Gaziantep’teki tarihi camiler Fransız barbarlığının izlerini taşıyor

Kurtuluş Savaşı döneminde Gaziantep'i işgal eden sömürgeci ve işgalci Fransız askerlerinin kentteki camileri hedef alarak bombalaması Fransa’nın İslam düşmanlığının yeni olmadığını gösteriyor.

Ekleme: 30.10.2020 16:35:05 / Güncelleme: 31.10.2020 11:30:03 / Güncel / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Son günlerin en önemli gündem maddesi hiç şüphesiz Fransa ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ülkedeki diğer yetkililerin, İslam'a ve kutsallarına yönelik düşmanlığı oldu.

Fransa’da İslam düşmanı Macron, ilk olarak “İslam bugün dünyanın her yerinde krizde” şeklinde haddi aşan ifadeler kullandıktan sonra Charlie Hebdo’nun Hazreti Muhammed (Salallahu Aleyhi Vesellem)'e yönelik hakaret içerikli provokasyon barındıran sözde “karikatür” küstahlığına destek verdi.

 

Macron’un bu kabul edilmeyen ve büyük tepkilere neden olan adımları Fransa’nın geçmiş yıllardaki İslam'ın kutsallarına yönelik saldırıları ile İslam düşmanlığını tekrar gündeme getirdi.

Kurtuluş Savaşı döneminde Antep’i işgal etmeye gelen işgalci Fransız askerlerinin o dönemde işlediği zulüm ve acımasızlıklarının izleri, aradan geçen 99 yıla rağmen kentte bulunan birçok asırlık camide halen duruyor.

Antep'i işgal etmeye gelen işgalci Fransız askerlerinin ilk icraatı, kentte bulunan camileri bombalamak oldu. İşgal esnasında da önlerine gelen canlı ve cansız her şeye zarar veren işgalci Fransız askerlerinin yaptıkları katliamlar ve acımasızlıkların izleri kentteki asırlık camilerde halen duruyor.

İşgalci Fransız birliklerinin kentin tek hastanesi olan Hamidiye Guraba Hastanesi’ni topçu bataryaları ile bombalaması sonucu savunmada yaralananların tedavi edildiği ve geçici olarak hastaneye çevrilen Şeyh Fethullah Camii ile birlikte yaklaşık 30 camiyi bombaladı.

Bu camilerden bazıları tamamen yıkılırken, birçok cami de harabeye döndü. Kentteki birçok camide halen top mermilerinin izleri, tarihin kanlı dönemine ve İslam düşmanlığında sınır tanımayan işgalci ve sömürgeci Fransa'nın zulmüne şahitlik etmeye devam ediyor.

Şahinbey ilçesinin Şekeroğlu Mahallesinde bulunan ve yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte miladi 1500’lü yıllarda yapıldığı rivayet edilen Alaüddevle (Ali Dola) Camii, işgalci Fransızların zulüm dolu barbarlığına şahitlik eden tarihi mekânlardan sadece biri olarak biliniyor.

Kentin en eski camilerinden olan ve Kurtuluş Savaşında “Antep savunması"nın o dehşetli günlerinden kalan mermi ile şarapnel parçalarının izlerini taşıyan Alaüddevle (Ali Dola) Camii, işgalci ve sömürgeci Fransızların İslam düşmanlığına tanıklık ediyor.

Antep Savunması"nın o dehşetli günlerinden kalan mermi ve şarapnel parçalarının izlerini görmenin mümkün olduğu tarihi cami hakkında İLKHA muhabirine bilgi veren Alaüddevle (Ali Dola) Camii İmam Hatibi Ebubekir Yaman, kentteki birçok caminin halen Fransız zulmüne şahitlik ettiğine dikkat çekti.

“Fransa'nın bu tutumunu lanetliyoruz”

Fransa ve Macron’un “düşünce ve ifade özgürlüğü” adı altında İslam’a yönelik saldırılarını kınadığını belirten Yaman, “Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'de, ‘siz onlar gibi olmadıkça onlar sizleri asla sevmezler’ buyurmaktadır. Son zamanlarda Peygamber Efendimize, Müslümanların inançlarına hakaret etmeyi kendisinde ‘fikir özgürlüğü’ adı altında yapmayı görebilen Fransa, aslında çok değil bundan daha 100 yıl önce ‘Antep Savunması’nda Antep'in çeşitli camilerinde olduğu gibi camimize de saldırarak aslında İslam'ın temsil ettiği değerlere nasıl hakaret edildiğini görebiliyoruz. İslam düşmanlığının Fransa'nın geçmişinde var olduğunu, bugün de bunu devam ettirdiğinin en açık göstergesidir. Hem 100 yıl önce hem de daha öncesinde ve bugünlerde Fransa İslam'a olan düşmanlığını açık tutmaktadır. Bizler de bu manada Fransa'nın bu tutumunu lanetliyoruz, bir an önce yaptığı bu yanlıştan dönmesini kendilerine şiddetle tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde tüm İslam âleminin ve Müslümanları da karşılarına aldıklarını unutmamaları gerekmektedir.” dedi.

“Camimiz Fransa’nın zulmüne şahitlik yapmaktadır”

Caminin birçok noktasında bulunan top mermileri ve şarapnel parçalarının izlerinin işgalci Fransızların zulmünü yansıttığını belirten Yaman, “İşgal esnasında hem minarelerden gelen ezanları dindirmek ve hem de ‘Antep Savunması’nın direncini kırmak adına camimize de çeşitli saldırılar gerçekleştirilmiştir. Bu saldırıların izleri halen hem camimizin minaresinde hem de diğer bölgelerinde durmaktadır.” diye konuştu.

Kentteki birçok caminin Fransa’nın İslam düşmanlığına ve zulmüne şahitlik yaptığını belirten Yaman, Fransa’nın İslam düşmanlığının yeni olmadığına dikkat çekti.

“Suriye'de, Irak’ta ve Filistin'de kutsal mabetlere saldırdılar”

Sözde insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden Fransa ve diğer Batılı ülkelerin işgal ettikleri beldelerde her zaman camileri hedef aldığına dikkat çeken Yaman, “İslam'da savaş hukuku var. Savaş hukukunu da en iyi işleten sistemlerden birisi İslam’dır. Peygamber Efendimizin Mekke’nin Fethi’nden bugüne kadar yapılan İslam fetihlerinin hepsinde kutsal mabetlere saklanan kişi bir ‘eman’ dilemek manasına geliyordu. Kutsal mekanlara saklananlara aslında kendisi güvende tutmak için mabetlere saklanmış oluyorlardı. Ama günümüz dünyasında ise ‘Avrupa insan hakları’ adı altında insan haklarını savunduklarını zannedenler, bunun savunuculuğunu sadece kendilerinin yaptığını düşünmesinler. Çünkü bir taraftan bunu savunurken, diğer taraftan ise bunun aksini sahada bizlere gösteriyorlar. Suriye'de, Irak’ta ve Filistin'de gösterdikleri gibi nerede bir kutsal mabet varsa oraya saldırmayı da kendilerine görev olarak kabul edenlerin asla insan haklarına riayet ettikleri söylenemez.” dedi.

“İslam yıkıcı değil, devamlı yapıcı olmayı tavsiye eder”

“İslam camilere ve kutsala saldırmayı kesinlikle yasaklıyor” diyen “İstanbul'da ve yurdumuzun birçok yerinde halen tarihi olan kilise ve havraların ayakta kalması bunun en büyük göstergesidir. Bu İslam'ın diğer dinlere ve diğer mabetlere olan hoşgörüsünden kaynaklanmaktadır. İslam yıkıcı değil, devamlı yapıcı olmayı tavsiye eder. Bunun için dünya Müslümanlarında da gördüğümüz budur. İslam devamlı yapmayı ve onarmayı tavsiye eder. Ama maalesef buna karşılık kendilerini Hristiyan aleminin öncüleri kabul ettiklerini düşünenler Hristiyanlığı da bir tarafa bırakarak maalesef insan haklarını çiğnemekte, bütün dinlere ve kutsallara saygısızlık yapmaktadırlar. Bu da bütün Müslümanları ve İslam alemini derinden yaralamaktadır.” şeklinde konuştu. (İLKHA)

Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar İlgili Galeriler