24 Ekim'de TRT Haber’deki Gece Bakışı programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması aktarılırken, TRT’nin ekranında “Öööööööiiiiiillllll” şeklinde bir ifade belirmişti.
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, TRT’deki “Öööööööiiiiiillllll” şeklindeki ifadeyi köşesine taşımış, bunun üzerine TRT'de açıklama yaparak Fuat Uğur'u sert bir dille eleştirmişti.
TRT Haber Kanal Koordinatörü Yahya Bostan da sosyal medya hesabından Fuat Uğur’u etiketleyerek sert yanıt vermiş ve şunları belirmişti:
Kulaktan dolma yalan yanlış bilgiler. Arayıp 'doğru mu' diye sormadan 'Ben yazayım da bakalım ne olacak' kolaycılığı… 'FETÖ'yü hafife alıyorlar' iftirası Hem de bana! Bu konuda bedel ödemiş, aralarında bulunduğum yöneticilere! Maksatlı, hesaplı saldırı… Not ettik.
Uğur: "Gazetecilik hayatım boyunca hiç 'Not Ettik' diye bir tehdit almamıştım"
Gazeteci Fuat Uğur, bu açıklamalarının ardından yine TRT yöneticilerine yüklendi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Uğur, "TRT Genel Müdürü İbrahim Eren ile TRT Haber Kanal Koordinatörü Yahya Bostan'ın terbiyesizlikleri ve tehditleri beni çok şaşırttı. Gazetecilik hayatım boyunca mafyaya çomak sokan pek çok haber yaptım ama hiç 'Not Ettik' diye bir tehdit almamıştım. TRT'yle bir ilki yaşadım." dedi.
Bu nedenle cevap yazma zorunda olduğunu söyleyen Uğur, "Bana 'sözde gazeteci' diye akıllarınca hakaret eden TRT yöneticilerine 35 yıllık meslek hayatımı anlatacak değilim. TRT ile ilgili yazdığım çok basitti. 'Ööööllll' tarzı pek çok FETÖ eylemi TRT ekranlarından kendini göstermişti. Yapılacak tek şey bu konuda soruşturmayı derinleştirmek ve usulünce, bir kamu kurumu yöneticisine yakışır cevap vermek olmalıydı ama çiğ, edepsizce ve hakaret içeren bir açıklamayı, 'Hem de bana ha' ünlemesiyle 'not ettik' tarzı bir tehdidi doğrusu hiç beklemiyordum." ifadelerini kullandı.
"Özel haber televizyonları, hatta eğlence kanalları çatır çatır direnirken TRT darbecilere kolayca teslim olmuştu"
Uğur, paylaşımını şöyle sürdürdü:
"Yapılan açıklamalarında şişirilmiş TRT kadrolarında yapılan tasfiyeyi FETÖ tasfiyesi diye yutturma kolaycılığına sapmayı bırakarak önce 15 Temmuz gecesinin ve o zamandan bu yana yaşanan garipliklerin izahatını vermeliler.
Hassasız çünkü olası kritik bir durumda yine aynı şey yaşanabilir. Misal 15 Temmuz gecesi, tüm TRT yöneticileri, normalde üniversitelerin açık olduğu Mayıs ayında yapılan TRT Okul'un 'Geleceğin iletişimcileri' ödül törenindeydiler. Tıpkı komutanların düğünlerde olması gibi.
TRT yöneticileri böyle tuhaf bir günde düzenlenen ödül törenini kimin ve nasıl organize ettiğinin hala hesabını veremediler. Onlar ödül verirken TRT'yi darbeciler ele geçirmiş, adamları darbecilere yol göstermekteydi, bildirinin okunmasını kolaylaştırmak için.
Özel haber televizyonları, hatta eğlence kanalları çatır çatır direnirken TRT darbecilere kolayca teslim olmuştu. Neden? Çünkü TRT yöneticileri ödül vermekteydi ölü balık taklidi yaparak. Ama TRT kanalları kaputtu. Ekranları kararmıştı saatlerce. Radyoları sabaha kadar susmuştu.
TRT'yi o zaman Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Süleyman Soylu vatandaşlarla gelip teslim almasaydı ne olacaktı? TRT bütçesinin yarı fiyatına kurulan TRT World dünya çapında susmuştu. Hani Türkiye'yi anlatacaktı? Yayına başladığında da Türkçe olarak TRT'ye bağlandı.
TRT World 04.53'e kadar Türkçe yayın yaptı ve Erdoğan'ın havalimanındaki konuşmasını keserek İngiltere'deki Andrew Steele'e yorum yaptıracak denli şirazeden çıkmıştı. Tıpkı Oval Ofisteki Trump-Erdoğan görüşmesini kesip belgesel yayınlaması gibi. Bunların hesabı soruldu mu?
"15 Temmuz gecesindeki TRT ekran karartmalarının hesabı ve sorumluları bulundu mu?"
Ben çok merak ediyorum. 15 Temmuz gecesindeki TRT ekran karartmalarının hesabı ve sorumluları bulundu mu?
Darbecilerin darbe bildirisi için kullandıkları TRT 1 kanalında 23.59.17’e, yani darbe bildirisi okunana kadar yayına müdahale edilmemesinin, TRT Haber’de 23.06.10-23.11.30 saatleri arası yayının kesilerek ekranın kararması ve 48 dakika hava durumu yayınının verilmesinin, TRT Avaz’da 23.10.26-23.11.09 arası yayının kesilmesi ekranın kararmasının ve 23.52.51'den itibaren hava durumu bandının yayına girmesinin, TRT Türk’te 23.06.11-23.11.38 arası yayının kesilmesi ekranın kararmasının, TRT Okul’da 23.08.51-23.14.13 arası yayının kesilmesi ekranın kararmasının… Hesabı soruldu mu? Sorumluları bulundu mu ve gerekli işlem yapıldı mı?
TRT reklamların en yoğun gittiği kurumların başına geliyor. Vergilerimizle de destekleniyor. Şimdi pahalı dizi prodüksiyonlarıyla 'Başarılı ve reyting alan TRT' imajı ile neyin üstü örtülmeye çalışılmakta? TRT sadece dizi mi demek?
Ben, haberlerinde ve haber kanallarında etkin habercilik yapan, haberleriyle, haber dosyalarıyla ses getiren bir TRT görmek isterim. Görsem inanın ki söylerdim. Övgüden asla kaçınmam.
Demem o ki kontrol edemediğiniz kurum sizin değildir. Eğer yeterli temizliği yapamazsanız, bir kişi bile seni kurum dışında bırakabilir, sen de binanın dışından, vatandaşlara çağrı yaparsın çaresizce. FETÖ’cülerin garip biçimde 15 Temmuz’a aldırdığı ödül töreninde seni oyalarlar.
İşte bu yüzden yazıyorum ve ama bu toy çocuklar meseleyi şahsileştiriyorlar.
Aramızdaki hukuka dayalı sitem mesajı gönderen bir Genel Müdür'ün ve arkadaşlarının 'Not ettik' tarzı tehditler savurmak ve 'sözde gazeteci' diye hakaret etmek yerine edebini takınıp çalışması gerekir." (İLKHA)