Eğitimci öğrenci ve veliler uzaktan eğitim sistemini değerlendi

Uzaktan eğitim sürecini değerlendiren eğitimci, öğrenci ve veliler, sürecin eğitimi ciddi oranda olumsuz etkilediğini, fırsat eşitsizliğine sebep olduğunu ve eğitim sistemini çökme noktasına getirdiğini ifade ettiler.

Ekleme: 19.11.2020 12:45:09 / Güncelleme: 19.11.2020 12:54:45 / Eğitim / İstanbul Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Dünya çapında etkili olmaya devam eden ve her gün binlerce kişinin ölümüne sebep olan Coronavirus (Covid-19) sağlık ve ekonomi başta olmak üzere birçok sektörü ciddi oranda olumsuz etkiledi.

Ülkemizde 2020 yılının mart ayından bu yana etkili olmaya başlayan ve vaka sayılarının artışıyla birlikte okulların uzaktan eğitim modeline geçildi. Uzaktan eğitim sistemi, internet alt yapısı başta olmak üzere beraberinde birçok olumsuzluğu da getirdi.

Mart ayında başlayan ve dönem sonuna kadar devam eden uzaktan eğitim modeli, yeni dönemde kontrollü bir şekilde yüz yüze yapılmaya başlandı. Ancak virüsün yeni normalleşme döneminde tekrar artmasıyla birlikte yeniden uzaktan eğitim sistemine geçilmesi kararlaştırıldı.

Pandemi sürecinde eğitimde yaşanan olumlu ve olumsuz gelişmelerle ilgili İLKHA muhabirine konuşan eğitimci, öğrenci ve veliler, uzaktan eğitim kararının sağlık açısından olumlu etkisinin yanında çok fazla olumsuz etkisinin olduğunu, derslerden geri kalındığını, fırsat eşitsizliğine ve özel okulların ekonomik olarak zor duruma düşmesine sebep olduğunu söylediler.

"Uzaktan eğitim modeline hazırlıksız yakalandık"

Uzaktan eğitimin ülkemiz için acil bir eylem planı olduğunu ve işin içerisine birden bire girildiğini söyleyen Eğitimci-Yazar Erkan Haras, "Uzaktan eğitim sistemi gündemimizde yoktu. Bir anda gündemimize düştüğü için buna hazırlıksız yakalandık.  Uzaktan eğitimde öğrenci istediği şekilde uzaktan eğitim platformunu kullanabilmelidir. Bizde ise etkili olan öğretmen, edilgen olan ise öğrenci oldu. Öğrenci yönlendirilmeye ihtiyaç duydu. Böyle olunca da uzaktan eğitim bizde patlak verdi." dedi.

Hiçbir eğitim sisteminin yüz yüze yapılan eğitim kadar etkili olmadığını belirten Haras, yüz yüze eğitim sistemini daha olumlu bulduklarını, veli ve öğrencilerin tamamının yüz yüze eğitimden yana olduklarını söyledi.

"Şimdiye kadar uzaktan eğitimden memnun olduğunu söyleyen öğrenci olmadı"

Haras, "Pandemi sürecinde online eğitim sisteminin olumlu etkisi virüsün yayılmasını önlemek için bir tedbirdi. Olumsuz açısından bakıldığında ise eğitim çökme noktasına geldi. Belki de farkında olmadan bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmaya doğru gidiliyor. Uzaktan eğitim diye bir çağ başladı. Belki de çocukların ileride yapabilecekleri bir meslek oluşuyor. Belki bu alanda üniversitede bir alan açılabilir.  Şimdiki gençler belki 10 yıl sonra evine giderken kulaklığını takıp telefondan ders yapabilecek. Ancak şu an için bunu yapamıyor. Bu alanda korku ve endişeleri var. Hiç kimse özel bir eğitim kurumuna para verip uzaktan ders dinlemek istemiyor. 'Online varsa ben yokum' diyor. Devlet de online eğitimi EBA sisteminde yapıyor ama şimdiye kadar hiçbir öğrenciden 'hocam uzaktan eğitim çok güzelmiş, çok beğendim' diyen birisini duymadım. Çünkü böyle bir altyapımız yok." diye konuştu.

"Öğretmen, öğrenci ve velilerin artık bir gün dahi uzaktan eğitime tahammülü kalmadı"

Üniversiteye hazırlanan öğrencilerin hazırlık kurslarına şartlı olarak yazıldıklarını hatırlatan Haras, " Öğrenci gelip, 'hocam uzaktan eğitim yapacaksanız ben yokum. Uzaktan eğitim yapıldığı gün bırakırım' diyor. Uzaktan eğitimin artılarını da anlatmaya çalışsak bile bunu yapamayacağını söylüyor. Özel sektördeki eğitim kurumları da bu noktada ekonomik olarak düşüşe geçiyor. Bir üniversite için de durum böyledir. Şu anda özel bir üniversiteye, vakıf üniversitesine kayıt olan bir öğrenci online eğitimde derslerden geri kalıyor. Hatta kayıt sildirmeye kadar gidiyor. Bırakın üniversiteye gitmeyi, üniversiteye hazırlanan lise son sınıf veya lise mezunu bir öğrenci hemen kaydını sildirmeye çalışıyor. Bu yeni alınan önlemler ekonomiyi düşünülerek alınan önlemlerdir. Bir yerde haklılar. Çünkü çarkın dönmesi gerekiyor. Biraz da özel sektörü düşünmeleri gerekirdi. 'Lokantalar, kafeler belirli saatler arasında çalışabilir' denildiği gibi özel eğitim kurumları için de bazı kıstaslar belirlenebilirdi. Mart ayından beri online eğitim durumunu görüyoruz. Şu anda öğretmenin de, velinin de, öğrencinin de bir gün dahi uzaktan eğitime tahammülü kalmadı." şeklinde konuştu.

"Uzaktan eğitim verimli olmuyor"

Uzakta eğitimin olumlu yanlarının olduğu gibi olumsuz yanlarının da olduğu u söyleyen öğrencilerden Emirhan Gökmen, "Öncelikli olarak zaten eğitimden mahrum kaldık. Şuan da zaten öyle gözüküyor. Olumlu yanları ise zorunluluk sahibiysek daha fazla ders çalışabileceğiz. Ancak verimli olacağını düşünmüyorum. Çünkü ev şartları uygun olmayabiliyor. Çok gürültü yaşanabiliyor. Birebir eğitimi online eğitime tercih ederim. Problemli günler yaşadım. Şimdi de öyle gözüküyor ama mecburum. Çünkü sağlık açısından öyle olması gerekiyor." dedi.

"Uzaktan eğitimle eğitim hakkından mahrum kalan çok fazla insan var"

Gökmen, "Biz 2 kardeşiz ve tablet veya bilgisayar konusunda sorun yasmadık. Abim bilgisayardan ders dinliyordu bende telefondan. Ama yine de sıkıntılı, şartların eşit olmadığı bir durum. Eğitim hakkından mahrum kalan çok fazla insan var. Ben her ne kadar bu durumu minimum düzeyde yaşasam da büyük bir problem." diye konuştu.

"Her öğrenci yüz yüze eğitimi tercih eder"

Online eğitimin yüz yüze eğitim kadar verimli olmadığını belirten Emirhan Görgü, "Sağlığımız açısından böyle bir karar alındı. Yapacak bir şey yok. Maalesef ayak uydurmamız gerekiyor. Ama her öğrenci yüz yüze eğitimi tercih eder. Sağlık açısından online eğitim daha faydalı. Uzaktan eğitim döneminden olumsuz etkilendim. Evde her ne kadar çalışma ortamım olsa da kütüphane ve dershane ortamında çalışmaya alıştığım için evde çalışmaya odaklanamıyorum." şeklinde konuştu.

"Sınava girecek olan 8'inci, 12'nci sınıf ve mezun olanların derse devam etmesi gerekirdi"

Pandemi Sürecinde uzaktan eğitim sisteminden olumsuz etkilendiğini vurgulayan Cevat Kaymakçalan da şöyle konuştu:

Bazı derslerimiz sabaha karşı oldu. Sabah uyanık bilgisayara geçmek beni zorluyordu. Bilgisayardan ders çalışmak bana saçma geliyordu. Çünkü hocamızla yüz yüze eğitim görmek varken bana çok saçma geldi. Yüz yüze anlatmakla bilgisayar üzerinden anlatmak bana aynı gelmiyordu. Hiçbir şekilde beni yükseltmiyordu. Hep aynı yerde kalıyordum. Denemeler bilgisayar üzerinden oluyordu. Ben ise bilgisayar üzerinden deneme yapamıyordum. Derslerimizi hocalarımızla beraber telafi ettik. Ama bir yere kadar oldu. Ben mezun olduğum için uzaktan eğitimde yapamadım. Yeniden uzaktan eğitime geçilmesi sağlık açısından önemli bir adım ama bence daha mantıklı kararlar alınabilirdi. Sınava girecek olan 8'inci, 12'nci sınıf ve mezun olanların derse devam etmesi gerekirdi. 1, 2, 3 ve 4'üncü sınıflara uzaktan eğitim yapabilirlerdi. Ama sınava girecek olan öğrencileri zorlayacak. Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmuyor.

"Pandemi sürecinde zorunlu hale gelen uzaktan eğitim sistemini öğrencilerde gelecek kaygısını arttırdı"

Velilerden Elif Doğanay ise uzaktan eğitim hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Eğitim sektörüne baktığımızda; açık öğretimler, örgün öğretimler yada kurslara baktığımızda online eğitimler ve yüz yüze eğitimler var. Tabi bunlar tercih meselesi idi istenildiği gibi eğitim alınabiliyordu. Ama bu pandemi süreci ile birlikte uzaktan eğitim mecburi hale geldi diyebiliriz. Zaten kısa bir süre yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitim bir arada yürütülmeye çalışıldı. Ama sonuç itibari ile uzaktan eğitime dönülmesi kararlaştırıldı. Bende uzaktan eğitimin olması taraftarıyım. Sorunlar elbette var ama geliştirilebilir. Mesela dersler aynı saate konmayabilir. Ders günleri değiştirilebilir. Bunlar halledilebilecek sorunlar. Yeter ki çözümden yana bir şeyler yapılmaya çalışılsın. Ama öğrenciler bu durumdan dolayı sıkıntı yaşıyorlar. Öğrenciler, çalışan insanlar ve biz ebeveynler pandemiden etkileniyoruz. Bide onlar daha gençler. Kimi üniversiteye kimi LGS' ye hazırlanıyor. Dolayısıyla herkesin aklında bir soru işareti var. Mesela sınav haftası sınavları okullarda mı olacağız? Dolayısıyla bunlar kaygıyı arttırıyor. Hem sınıfı geçme hem de iyi bir lise ve üniversite kazanma kaygısı artıyor. Çünkü bizim yapabileceğimiz en iyi şey güzel bir eğitim almamız ce ülkemizi ileriye taşımaktır. Bu gibi konular önemli ve dolayısıyla kaygılanmakta da haklılar. Ben şuna inanıyorum bizler mücadele için dünyaya geldik. Tabiki zorlanacağız ama dik bir şekilde hayata devam etmemiz gerekiyor. Yaşananların gençlerimiz için büyük bir sınav olduğunu düşünüyorum. Hani Peygamber efendimizin bir hadisi var 'Kıyametin koptuğunu görsen de elindeki fidanı dik' bende bu şekilde düşünüyorum. İnsanız etkileniyoruz ama bu hiçbir şey yapamayacağız anlamına gelmez." (İLKHA)











Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar