Coronavirus salgını nedeniyle bu kış, grip aşısına olan talep geçen yıla göre iki kattan daha fazla artış gösterdi.
Sonbahar mevsimiyle birlikte havaların da soğumaya başlamasıyla Türkiye genelinde grip aşısı olmak isteyen vatandaşlar, eczanelere giderek isimlerini sıraya yazdırmaya başlamıştı. Ancak sistemin değişmesiyle eczanelerde yapılan listeler iptal oldu.
Coronavirus salgınıyla beraber grip aşısının nasıl uygulanacağı merak edilen bir konu haline gelirken, Türkiye’de şu an itibarıyla yaklaşık bir milyon 350 bin grip aşısı bulunurken bu aşının kimlere ve hangi süreçler sonucunda uygulanacağı da netlik kazandı.
Önceki yıllardan farklı olarak bu sene, isteyen herkes eczanelerden grip aşısı satın alamayacak. Grip aşısı, risk grubu yüksek olanlara yapılacak. Bu yıl grip aşısı olacak kişilere aile hekimleri karar verecek ve aşılar renkli reçete kapsamında hastaya özel olacak şekilde eczanelerden temin edilebilecek.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle bu yıl yoğun bir talebin olduğu ve milyonlarca vatandaşın merakla beklediği zatürre ve grip aşısı Türkiye’ye gelirken, eczacılar odaları ve uzmanlar, beklenenin altında gelen aşının talebi karşılamayacağı uyarısında bulunuyor.
Covid-19’dan dolayı vatandaşların grip aşısına yoğun talebi olduğunu ifade eden Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Demirci, yeterince aşı gelmediği ve aşının sadece risk grupları içinde yer alanların ulaşabilecek olmasının vatandaşları mağdur ettiğini söyledi.
Covid-19 salgını nedeniyle talep yoğunluğu yaşanan ve son günlerde de oldukça tartışılan grip aşısı uygulamasının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Demirci, risk grubundaki tüm vatandaşlar değerlendirildiğinde 25 milyon kişiye vurulması gereken aşı, yeterince gelmediğinden bu yıl çok az kişiye vurulacağını belirtti.
Bu durumda aşı olması gereken milyonlarca kişinin aşıya ulaşamayabileceğine dikkat çeken Demirci, Covid-19’un belirtilerinin gribin belirtilerine benzediği için vatandaşların çok endişeli olduğunu ve aşı yaptırmanın özellikle bu dönemde önemli olduğunu söyledi.
“Bu yıl grip aşısını daha önemli hale getiren en önemli etken Coronavirus salgını”
Covid-19 ile gribin belirtilerinin birbirlerine karıştırabilmesi nedeniyle çok daha önemli hale gelen grip aşısının tüm risk grubundaki vatandaşa vurulması gerektiğini ifade eden Demirci, “Vatandaşların son bir ayda en çok sorduğu sorular, ‘grip aşısı geldi mi ve ben grip aşısı yaptırabilir miyim?’ sorusudur. Vatandaşın en büyük sorusu ve endişesi grip aşısıdır. Çünkü sağlık önemlidir. Bu sene neden grip aşısı önemli hale geldi? Bildiğiniz üzere dünya yaklaşık olarak 10 aydan bu yana Covid-19 salgını nedeniyle deyim yerindeyse kahroluyor. Bilim adamları, tıp insanları, hekimlerimiz sürecin başından beri maske, sosyal mesafe ve hijyen konusunda uyarıda bulunuyor. Bunun yanında Covid-19 salgınından daha az etkilenmek için grip ve zatürre aşısını önerdiler.” dedi.
“Covid-19’dan dolayı grip aşısına talep arttı”
Grip aşılarının her yıl sonbahar mevsiminin başlamasıyla yapıldığını hatırlatan Demirci, “Yani Eylül'ün 15'inden sonra grip aşıları dünyada uzun yıllardan beri yapılır. 15 Eylül’den 15 Kasıma kadar bu süreç tamamlanır. Özellikle risk grubundaki hastaların grip aşısı yapmaları çok önemlidir. Bilim insanları da yaşlıların Covid-19 salgınından korunmaları için veya bu süreci daha az hasarla geçirmeleri için aşı olması gerektiğini söyledikleri için tabi ki de insanların aşıya olan talepleri çok fazla oldu. Grip aşısı 65 yaş ve üzeri hastalara öneriliyor. Onun haricinde ise kronik hastalığı olan kişilere öneriliyor. Türkiye'de 8 milyon 65 yaş üstü nüfusumuz var. Kronik hastalıkları olanları da bu rakama eklediğimizde bu rakamın 12-13 milyonun üzerine çıktığını hepimiz biliyoruz. Türkiye'de bu zamana kadar grip aşıları oranının yaklaşık yüzde 3 olduğu biliniyor. Yani 2 milyon 400 bin oranında grip aşısı yaptırılıyordu.” ifadelerini kullandı.
“Pandemi sürecinin başında grip aşısı temin edilmeliydi”
Covid-19 salgınından dolayı bu sene grip aşısına talebin çok fazla olacağının pandemi sürecinin başından beri belli olduğunu belirten Demirci, “Grip aşısı ile ilgili tedbirlerin alınması gereken dönem ilkbahar aylarıydı. Yani aşı siparişini ilkbahar aylarında vermemiz gerekiyordu. Grip aşısı dönemlik kullanılan bir aşı olduğu için dönemlik yapılıyor. Yani her sene bir önceki senenin siparişleri hazırlandığı için aşıların hazırlanması sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde verilen siparişle beraber biten bir dönemdir. İşte Türkiye grip aşısı siparişini beklentilerin üzerinde vereceğine tam tersi beklentilerinin altında bir grip aşısı siparişi vermiş. Dünyala baktığımızda özellikle Avrupa ülkeleri neredeyse nüfuslarının yarısı kadar grip aşısı getirmiş. Ama bizim getirdiğimiz aşı ise 1.5 milyon kutudur. Devlet Malzeme Ofisi'nde de 800 bin kutu aşının olduğu söyleniyor. Bunun piyasaya verilip verilmediğini tam olarak bilmiyoruz ama Sağlık Bakanımız 2 milyonun biraz üzerinde grip aşısı verileceğini söyledi. Bu sayı yeterli değildir. Bizim hedef kitlemizde yaklaşık 13 milyon kişi var. Yani biz şu an hedef kitlemizin yüzde 10’una aşı bulmuşuz. Bu da inanılmaz derecede sıkıntı oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
“Sağlık Bakanlığı’nın elindeki aşı miktarı az”
Grip aşısının hem yetersiz hem de geç geldiğini belirten Demirci, “İlk hastalarımıza geçtiğimiz cuma günü grip aşısı vermeye başladık. Hem geciktiği hem de sayısal olarak az geldiği için grip aşısında sınırlanmayla karşılaştık. Risk grubundakilerin içinden yeni bir risk grubu oluşturuldu. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın elindeki aşı miktarı az. Aşı miktarına göre bilimsel kriterleri bir tarafa bırakıp yeni bir risk grubu oluşturduk. Bu risk grubunun içinde organ nakli olan hastalar, kemoterapi tedavisi gören hastalar ve özellikle 75 yaş üstü akciğer hastalar öncelik listesine alınmış. İlk partide 400 bin tane aşı verildi. Gaziantep'e ise ilk partide bin tane aşı geldi.” diye konuştu.
“Aşı olabilmeniz için Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği risk grubunun ‘risk grubu’ içerisinde olmalısınız”
Grip aşısının ilaç depolarından istendiğini ve depodan geldikten sonra hastaya verildiğini ifade eden Demirci, “Sağlık müdürlüklerinin aile hekimlerine yolladıkları aşıların veriliş süreciyle ilgili şablonlarda ve e-nabız’a girdiğimizde aşıdan faydalanacak kişileri görebiliyoruz. Aşı için önce aile hekimliğine gidiliyor. Aile hekimleri ‘Reçetem’ sistemi üzerinden kişinin riskli grupta olup olmadığını görüyor ve buna göre aşıyı yazıyor. Kişiye bir karekod veriyor. O kodla eczaneye gittiğinde eczacı kodu girip aile hekiminin yazdığı reçeteyi görüp depodan aşıyı istiyor ve depodan geldikten sonra hastaya veriyor. Aşınızı böyle alabiliyorsunuz. Yani inanılmaz bir prosedür silsilesi var. Aşıyı kesinlikle paranızla alamazsınız. Aşı olabilmeniz için Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği risk grubunun ‘risk grubu’ içerisinde olmalısınız ancak bu durumda aşı olabilirsiniz.” dedi.
“Covid-19 kurallarına uyarsak gripten de korunuruz”
Türkiye’nin grip aşısı noktasında ciddi sıkıntı çektiğini belirten Demirci, son olarak ise şunları söyledi:
“Türkiye bu sıkıntıyı yaşamamalıydı. Madem biz vatandaşımıza kurallara uymasını istiyoruz, ‘zatürre ve grip aşısını’ yaptır diyorsak, aşı temini sağlanmalıydı. Bunu temin etmek çok da zor bir şey değildi. Eğer maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyuyorsak gribe yakalanma oranımız da geçen seneye göre daha az olacak. Yani Covid-19’dan kendimizi korurken aynı zamanda gripten de kendimizi korumuş olacağız. En azından içimiz ferah olabilir. Bu konuda endişelenmeyelim. Covid-19 tedbirlerine uyarsak daha az grip vakası yaşanacaktır diye düşünüyorum.” (İLKHA)