Yapıcıoğlu'ndan deprem hazırlıklarının bir an önce tamamlanması çağrısı

Depremler için yeterince önlem alınmadığına dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, deprem hazırlıklarının bir an önce tamamlanması gerektiği açıklamasında bulundu.

Ekleme: 09.11.2020 16:50:07 / Güncelleme: 09.11.2020 16:53:06 / Güncel
Destek için 

HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, yaptığı haftalık iç gündem değerlendirmesinde; yerli üretimin önemi, deprem hazırlıkları ve şu an TBMMnin gündeminde olan ‘İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunugibi gündemin öne çıkan başlıklarını masaya yatırdı.

 

"Yerli üretimi artırmaya odaklanmalı"

Ekonominin sağlıklı işlemesinin, enflasyona baskı yapan unsurların kontrol edilmesine bağlı olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, Cari açığın kapatılması için ihracat ile ithalatın dengelenmesi de bu unsurlardan biridir.  Petrol, doğalgaz ve bazı yüksek teknoloji ürünleri gibi yerel imkânlarla tedarik edilemeyen ürünlerin oluşturduğu cari açık öteden beri ekonominin kamburlardandır. Ancak ülkede üretilebilecek birçok tüketim maddesinin de dışarıdan karşılanması, cari açığı büyütmektedir. Aynı zamanda milli servetin dışarıya akmasına ve hayatın daha da pahalılaşmasına sebep olmaktadır.” dedi.

“İthalata akıtılan kaynaklar yerli üretimde alt yapı, kalite ve verimlilik için harcanmalıdır”

Yerli üretimin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, TÜİKin yayınladığı Eylül ayı dış ticaret verilerine göre bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 4,8 artarken, ithalatın artış oranı yüzde 23 olarak gerçekleşti. Üretim yerine iç talebin karşılanması adına kaynakların ithalata ayrılması, yerli üreticiyi zorda bırakacağı gibi, oluşturacağı istihdam daralmasıyla da işsizliği artırmaktadır. Dış ticaret rakamları ve ithalat kalemleri; üretim yerine ithalata dayalı tüketim ekonomisinin sürdürüldüğünü göstermektedir. Bu model, ülkeyi hep dışa bağımlı halde tutacaktır. Yerli üretimi artırmaya odaklanmalı, üretime katkısı olmayan ölü yatırımlar öncelik olmaktan çıkarılmalıdır. İthalata akıtılan kaynaklar yerli üretimde alt yapı, kalite ve verimlilik için harcanmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

"Deprem hazırlıkları bir an önce tamamlanmalıdır"

Depremler için yeterince önlem alınmadığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, Türkiye'nin nüfusunun yüzde 95'i deprem kuşakları üzerinde yaşamaktadır. Sanayi tesislerinin ise yüzde 75'i bu kuşaklar üzerine kurulmuş durumdadır. Elazığ, Malatya ve İzmir depremlerinde olduğu gibi 6 büyüklüğünde bir deprem dahi büyük zararlara yol açan bir afete dönüşebilmektedir. Nüfusun yoğun olduğu, ekonomi ile sanayinin merkezi Marmara Bölgesi'nde 21 yıl önce meydana gelen Gölcük depremi tecrübesine ve beklenen depremin Türkiye'nin en stratejik bölgesinde olacağı bilinmesine rağmen yeterli önlemin alınamamış olmasının izahı yoktur. 21 yıl kaybedildi ama o kadar zamanımız kalmamış olabilir. Muhtemel depremler için hâlâ savunmasız durumdayız. Ne İstanbul ne de ülkenin geri kalanı için ciddi bir hazırlık söz konusu değildir. Daha fazla canımızı yitirmemek için harekete geçilmelidir. Tüm ülkeyi depremlere yeterince hazırlamak hükümetin öncelikli meselesi olmalıdır.” dedi.

“İhmal nedeniyle bundan sonra yaşanacak can kayıplarından devletin sorumlu olacağı bilinmelidir”

Depremler öncesi gerekli analizlerin yapılması çağrısında bulunan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: Risk analizleri tamamlanmalı, dayanıksız yapıların güçlendirilmesi ve tehlike arz eden binaların yeniden yapılması süreci hızlandırılmalıdır. Devlet desteğinin olmaması, dar gelirli insanımızı deprem karşısında çaresiz bırakmaktadır. Toplanan deprem vergileri çürük binalarda yaşayan yoksul insanlar için harcanmalıdır. Zayıf binalar tespit edilerek güçlendirilmeli veya devlet tarafından yeniden inşa edilmek üzere yıkılmalıdır. Vatandaşın canını öncelemeyen politikalara son verilmelidir. Kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından birisi olan imar affı ile ruhsat verilen binalar mutlaka ciddi bir denetimden geçirilmelidir. Kentsel ve Kırsal dönüşüm projeleri ülkenin tamamına yayılarak mümkün olan en kısa zamanda tamamlanmalıdır. İhmal nedeniyle bundan sonra yaşanacak can kayıplarından devletin sorumlu olacağı bilinmelidir.”

"Torba yasa derhal geri çekilmelidir"

Yapıcıoğlu, iç gündemdeki torba yasasına ilişkin de şöyle konuştu:

“Şu an TBMMnin gündeminde olan ‘İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunugibi çeşitli kanunlarda değişiklik öngören torba yasaya haklı tepkiler görmezden gelinmemelidir. Söz konusu yasa değişikliği, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler için her alanda belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesini öngörmektedir. Böylece işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları gibi temel hak ve alacakları, işverenlerin insafına terk edilerek mali güvenceleri ortadan kaldırılmaktadır.

İş hayatını ilgilendiren yasa değişikliklerinde sermaye sahiplerini koruyup işçilerin haklarının göz ardı edilmesi uygulamalarına son verilmelidir. İşçiler ve işçi örgütlenmeleri, kendileri hakkında yapılan yasal düzenlemeler konusunda seslerini duyuramamaktadır. İşçi ve emekçinin sermaye sınıfına ezdirilmesi artık son bulmalıdır. Meclisin gündemindeki yasa değişikliği gerçekleşirse işçilerin özlük hakları gasp edilecek ve bu düzenleme kayıt dışı çalışmayı teşvik edecektir. Hukuki güvenceden yoksun kalacak olan işçi, işverenin insafına terkedilmektedir. Bu yasa derhal geri çekilmelidir. Başta iktidar olmak üzere tüm siyasileri, işçileri sermaye karşısında güçlendirecek ve insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşamalarını teminat altına alacak düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz.”(İLKHA)