Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesinde düzenlenen ve İslam ülkeleriyle kültürel diyaloğun gelişmesi hedeflenen programın açılışı Hacı Arıcı'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
İslam'dan önce Arapların esamesinin okunmadığını, Arapların İslam'la şereflendiğini söyleyen Prof. Dr. Yasin Aktay, "Bazı Arap milliyetçileri Araplığı büyük bir şeye dönüştürmeye kalkışsalar bile islam'dan önce Araplar diye bir şey yok. Araplar uzun yıllarca İslam medeniyetini çok uzak yerlere kadar taşıdılar. Maveraünnehir'e, Hindistan'a, Çin'e, Malezya'ya, Endonezya'ya kadar götürdüler. Fakat sonra yoruldular. Onlar da iktidar telaşına düştüler. Önce Kudüs'ü kaybettiler. Kudüs'ü kaybettikten sonra cenabı Allah, Türkler ve Kürtlerin yine kendini bilen, davayı idrak eden Arapların, İnsanların çabasıyla tekrar Kudüs'ü fethettiler. Kudüs işgal altındayken Selahaddin Eyyubi tüm kabileleri birleştirmek için akla karayı seçiyor. Herkeste tekrar Kudüs'ü fethetme çabası var ama öte taraftan da herkeste Kudüs'ü fethetmeye yakın bir güce erişmiş olan İslam beyliğini de engellemek için çalışıyorlar. Birçok emirlik ve küçük krallık Kudüs'ün fethiyle kazanılacak avantajların başkasının eline geçmemesi için Kudüs'ü fethetmek isteyenlere engel oluyorlar. Filistin davası bir geçim kaynağı olduğu sürece onlar için değerlidir." diye konuştu.
250 milyon içerisinde 100 tane hain çıksa faturasının 250 milyona kesildiğini belirten AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "İnglizler Çanakkale'ye geldi. Fransızlar Gaziantep, Kahramanmaraş ve tüm bölgeyi işgal etti ama Batı hayranlığında bir eksilme yok. İnglizler belki gitti ama bilinçaltı çalışması devam etti. 'Ne Arap'ın yüzü ne Şam'ın şekeri' deyimi bu milletin dimağına yerleştirildi. Bize Arap dünyasından uzak durun telkininde bulunurlarken kendileri Arap dünyasının yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalamak ve ülkelerin başına temsilci atamakla meşguldüler. O yüzden kendi işimizi kendimiz görmeliyiz. Kardeş coğrafyalarımızla ilşkilerimizi bir kısım yöneticilerine rağmen geliştirmek durumundayız. Bunun için münevverlerin, sanatçıların, mütefekkirlerin, siyasetçilerin, kanaat önderlerinin, STK'ların bir araya gelmesi gerekir. ilşkilerimizi güçlendirmek durumundayız. Aramızdaki bağların bozulması için çabalayan küresel haydutlara müsaade etmemeliyiz." şeklinde konuştu.
"Hem diplomasi hem de kültürel mirası birleştirmede kitabın yeri her zaman için çok anlamlıdır"
Kültürel diplomasi ve kültürel mirası yeniden düşünme imkânı veren bu etkinliğin 5 yıldır Cumhurbaşkanlığın himayesinde devam etiğini hatırlatan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, "Bu sürecin içerisinde şahsım ve kurum olarak destek vermeye çalışıyorum. Hem diplomasi hem de kültürel mirası birleştirmede kitabın yeri her zaman için çok anlamlıdır." İfadelerini kullandı.
Pandemi sebebiyle bu yıl online olarak düzenlenecek olan program, 12 Kasım tarihine kadar birçok akademisyen ve yazarın katılımıyla devam edecek. (İLKHA)