EKONOMİ SERVİSİ
Birçok kişinin önceliklerini gözden geçirmesine ve sosyal yaşantısında değişikliklere gitmesine neden olan koronavirüs salgını harcama tercihlerimizi de etkiledi. Bu davranış değişimlerinden en çok etkilenen ise sektörlerin satış grafikleri oldu.
Özellikle sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığı dönemde giyim ve ulaşım gibi birçok sektör sekteye uğrarken, kimi sektörde ise geçmişte eşi görülmemiş bir hareketlilik yaşadı. O sektörlerden biri de mobilyacılık…
SEKTÖR İÇİN YENİ BİR KIRILMA NOKTASI
Bu dönemde mobilya sektörünün yaşadığı hareketliliği değerlendiren Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Mustafa Balcı şunları söylemişti:
“Korona öncesi sabah evden çıkıyor, akşam yorgun bir şekilde geliyor, biraz dinlenip sonrasında uyuyorduk. Önceliklerimiz farklıydı. Pandemi nedeniyle evden çıkamayınca bu kez evimize yöneldik, farklı gözle bakmaya başladık. Bu süreçte koltuklarımızın eskidiğini, yataklarımızın artık işlevsel olmadığını fark ettik. Aslında satın alma kararını işte o günlerde verdik. Şimdi imkanlar biraz gelişince 4 ay önce karar verenler düşüncelerini eyleme döktü ve mobilya almaya başladı.”
Küçük esnaf da olumlu etkilendi
Yoğun talep nedeniyle siparişlerin haftalar hatta aylar sonra teslim edilebildiği mobilyacılık sektöründeki bu hareketlilikten küçük esnaf da olumlu etkilendi. “Geçmişte zaman zaman yoğunluk olurdu ama 4 aylık süreçte bu kadar patlayan bir yoğunluk görmedik” diyen Zahir Yıldız da süreçten kazançlı çıkan bir esnaf. 15 yıldır marangozluk yapan Yıldız bu dönemi şu sözlerle anlattı:
“Koronavirüs ilk çıktığı zaman mart ayında yaklaşık 3 ay civarında mobilya sektörü çok etkilendi. İnsanlar korktuklarından dolayı evlerine almadılar, işlerini iptal ettiler. Maddi ve manevi olarak biz de sıkıntılar yaşadık. Ama alışma sürecinden sonra özellikle Ramazan Bayramı’ndan sonra 4 aylık süreçte aşırı bir yoğunluk oldu. İnsanlar artık pandemiden kaynaklanan gerginlikten sıkıntıdan dolayı mı mobilyaya çok ağırlık verdi yoksa ihtiyaçtan mı biz bile anlamakta güçlük çektik.”
“Eşyalarımız da bizimle birlikte bir kimlik kazanıyor”
Peki mobilyacılık sektöründe yaşanan bu ani hareketliliğin tek nedeni ihtiyaç mı? İşte bu sorunun yanıtını ve bu talebin arkasında yatan psikolojik faktörleri konunun uzmanına, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Sağlık Uygulama Araştırma Merkezinden Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım’a sorduk. Eşyalarımızın da bizimle birlikte bir kimlik kazandığını söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:
“Daha önceleri sadece bir yaşam alanı olarak, sadece ihtiyaç olarak gördüğümüz hanelerimiz bizim için eşyalarıyla, duvarlarının rengiyle belki de bize sunmuş olduğu her bir nesneyle anlam kazandı. İnsanlar o eşyalarla o alanla vakit geçirdikçe bir anlamda hepsinin niteliği, kıymeti, değeri ve etkileri de değişmiş oldu. Oturduğumuz koltuk, baktığımız duvar bazen geçmişten kalan kendimiz için seçmiş olduğumuz resim gibi. İşte tam da böyle bu, estetik anlamda bizimle birlikte bize ait olan bir alanın yeniden organize edilmesi, pandeminin aynı ilişkileri, aynı zamanı aynı şekilde sosyal yaşamı yeniden organize etmemizin bir çabası gibi. Yani eşyalarımız da bizimle birlikte artık bir kimlik kazanıyor.
Elbette ki böyle bakıldığında belli alanlar insanlar açısından çok daha derinlikli düşünülmeye başladı, bunun da insanların kendi haneleriyle kendi yaşadıkları ortamla yeniden tanışmaları ve yeniden barışmalarıyla ilgisi olduğunu düşünüyorum. Bu durum belki de insanın, toplumun hatta kurumların bile yaşama, eşyaya ve en önemlisi yaşam alanına bakışlarını değiştirmiştir. Bu da elbette ki alışveriş tercihlerindeki farklılığı bize açıklıyor olabilir.”
Kaynak, TRT Haber