilmiştir. ABD işgali ve diğer işgalci devletlerin gölgesinde en temel haklarından bilinçli olarak mahrum bırakılan halk, vekâlet savaşlarının gölgesinde hayatta kalmaya çalışmaktadır. Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan zulüm ve hak ihlallerinin en büyük mağdurlarını da çocuklar oluşturmaktadır. Çocukluklarını savaş, yoksulluk içinde vatanlarından habersiz bir şekilde geçiren milyonlarca küçük kalbin en temel hakları ve gelecekleri ellerinden alınmaktadır. Yanı başımızdaki Suriye halkının yaşadığı insan hakları ihlalleri özellikle Rusya’nın da haksız müdahalesi ile büyük oranda artmıştır. Binlerce insanın öldüğü ve milyonlarca insanın da zorunlu olarak göçe zorlandığı bu coğrafyada yaşanan insan hakları ihlalleri başta Birleşmiş Milletler olmak üzere diğer tüm uluslararası hak örgütleri tarafından görmezden gelinmektedir. İşte tam da böyle bir tablo ile bu yıl da buruk karşıladığımız 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Uluslararası Mülteci Hakları Derneği olarak dünyada yaşanan tüm hak ihlallerinin son bulmasını ve bildirgeye imza atan tüm devletlerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne uymasını temenni ediyoruz." (İLKHA)